Birkaç haftadır özellikle Büyükşehir Belediyesi ve Sayın Başkanımız T.Soyer hakkında yazdım. Daha önce de dediğim gibi kimseye karşı bir duruşum yok.

Benim tek derdim yaşadığım bu kent ve bu kent yönetiminde olan veya olacakların İzmir’i yönetecek liyakat ve yetenekte olup olmamalarında.
En önemlisi de kentin maddi varlıklarının, yani eski tabirle ‘tüyü bitmemiş yetimin hakkının’ yenmemesi, belediyelerimizin birilerinin kar hırslarının yemliği olmaması.

Her partiden onlarca aday adayının halkın terazisine çıkma çabaları, birkaç hafta önce İZMİRTÜRK TV ekranlarında eski AK Parti şimdiki İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Sayın Fikret Mısırlı ile yaptığım söyleşiyi aklıma düşürdü. Fikret Bey yaklaşık iki yıl önce Denetim Komisyonu üyeliği esnasında bir rapordan bahsetmişti. Bu rapor Sayıştay’ın (2021) yılında yayınladığı Denetim Raporu sonuçlarına da girmiş konu ile ilgili yasal süreç bakanlıkça takip edilmekteymiş.
Diyeceksiniz ki seçime beş kala nerden çıktı bu eski rapor? (Eski de olsa içinde bulunduğumuz dönemin yetkili etkili kişilerini anlatıyor)
Dediğim gibi, raporda ismi geçen kişiler partileri tarafından tekrar aday olarak gösterileceklerse bu raporu yeniden açıklayıp Parti yetkililerini raporda adı geçen kişilerin yeniden aday yapılması konusunda uyarmak istedik o kadar.
Raporda ismi geçen kişilerden Bornova Belediye başkanı Sayın İduğ ve Başkan Yardımcısı Hüseyin Ünal. Her ikisi de kendi şirketleri aracılığıyla Belediyeye mal satmakla itham ediliyor. Satışlar elbet yasaldır ama önemli olan F. Mısırlının söylediği ve Sayıştay raporunda belirtildiği gibi ” 5393 Sayılı Belediye Kanunu'na göre meclis üyelerinin görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren bir yıl süreyle, belediye ve bağlı buruluşlarına doğrudan veya dolaylı olarak taahhüde giremeyeceğini, komisyonculuk ve temsilcilik yapamayacağının “ açıkça konulması. Fikret beyin Raporuna göre “İhale yüklenicilerinden Mustafa İduğ'un ortağı olduğu İduğ Petrol Ürünleri şirketi madeni yağ alım hizmetinin bir kısmını üstlendi. Firmaya 29 Ocak-29 Aralık 2020 arasında 10 adet hizmet faturası karşılığı 592 bin 465 lira ödeme yapıldı.” Yine Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Hüseyin Ünal da “ESHOT Genel Müdürlüğü, 41 adet hizmet faturası karşılığı 664 bin 908 lira hizmet alımını Büyükşehir Şirketler Komisyon Başkanı da olan Hüseyin Ünal'ın kendi adını taşıyan ve genel müdürlüğünü yaptığı şirketten temin etti.” (Rapora ait daha geniş açıklama Nisan 2021 de Yeni Asır gazetesinden alındı.)
Gelelim zurnanın zırt dediği yere.
Fikret Bey, raporu hakkında bilgiyi CHP Genel Merkezine (Kılıçdaroğlu) ve AK Parti Genel Merkezine göndermiş. Ama ne yazıktır ki her iki Genel Merkez de pek ilgilenmemiş. Üstelik raporu gönderdiği değerli bir gazeteci üstat da (U. D) telefonuna yanıt vermez olmuş.
İşin daha da ilginç olan daha doğrusu tiksindirici olan yanı Fikret beye bu çirkin alışverişi Raporuna yazmaması için birçok teklifte bulunulmuş.
“45 gün çalışıp 50 sayfa olarak hazırladığım raporu işleme koymamam için bana istersem ihale verileceği söylendi. Daha sonra teklifler başkan adına kendi partili arkadaşlarımdan geldi. Bu teklifleri getiren sadece Büyükşehirdeki Grup Başkanı arkadaşım ( Özgür Hızal) değil Parti il yönetiminde olanlar da vardı. Raporu Mecliste okutmamak için benim parti grubum dahil ellerinden gelen her şeyi yaptılar.”
Böyle diyordu Sayın Mısırlı ama söyleşiyi daha iyi anlayabilmek adına baştan izlemekte yarar var.
Elbette devamı da olacak. Fikret Beyin söylediğine göre daha açıklanması gereken çok şey var. Ama konu ile ilgili hukuki süreç devam ediyor, soruşturma açılmış ve Sayın Mısırlı “Hukuki mücadelemi sürdüreceğim” diyor.

Yazımın başında da söylediğim gibi kimseye karşı herhangi bir ön yargım veya kinim yok. Benim tek derdim bu kentin başına gelip bizlerin adına kentin olanaklarını kullanıp sözde hizmet ediyorum ya da hizmet edeceğim diye ortaya çıkanlara dikkat edilmesi.
Umarım raporda adı geçen kişiler özellikle şu an Belediye Meclislerinde koltuk sahibi olup da yeniden talepte bulunan kişilere en azından kendi partilerince rağbet gösterilmemesi. 
Gerçekten ‘Tertemiz bir İzmir için’ hepimizin daha duyarlı olacağını umut ediyorum…