Doğanın kendini yenileme becerisine sığınıp: 'Önce kapımızın önü!' diyerek hepimiz tek tek önlem almalıyız.

Ancak bu şekilde doğamızı korur ve ona duyduğumuz saygıyı göstermiş oluruz.
İklim krizine bağlı olarak dünyamız, özellikle ülkemiz gibi Akdeniz iklim kuşağında olan ya da daha sıcak ülkeler çok ciddi su sıkıntısı içinde. Bu büyük sorunla baş etmenin çözümlerinden biri de su tasarrufu ve suyun geri dönüşümünü sağlamak.
Biz ne yapabiliriz?
Bu soruya, özellikle bahçesi olan okurlarımıza, bugüne değin bahçe alışkınlıklarını bırakmalarını ve bahçelerini çok az su isteyen bitkilerle oluşturmalarını salık veriyoruz.
Birbirinden zengin türleriyle ülkemizde de yetişen sükülent, kaktüs türlerinin yanı sıra susuzluğa dayanıklı, kolaylıkla sağlayabileceğiniz, bahçenize biçim renk, koku ve özellik katacak çok çeşitli bitkiler olduğunu da söyleyebiliriz.
Gülnar Önay'ın iklim krizine karşı kaleme aldığı 'Az Su İsteyen Bahçeler'
İnkılâp Kitabevi tarafından basıldı...
Firmalar ve bizim için önemli olan, bu farkındalıkla; sürdürülebilir, çevreye saygılı ve doğayı koruyan üretim anlayışıyla faaliyetlerini sürdürmeleri.
Yani; Gıdanın geleceğine sürdürülebilir destek verilmeli…
Ama bunu kaç firma gerçekten ve yürekten isteyerek yapıyor?
“Dünya Gıda Günü” bu yıl 'Hiç Kimseyi Dışarda Bırakma' (Leave No One behind) temasıyla gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme sorunlarına dikkat çekmeyi amaçlıyor.
'Gıda Görünümü Raporu'na göre, küresel gıda ithalatında bu yıl yüksek fiyatlar ve nakliye maliyetleri nedeniyle yüksek bir artış bekleniyor.
Bu artışla birlikte gıda ithalatına en çok bağımlı olan düşük gelirli ülkelerde gıda güvenliği risklerini önlemek için yeni önlemler gerekecek.
'Gıda Görünümü Raporu'na göre, küresel gıda ithalat faturası bu yıl 1,8 trilyon dolarla yeni bir rekora ulaşma yolunda ilerliyor.
Birçok kırılgan ülkenin daha fazla para ödeyip daha az gıda alacağını öngören raporda tüm bu gelişmelerin gıda güvenliği açısından endişe verici olduğu belirtiliyor.Birleşmiş Milletler, 2050 yılında dünya nüfusunun gıda ihtiyacının karşılanması için küresel gıda üretiminin tahmini olarak yüzde 70 oranında artması gerektiğini öngörüyor.
Sağlam ve etkili bir gıda endüstrisine duyulan ihtiyaç her zamankinden fazlayken, farklılaşan bireysel yaşam tarzları da çeşitlilik ihtiyacını gündeme getiriyor.
Tabii bu da bazı firmaların, örneğin Herbalife'ta ürettiği bitkisel proteinli ürünlerle bu alana katkı sunmaya devam ediyor.