CHP Yeni yönetimi ‘Değişim’ çıkışıyla parti içinde bir heyecan uyandırdığı kesin. Her ne kadar değişim anlamında neler yapıldığı hala belirgin olmasa da parti üyelerinde, en azından yerel seçim aday adaylık sürecinde insanlarda bir heyecan yarattığı kesin ki küçücük ilçelerde dahi hiç de azımsanmayacak aday bolluğu var. Bazı arkadaşlarımız bunu ‘demokrasiye’ bağlasalar da demokrasi anlamında aday bolluğundan başka bir söz edilemeyeceği açık.
Aday bolluğunun demokrasiyle adlandırılması bir yana İzmir’li adayların Ankara- İstanbul- İzmir arasında yaptıkları seyahati kilometreye vursak herhalde ekvator çevresini birkaç kez dolanırız. Bu demokrasi gereği mi? Yoksa yolculuğu ya da bir yerlerde boy göstermeyi pek sevdiklerinden mi bilemedim! Ama şu gerçek artık çok açık olarak görülüyor. Adayların onay merkezi sadece Ankara değilmiş. Öyle olmasaydı bunca yolculuk yapmaya gerek kalır mıydı ki?
Peki bu çok başlılık partiyi nereye götürür?
Herhalde onun ilk kıvılcımlarını da Nisan ayına görürüz. 
Kim bilir belki de Nisana dahi kalmaz adaylar özellikle büyük kentlerdekiler belli olunca ilk salvolar gelmeye başlar.
Bir önemli gerçek daha var ki özellikle İzmir için bu seçimler hiç de kolay olmayacak. Sanki çantadaki keklik her an uçacak gibi dikkatli olunmazsa. Belki de iki büyük kent adayının belli olduğu halde İzmir adayının belli olmamasının nedeni biraz da bu çekinceden kaynaklanıyor.
İzmir de Sayın Soyer’in yeniden aday gösterilmesine tepkinin oldukça yüksek olacağı kesin. Ama Soyer yerine gelecek bir aday Sayın Soyer’in kurduğu o yarı açık ittifakları kurup ipi göğüslemesi hiç de kolay olmaz. 
Bir yanda parti örgütü, bir yanda parti yönetimi ve Soyer ekibi.
Genel Merkezin durumu hiç te kolay değil.
Sayın Özel’in İzmir için kadın bir aday düşünmesine rağmen bugüne değin bu konuda fazla ilerleyemediği kesin. 
Bugüne değin bu konuda ismi öne çıkan iki kadın aday Selçuk Belediye Başkanı Sayın F. Sengel ve Aydın B. Şehir Başkanı namı değer Topuklu Efe.
Filiz hanım her ne kadar eski arkadaşı Parti sözcüsü Deniz Yücel’den destek alsa da Selçuk’ ta başarılı olduğu pek söylenemiyor. Bu durumda Deniz Bey eski arkadaşını ne kadar destekleyecek göreceğiz.
Topuklu hanımın İzmir’e transferinin, özellikle bu seçimde ‘İthal aday istemiyoruz’ çağrısı karşısında pek geçerliliği kalmayacak denilse de CHP seçmeninin ‘dışarıdan aday istemiyoruz’  çağrılarına rağmen seçim günü gelince istemeden de olsa ‘tıpış tıpış’ oy vereceğini herkes biliyor. Zaten yönetimin güvencesi de burada. 
Soru şu: Aday belirlendikten sonra İzmirli sandığa nasıl gidecek?
Tıpış tıpış mı? Gönlünce mi?
AK Parti karşıtlığı da bu anlamda çok iyi kullanılıyor.
Hele hele ‘AK Parti olmasın ne olursa olsun’ düşüncesini anlamak hiç mümkün değil.
Herhalde böyle bir anlayış dünyanın başka bir ülkesinde görülmemiştir.

CHP’nin B. Şehir için aday açıklayamamasındaki çıkmaz bazı eski politikacıların yeniden arenaya çıkmasına olanak sağladı. Sayın Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel bu konuda büyük bir adım atıp Sayın Özel ile Manisa’da bir araya gelip oldukça uzun sayılabilecek bir süre görüştüler. Her ne kadar kimin aday olacağı belli olmasa da iki ismin dostluğu kim tercih edilirse diğerinin çekileceği doğrultuda devam ediyor.
Sayın Kocaoğlu:”CHP Genel Başkanı beni arar ve ‘B. Şehir Adayımız sensin’ derse  ben ‘hayır olmayacağım’ diyebilir miyim partili olarak?  Ne kişiliğime ne partililiğime ne İzmirlilere saygıma yakışmaz” derken, çıktığı bir tv programında da; “Bize göre bu profile en çok uyan isim Alaattin Yüksel” diyerek eski dostunu da devreye sokmaktan kaçınmadı.
Bu arada Aziz Kocaoğlu’nun  Sayın Soyer ve belediye ile ilgili açıklamaları çok ilginç. Onları da daha sonra inceleriz.
Bu arada Buğra Gökçe fırtınası da hızla sönüyor. 
Bu konuda Sayın Soyer’in çabaları takdire değer. “Tam adaptif trafik denetim ve yönetim sistemi” ile ilgili Buğra Gökçe’ye karşı Teftiş Kurulu Ocak ayında ‘Kınama Cezası’ vermiş ve kararı Sayın Soyer onaylamış; buna kızan Gökçe ise ‘Kınama cezasına’ karşı mahkemeye başvurmuştu. 
Olayın bu kadarla kalmayacağı kesin bu da Sayın Gökçe’nin Başkanlık hayallerine büyük ket vuracak gibi.

Aday belirlemede zorluk bugüne değin yapılmayan bir sistemi de beraberinde getirdi. PM den 40 kişilik aday belirleme ordusu bugünden itibaren İzmir’de çalışmaya başladı. İlginçtir ki Sayın Ağbaba ve Seyit Torun bu ekibin içerisinde yer almıyor.
Güzel günler mi göreceğiz yoksa ortalık toz duman mı olacak?