Siyaset çarkları olanca hızıyla dönmeye devam ederken bir o kadar hızlı dönen de dedikodu çarkları olduğu hemen herkesin malumu. Bu dedikodu çarklarının varlığının en büyük nedeni de açgözlülük, bitmek bilmeyen siyasal hırslar ve istemler. Peki, bu açgözlülüğün, siyasal aç gözlülüğün nedenleri ve sonuçları ne olabilir hiç düşünebiliyor muyuz?
Pratikte bu açgözlülüğün meyveleri çok çabuk alınıyor aslında ama nelere mal oluyor, onları tekrar tekrar gözleyip tümümüzün bu doğrultuda, onun yandaşı bunun taraftarı demeden adımlar atmamız gerekmiyor mu?
Kısaca yineleyelim bildiklerimizi; Siyasal açgözlülük, siyasi yöneticilerin veya kamu görevlilerinin gücü ve yetkisini kullanarak kişisel kazanç elde etmeye çalışması durumudur. Bu durum genellikle yolsuzluk, rüşvet, kayırma ve diğer etik olmayan gelişmeleri içermekte. Siyasal açgözlülük, toplumun çıkarlarını değil, kendi çıkarlarını ön planda tutan bir davranış biçimidir. 
Siyasal açgözlülük, politikacıların ve kamu görevlilerinin, kendi çıkarları için kamu kaynaklarını kötüye kullanması anlamına da gelir. 
Bu durum aynı zamanda toplumsal bölünmelere, adaletsizliğe ve hukukun üstünlüğünün zayıflamasına da neden olabilir. (Yaşadığımız birçok örnek yok mu bu konuda hepimizin de bildiği).
Bu nedenle siyasal açgözlülük ciddi bir sorundur ve toplumsal refahın önemli bir düşmanıdır diyebiliriz.
Doğal olarak bu durum da ülkenin ekonomisine, toplumsal dokusuna ve demokratik değerlerine zarar vermektedir.
Bu durum ülke yönetimine de ciddi zararlar vermez mi?
Elbet de verir.
Siyasal açgözlülük, politikacıların ve kamu görevlilerinin, güçlerini kötüye kullanarak kendi çıkarları için yasadışı veya etik olmayan şekilde avantaj elde etmesi anlamına geliyorsa bu durum devlete de, ülke yönetimine de elbette zarar verecektir.
Peki, neler olabilir açgözlülükten ileri gelen zararlar?

1: Yolsuzluk: Kamu kaynaklarının yasa dışı şekilde kullanılması ve bu durumun toplumda güven kaybına yol açması.
2: Adil olmayan rekabet: Siyasal açgözlülük, rekabetin adil olmadığı bir ortam yaratır ve yetenekli insanların fırsat eşitliği elde etmesini engeller.
3: Ekonomik istikrarsızlık: Kamu kaynaklarının yanlış yönlendirilmesi ekonomik sorunlara neden olabilir.
4: Toplumda huzursuzluk: Yolsuzluk ve adaletsizlik toplumda huzursuzluğa neden olabilir ve sosyal bölünmeleri derinleştirebilir.
5: Demokratik değerlerin zayıflaması: Siyasal açgözlülük demokrasiye olan inancı zayıflatır ve siyasete olan güveni sarsar.

Şu sıraladığımız nedenlere bakınca en azından birkaç tanesi çok tanıdık gelmiyor mu?
Geliyor değil mi?
Bırakın ülkeyi, ülkemizin büyüklüğü yanında şu küçücük İzmir’imizde neler gördük bir düşünelim.

  • Kocasından eşine devredilen belediyeler.
  • Babanın bıraktığı yerden devam eden oğullar. Eşlerin kardeşleri.
  • Seçimi fırsat bilip her boy ve soydan akrabaları bir yerlere yerleştirmeler.
  • Arkadaş ve dostlara ikram edilen koltuklar. Bankamatikler.
  • Koltuk ikramlarında yanlış tercihler nedeniyle kaybedilen belediyeler.
  • Saltanat sona ermeden yapılan, yapılacak son abartılı ihaleler.
  • Yönetimlerde yapılan usulsüzlükleri ört bas etmek için verilen rüşvetler. 
  • Makam sahibi olmak için verilen veya istenen rüşvetler.

Şu saydıklarımdan hangisi yok bu güzel İzmir’de? Hemen tümü gerçek değil mi?
İşte bu gerçeklik nedeni ile bu kentin körfezi kokar.
Kaldırımları kaldırıma, yolları yola benzemez.
Her yağmurda bir yerlere sel basar. Yapılan hiçbir iş kontrol edilmediğinden liyakatsiz kişilerce yapılan her şey çamur gibidir, utanç vericidir.
İşte o nedenlerden dolayıdır ki bu kent onca güzelliğine rağmen bir türlü hak ettiği yere gelemez.

Bu gibi açgözlülükler ülkede uzun vadeli istikrarsızlığa neden olabilir ve toplumsal refahın gelişimini engelleyebilir. Bu nedenle siyasal açgözlülükle mücadele etmek önemlidir çünkü bu sorun ülkeler için, yaşadığımız kent için ciddi bir tehdit oluşturur.
Yeni bir fırsat geliyor elimize.
Umarım hak edenler aday olur ve seçilir.