Bayram arifesi, İzmir takımları ile Balıkesir takımları arasında kapışmaya sahne oldu. Bir tarafta puanla tanışamamış Balıkesirli kulüpler, diğer tarafta üst sıralara çıkmayı hedefleyen İzmir kulüpleri vardı.
Bu dört kulübün ortak noktası, Süper Lig hedefiyle lige başlamalarıydı. Altınordu altyapısına, diğerleri ise yaptığı flash transferlere güveniyordu.

***

Balıkesir'e gidelim önce. Balıkesirspor sahasında Göztepe'yi ağırlıyordu. Daha maçın 3. dakikasında Balıkesirspor, Christian Bekamenga ile öne geçti.
Puan kaybetmek istemeyen Göztepe'nin bastırması, Balıkesir'in bu skoru koruması gerekiyordu. Yoğun bir baskı olmadı. Üstelik pozisyon yakalayan da ev sahibi takım oldu. Ama 29. dakikada Halil Akbunar skora denge getirmeyi başardı.
Bu denge çok kısa sürdü. 4 dakika sonra Christian Bekamenga hem kendisinin hem de takımının 2. golünü attı.
Önde olan takımlar, genellikle skoru koruma derdine düşerler. Bu maçta da benzer durum yaşandığı pek söylenemez. Göztepe her ne kadar topa daha çok sahip olsa da ve daha çok şut çekse de, rakibinin bazı savunma hatalarını iyi değerlendiren Balıkesirspor, kaleyi bulan şutlarda daha üstündü.

***

İzmir geçiyoruz. Altınordu evinde Bandırmaspor'u konuk etti. Bir tarafta daha oturmuş takım, diğer tarafta 1. Lig'de ilk sezonunu yaşayan ve tamamen yeni oyunculardan kurulu bir takım vardı. Her iki takımda 2 hafta sonunda istediği puanları alamamıştı. Mutlak puana ihtiyaçları vardı.
Ev sahibi ekibin kadro değeri daha yüksek ve daha genç oyunculardan kurulu olması da çok büyük bir avantajdı. Tüm ibreler Altınordu'yu gösteriyordu. Fakat golü bulan takım konuk ekip oldu. 33. dakikada Daniel Costa takımını deplasmanda öne geçirdi.
Kader ağlarını bu maçta da örmüştü. Kırmızı lacivertli ekip, daha üstün oynadı, daha çok rakip kaleye gitti ama nafileydi. Puan getiren gol ya da kaybettirecek gol dakikası sabitti onlar için. O da uzatma dakikalarıydı. 90+3'te Üstün Bilgi ile en azından 1 puana razı olmak zorunda kaldı.

***

Bu düellonun kazananı Balıkesir oldu. Sonuç olarak istediklerini aldılar. 2 İzmir takımı ise sahadan beklemedikleri skorlarla ayrıldılar.
Umut ve umutsuzluk
Manisaspor, sahasında Eskişehirspor'u ağırladı. Eskişehir bu ligin kalburüstü takımı. Geçen sene Süper Lig'den düştü ancak yaptığı transferlerle, bu ligde sadece misafir kalmak istediğini gösterdi. Sahaya çıkan ilk 11'lere baktığımızda da kadro değeri olarak iki takım arasında 4-5 kat fark vardı.
Maç başlar başlamaz gol geldi ve Es Es'ler öne geçti. Bu gol Manisa'nın puan alma umudumu oldukça azalttı. Ta ki 25. dakikada konuk ekipten Aykut Aygün'ün kırmızı kart görüp, takımını 10 kişi bırakana dek. Umutsuzluk yerini tekrar umuda bıraktı.
42. dakikada Dimov ile beklenen gol geldi. İlk yarı beraberlikle sona erdi. Daha koskoca 45 dakika vardı. Mutlaka 2. gol de gelirdi. Gol değil, goller geldi; Manisa değil, Eskişehir attı. 10 kişi ile mücadele etmesine rağmen 2-1 öne geçmişlerdi. Tekrardan beraberlik golünü beklerken 3. gol de geldi. Garip ama gerçekti. Fark 2'ye çıkmıştı. Puan almak da hayal olmuştu. 84 ve 87. dakikalarda gelen art arda 2 gol adeta bir mucize gibiydi. En azından 1 puan, hiç yoktan iyi idi.
Maçın diğer bir dikkat çeken olayı, Manisaspor'un son 2 golünü atan oyuncuların, karşılaşmaya yedek kulübesinde başlayıp, sonradan oyuna girmeleriydi.

3 istedik, 1 oldu

Denizlispor'un rakibi ligde 2 maçını da kazanmış, Yeni Malatyaspor idi. Yine de kendi sahasında oynaması, galibiyet için şanslı olmasını sağlayan bir etkendi. Uzun bir süre gol sesi çıkmadı ve ilk yarı golsüz sona erdi.
2. yarıda golü bulan takım maalesef Malatyaspor oldu. Karşılığı 76. dakikada gelebildi. Maç 1-1 beraberlikle bitti. Sahada eşitlik, tribünlerde de küfür vardı ne yazık ki.

