Karşıyaka, İspanya deplasmanında, Tenerife karşısında, son topta kaybetti. 85-82

İspanya deplasmanlarında bir türlü başarılı olamadık. Avrupa'nın en uzak noktalarından biri olan Kanarya adalarında oynanan maçta,  Karşıyaka, bana göre, galibiyeti hak eden bir oyun ortaya koydu. Bilhassa son periyotta müthiş oynadık. Ama yetmedi. 
   Tenerife tam bir dedeler takımı. 35 yaş üstü, 40 yaş üstü bir çok oyuncuları var. Son derece tecrübeli bir takım. Maça da iyi başladılar. Biz maalesef maça geç girdik. Savunmada dağınık başladık. Hücumda ise aslında kötü değildik. Boyalı alanı iyi kullandık. Topu iyi çevirip birçok boş atış yakaladık. Ama bu boş atışların hiçbiri mi girmez? 8'de 0 üçlük atış performansı ile maça başlamak, Karşıyaka gibi, dış oyuncuları çok etkili bir ekibe hiç yakışmadı. Buna karşın rakibin tecrübeli dedeleri, üçlükleri yağmur gibi yağdırdılar. Bütün dünyada beni en çok irite eden basketbolcu, Ermeni asıllı İspanyol oyuncu Shermadini, her zamanki çirkefliği ile parkedeydi. Daha önce verdiği demeçlerde, Türkleri sevmediğini saklamayan, Türk düşmanı olduğu açıkça görülen, İspanya Krallığı milli takımında da görev alan bu oyuncu, yine yapacağını yaptı. İttir-kaktır  basketbolunu, maçın başından sonuna sürdüren bu dedenin yaptığı hücum faullere, sürekli göz yuman, ama ona yapılan her temasa faul çalan hakemler de mağlup olmamızda önemli bir faktördü. Ermeni asıllı oyuncu, kendisine  çalınan bütün faulleri özenle ve büyük bir dikkatle kullandı ve maç boyu bütün faul atışlarını sayıya çevirdi. O boyla, kısalardan bile daha yüzdeliydi faul çizgisinde... 
   İkinci periyot, dedelerin nefesi biraz körleyince, hücumdaki hızlarını kestik. İyi savunma yaptığımız bu bölümde, nihayet biraz da dış atış isabeti bulmayı başarınca, fark kapandı. Devrenin sonunda fark tek topa kadar indi. 
   Fakat maçın başındaki senaryo, üçüncü periyotta da vizyona girdi!  Yine biz dış atış problemi yaşarken, tecrübeli dedeler, el üstü üçlükler, zor sayılarla devreye başladılar. Bir anda fark çift hanelere çıktı. Bir ara 15 sayıya kadar çıksa da, periyot sonunda oyunda dengeyi kurmaya başladık. Maç ortaya gelmeye başlayınca, hakemler de konuya müdahil oldular. Arka arkaya verdikleri çok kötü kararlarla, farkı eritmemize engel oldular. Ama bu kararlar McCollum'u çok kızdırmış olmalı! Zira son periyot öyle bir basketbol oynadı ki, resmen rakibi dağıttı. 15 sayı fark kapandığı gibi son 3 dakika kala bir ara öne bile geçtik! Webb ve Muhsin'in adını anmamak haksızlık olur. Onlar da bu periyodu çok iyi oynadılar. Boutsiele, Sipahi ve Russell da iyiydi. Farkı kapattık. 
   Ama hakemler bu kadarına da izin veremezdi! Yine devreye girdiler ve bu kritik dakikalarda, ev sahibini koruma altına aldılar.
      Karşıyaka, Avrupa'da en sevilmeyen Türk takımıdır. Çünkü siz Türk olduğunuzu unutsanız bile, onlar sizin Türk olduğunuzu asla unutmazlar!  Siz bilmeseniz bile, onlar Karşıyaka'ya ay yıldız verenin, Atatürk olduğunu bilirler!  Hakemler de buna uygun bir yönetim sergilediler. Ufuk hocamızın yaptığı görüntülü değerlendirme isteklerini, kulak arkası ettiler. Bir de üstüne teknik faulle cezalandırdılar! Ucuz faullerle, rakibi oyunda tuttular. Shermadini dedenin, box koyarken yaptığı faullere hiç ses çıkarmadılar. Yine de kazanabilirdik. O top elimize de geldi. Ama İspanya deplasmanı şansızlığını kırmak, bugüne nasip değilmiş!  Umarım daha kritik bir maça nasip olur... 
   Peki şimdi ne olacak?  Kazansaydık, grup birincisi olarak turlayacaktık. Ve bir tur dinlenme şansımız olacaktı. Olmadı. Şimdi grubun son maçını, kazansak da kaybetsek de play-in turu oynayacağız. Yolumuza devam edeceğimize eminim.Takımımıza güvenim tam.  Tenerife ile bu sezon, son kez karşılaşmadık bence. Ya finalde yada yarı finalde tekrar karşılaşacağımızı düşünüyorum. Ve bu dedeler karması, bizi hakemsiz yenemez!  Finaller çok göz önünde oynanır. Bizi bu gece doğradıkları kadar doğrayamazlar. O zaman görürler Hanyayı, Konyayı... 
    Sevgi ve Saygılarımla...