Yeni yıl yeni umutlar derler değil mi? 
Aslında öyle olmalı da. Hayal ettiği müddetçe yaşarmış ya insan.
Bir dönüm noktası olarak almışık yeni yılı. Sanki her şey orada bitecek yepyeni bir hayat başlayacak gibi. Ya da yeniden doğmak gibi.
Geçmişin deneyimleri geleceğe daha umutla bakmayı mı gerektiriyor, ya da biz öyle istediğimizden mi?

Aslında önemli olan; beklentilerle ilgili salt hayal kurmaktan öte, hayal ettiklerimizle ilgili gerekli motivasyona sahip olmak ve hayallerin gerçekleşmesi için o doğrultuda daha güçlü adımlar atmak, atabilmektir.
Hepimizin farklı beklentileri oluyor elbet. 
Bir çocuğun, bir babanın, annenin, siyasetçinin.
Belirli bir yaş sonrası için ise beklentiler sağlık, huzur ve yakınlarının mutluluğunu görüp onlarla gurur duymak, başarılarını görmek oluyor genellikle.
Ama İzmir için İzmirli için şu an beklentiler farklı elbette.
Bireysel beklentilerin ötesinde İzmirli haftalardır yeni Şehr i Emin’ini bekliyor.
Partiler de bir nazlanıyor, bir nazlanıyor açıklamak için.
İsimler, transferler, çantalar, ön seçim, torpiller, yabancı istemiyoruz çağrıları.
Hani neredeyse ‘aday bulamadıysanız ben buradayım, adayım’ diyecektim ki. 
Benden evvel davrananlar olmuş.
Sosyal Medyasından açıklamış adaylığını.
Gelin önce adaylık açıklamasını okuyalım, zaten bildiğiniz bir isim.

“CHP genel başkanı Özgür Özel İzmir 'e kadın aday bulamadığı için Çerçioğlu' nu yine düşünüyormuş diye İzmir yerel basının da yazı okudum. Dilerim bu doğru değildir.
Sayın Özel beni aday gösterebilirsiniz 
Söz veriyorum TMMOB başta olmak üzere hiçbir akıl grubu ile kapışmam. İş birliği yaparım. Her türlü rantsal talana HAYIR derim. Havada uçuşan PURECELERİ (roman köyü, EFES TARLASI, kadın KOOPERATİFLERİ, arka mahalle, İnciraltı projesi, Çeşme Urla projesi, karakılçık buğdayı üretimi, vb) çöpe atarım. Alt yapı, ulaşım,... vb çalışmalar gelecek 100 yıl için planlanır ve yapılır. LİYAKAT baş tacım olur. Ailem başta olmak üzere yakınlarımdan hiç şikayet almazsınız. Alt kimlik ile siyaset yapmam. 
Torba ile kazanılan ilçelerin yönetim değişimine ön ayak olmam. Örgüt, yerelin üstündedir derim.
Ege üniversitesi ziraat fakültesi durur iken TARIM ÜNİVERSİTESİ kurmayı aklımdan bile geçirmem........  
OTSB 'leri sınırımdan içeri sokmam. TÜSİAD gibi sermaye temsilcileri ile tohum merkezi filan kurmam......
TARIM/KIRSAL konusuna girmiyorum bile. O konu bende TARIM/KIRSAL ile ilgili HÜKÜMET bile bizi örnek alır. 
Daha ne olsun 
Biliyorum ki geçmişte yapılan yanlış işler konusunu çözmek biraz zamanımızı alır. Sıkıntı yok. Çözülür. Borçlar konusu, aşırı personel sayısı, satılan gayrimenkullerin yerinin doldurulamaması,... vb konular itiraf edeyim büyük sıkıntı olacak.
Bunlar işinize gelmez ise olmadı yine beni YDK 'dan OY BİRLİĞİ ile ihraç edersiniz Alışık olduğum bir durum olduğu için bana bir şey olmaz.
Not: İthal adaylar ile İzmirlinin oylarını alamayacaksınız. Yerli adayların da en temizini seçin derim. Benden demesi.”
Hatice ZEYBEK  (Zir. Yük. Müh.)
Tanıdığınız bir isim Hatice Zeybek. CHP yönetiminde Tarım komisyonu başkanlığı yaparken anlaşılmaz bir nedenle partiden ihracına dek gidilen değerli bir isim.
Her ne kadar mahkeme ile geri dönmüş olsa da.
Doğruya doğru yanlışa yanlış diyenin sevilmediği bir ortamda yaşamanın zor olduğunu çok iyi biliyor.
Ama adaylık isteği altında İzmirliye daha doğrusu CHP yönetimine ilettiği ironik mesaj sanırım İzmirlinin olduğu kadar CHP üst yönetiminin de özellikle dikkatini çekmeli. 
Tabii ki İzmir’in gerçekte geldiği noktayı ve İzmir’i kimin bu hale getirdiğini anlamak istiyorlarsa.
Peki; böyle birini İzmir’in başına getirirler mi?
Hiç sanmam.
Ha, Sayın H. Zeybek’in anlattıklarını önemsemez, medyaya düşen pazarlıkları, paylaşımları duymaz ve Genel Merkezi tavaf etmeye gidenleri dinlerlerse o başka. 
İzmir bir beş yıl daha kaybeder.