Hata hata hata

Akhisar, Çaykur Rize deplasmanındaydı. Güzel bir hava ve güzel sayılabilecek bir saha vardı. 2 haftada 1 puan alan Rize, kesinlikle puan kaybetmek istemiyordu. Akhisar da bu kez yeni teknik direktörüyle gücünü göstermek istiyordu.
Maç başladı ve deplasmanda olmasına rağmen pozisyonları bulan Akhisar oldu. Çabaladı, denedi fakat gol atmayı başaramadı.
2. yarı da oyun aynı şekilde cereyan etmeye başladı. Taa ki, defansta Douglao'nun yaptığı büyük hataya kadar. Topu ayağına dolaştırıp, rakibine bırakınca, Rizespor'un golü geldi.
Hatalar sadece bu kadar da değil. Sonrasında sahne sırası Aykut'ta idi. O da ayağındaki topu rakibine kaptırdı ve yatarak müdahale edince, 2. sarıdan, oyundan atıldı.
Bu gün ne Tolunay'ın ne de Akhisar'ın günüydü. Akhisar için panik yapmaya gerek yok, sadece hata yapmamaya ihtiyaç var.

Karşıyaka çok güzel ama...

Karşıyaka'da çooookk uzun yıllardan beri bir ilk yaşanıyor. Koşan, savaşan ve isteyen bir Karşıyaka'yı en son ne zaman izledim hatırlamıyorum bile. Maçın çok kısa açıklaması bu.
Kısacık bir genel değerlendirmeden sonra, skora yenik düşen konulara değineyim:
* Karşıyaka sahaya yine alt yapı ağırlıklı bir kadro ile çıktı. Ama bu altyapıdan gelen oyuncular, önceki sezon 2. ve 3. Lig takımlarında kiralık oynadılar. Buralara alışıklar. Bu sebepten, bir mucize yaratmış değiller, tecrübeleri az çok var.
* Kadro değeri olarak, Karşıyaka Tuzlaspor'dan 2 kat daha üstün. Yenmesi gayet normal. Anormal olan puan kaybetmesi olacaktı.
* Genç bir kadro ile oynadı diyoruz ama 0.3 yaş dahi olsa, Tuzlaspor daha genç bir kadro ile sahadaydı.
Buradan çıkarılacak sonuç, her ne kadar çok güzel bir futbol sergilenmiş olsa da, rakibinin zayıf olmasını göz ardı etmemek lazım. Kesinlikle havaya girilmemeli, ciddiyetten hiç bir zaman uzaklaşılmamalı.

2. Lig’den

Aydınspor 1923, Kayseri Erciyesspor'a tam yarım düzine gol attı. Skor çok güzel ama aynı Karşıyaka gibi yine buz dağının görünmeyen yüzüne değineceğim. Bilindiği üzere Erciyes, Süper Lig takımı Kayserispor'un kardeş takımı. Ve Kayseri'nin, artık 2 takımı kaldıramayacak duruma geldiği konuşuluyor spor dünyasında. Bunun ceremesini de çeken kardeş takım Erciyes oluyor. Umarım bu galibiyeti futbolcular fazla önemsemezler ve yollarına aynen devam ederler.

***

Menemen Belediyespor yenemiyor ama yenilmiyor da. Daha 2 hafta geçti fakat artık kendi sahasında oynayacağı ilk maçı kazanması gerekir. Aksi takdirde biraz güven kaybına uğrayabilirler.

***

Nazilli Belediyespor deplasmanda 3 puanı kaptı ve zirveye ortak oldu. Bucaspor ise 2 hafta sonunda büyük bir ümitsizliğe itti taraftarını. İyi tarafından bakalım. Rakibi Fethiye 2 maçta 2 puan almayı başardı ve iyi bir takım olduğunu gösterdi. Yılmak yok, daha çok çalışmaya devam.

3. Lig’den

Altay, şova devam ediyor. Deplasmanda alınan 4-0'lık galibiyet, rüya gibi bir şey. İnşallah Altay bu rüyadan hiç uyanmaz ve eski şaşalı günlerine doğru bir gidişat sergiler.
Kızılcabölükspor, geçen hafta sahasında kaybettiği 2 puandan sonra, bu haftada da 3 puandan oldu. En kısa zamanda bir galibiyete ihtiyacı var.

***

3. Lig 2. Grup'ta 2 hafta sonunda puansız takım kalmadığı gibi, 2 maçını kazanan takım da olmadı. 1 puanı bile çok önemli kılıyor bu durum.
Bodrumspor, deplasmanda Kemerspor 2003'e mağlup oldu. Bunun pek bir önemi yok, kolayca telafi edilebilir.
Levent Eriş'in takımı Manisa BBSK'den galibiyet bekleniyordu sahasında, başaramadı ve beraberlikle yetinmek zorunda kaldı.
Tire 1922, öne geçtiği Dardanelspor karşısında, 90+7'de yediği golle 2 puanı bırakıverdi, 1 puanla evine dönmek zorunda kaldı. Bu maçta da öne çıkan husus, tribünlerdeki küfür idi. Artık sıradan bir hal aldı adeta.

***

Afjet Afyonspor, deplasman beraberliğinden sonra, sahasında da 3 puan alarak üst sıralar için savaşacağını gösterdi.
Muğlaspor'un ilk maçta deplasmanda aldığı galibiyet coşku yaratmışken, sahasındaki 3-1'lik mağlubiyeti, kafalarda soru işareti doğurdu. İki maçta yenen 6 gol, çok fazla, defansa dikkat!
Denizli BBSK ilk puanını deplasmanda çıkardı. Ama bu geçen haftaki mağlubiyeti affettirmez. Taraftar 3 puan bekliyordu. Artık haftaya kendi sahasında...
Bergama Belediyespor, sahasında 3-0 gibi farklı bir skorla kaybetti. Ama rakibi Sakaryaspor, mazisine dönmeye gayret eden bir takım. Yenilmesi gayet normal.