Günümüzde miras ile ilgili konularda birçok problem yaşanıyor ki, bunlardan bir tanesi de 'reddi miras' konusu.
Bir süredir bu konuda soru soranlar arttı. Sanıyorum bunda en büyük neden de, son zamanlardaki toplu intiharlar.
Belki duymuşsunuzdur. Son bir yıldır, canına kıyan insanlarımızın sayısı, trafik faciasında kaybettiklerimizden fazla olunca hukuk ortaya çıkıyor.

Yükümlülükten kurtulmak için

Reddi miras, miras bırakanın (muris) ölümü üzerine yasal veya atanmış mirasçıların ölenin her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirasın hak ve yükümlülüklerini reddetmesi olarak tanımlanabilir.
Kanun, kimin mirasçı olacağını belirlemiştir. Ancak burada genelde miras bırakanın ölümü halinde çok geç haberdar olunması ve miras bırakan borçlu olduğu zaman reddi miras süresini kaçıran mirasçının yaşaması gibi sıkıntılar oluşmaktadır.

Reddi miras ne zaman gerçekleşir?

Hukukumuzda miras, Türk Medeni Kanunu 599. Maddeye göre; miras bırakanın ölümü ile mirasçılara derhal ve kanunen geçer. Bunun için mirasçıların mirasçı oldukların dair bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek yoktur.
Külli halefiyet ilkesi sonucu miras bir bütün olarak ve kendiliğinden mirasçılara geçer. Miras bırakanın alacak ve borçları da mirasçılara geçer ve mirasçılar bundan sadece tereke (miras bırakanın tüm malvarlığı) ile değil, kendi kişisel mal varlıkları ile de sorumlu olurlar.
Örneğin bir insan öldüğünde çocukları onun mirasını kabullendiği zaman, tüm mal varlıklarıyla onun borçlarından sorumlu olurlar ve varsa borçlarını aynı zamanda kendi kazandıkları mal varlıklarıyla ödemek zorunda kalırlar.
Bunu önlemenin adı 'reddi miras' tır.

Kimler reddi miras isteyebilir?

Avukat Elvan Kılıç, 'Mirasın reddi hakkına yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Yani kanunun tanıdığı mirasçılar kendilerine verilen süre içinde reddi miras talebinde bulunabilir. Normalde mirasçı, miras bırakanın terekesi üzerinde külli halefiyet ilkesi gereğince hak sahibi olan kişilerdir. Bunlara sağ kalan eş, miras bırakanın alt-üst soyu girmektedir. Yani miras bırakanın eşi, çocukları, torunları, anne ve babası ile birlikte kardeşleri ya da üst zümre adı verdiğimiz büyükanne ve büyükbaba girmektedir' diyor.
Kanunen yasal mirasçılar bunlardır ve reddi miras talebinde bulunabilirler.
'Atanmış mirasçı'  ise miras bırakanın vasiyetname ile önceden belirlediği veya mahkemenin vermiş olduğu bir hükümle kayyım olarak atanan, terekeden sorumlu olan görevli kişidir. Bu mirasçılar da reddi miras talebinde bulunabilir.

Reddi miras prosedürü nasıl işlenir?

Medeni Kanunumuzda 609. Madde'ye göre ayırt etme gücüne sahip ve 18 yaşını geçen mirasçıların yazılı veya sözlü olarak mirası reddettikleri yönünde beyanlarını, miras bırakanın son yerleşim yerinde bulunan  sulh hukuk mahkemesine bildirmeleri ile miras reddedilir. Burada iki önemli nokta vardır.
Birincisi reddi miras işlemi, miras bırakanın ölümünden 3 ay içinde yapılmalıdır.
İkinci nokta ise miras bırakanın ölmüş olması ve mirasın ortaya çıkması gerekmektedir.
Reddi miras beyanı ile miras bırakanın borçlarından kurtulma imkânı verse de mirasçı olma hakkını da elinden almaktadır.

HAFTANIN HABERİ

Mirasın reddi ne kadar sürede yapılmalıdır?

Mirasın reddi için kanunda üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Buna göre miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde mirasın reddi talebinde bulunması gerekir.
Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendiklerini ispat etmedikçe miras bırakanın ölümünden itibaren, atanmış mirasçılar için tasarrufun kendilerine resmen bildirildiği tarihte işlemeye başlar.
Bu süre içinde reddedilmeyen miras, mirasçı tarafından kabul edilmiş sayılır ve mirastan borçlarıyla sorumlu olur.