Karşıyaka Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonunda geçen mücadelede, Karşıyaka, Galatasaray'ı güzel bir oyunla, mağlup etti. 94-81

Hafta içinde yaşanan, Sayın Gökhan Şensan'ın vefatından sonra, verilen istifalarla sarsılan kulübümüzün, ihtiyacı olan moral motivasyonu, Ufuk Sarıca ve öğrencileri tarafından sağlanmaya çalışıldı. 

Salonu hınca hınç dolduran Karşıyaka taraftarlarının yarattığı, muhteşem atmosferde oynanan maçta, Galatasaray maça iyi başladı ve daha ilk dakika dolmadan 0-5 öne geçti. Yaşanan bu küçük şokun ardından, hemen devreye giren ve ölüyü bile dirilten taraftar baskısıyla, Karşıyaka kontrolü ele aldı.  McCollum liderliğinde, müthiş bir tempo yapan ekibimiz, ilk çeyrek bittiğinde farkı açmaya başlamıştı bile... 

İstanbul ekibi, ikinci çeyrekte, Karşıyaka'ya cevap vermeye çalışsa da bunda pek başarılı olamadı.  Geçen sene, Türk basketbol tarihindeki belki de, en büyük terbiyesizliklerden birine imza atan ve salondaki kadın ve çocuklara aldırmadan,tribünlere organını gösteren Buğrahan Tuncer, devre sonunda, seyirciyi tahrik etmek için yine elinden geleni yaptı. Karşıyaka tribünlerinin, çok sevilen isimlerinden biri olan Cemilcan kardeşim, maçtan önce, sadece Buğrahan için bu maça şehir dışından geldim abi! inşallah yüzündeki gülümsemenin, silindiğini göreceğim demişti. Bunu hep beraber gördük!  

Maçın genelinde pozitif bir basketbol oynadığımızı söyleyebilirim. İsim isim konuşmak gerekirse, Boutsiele göz doldurdu. Hücumda olduğu kadar savunmada da iyiydi. Webb de günün iyi isimleri arasında yer aldı. Jeferson, takımın düşmeye başladığı anlarda, büyük sorumluluk aldı ve bu anlarda hiç mahçup olmadı. Çok başarılıydı. Sipahi harika bir oyun kurucu ve top eline çok yakışıyor. Güzel bir gece geçirdiğini düşünüyorum. Muhsin'in gönülden oyununu çok seviyorum. Top bazen girer, bazen girmez. Ama Muhsin'in gönülden mücadelesini kimse inkar edemez!  Ve tabii ki McCollum... Bir basketbolsever olarak, verdiğim parayı, her zaman helal ettiriyor!  Yine olağanüstü bir performans ortaya koydu. Kendisini tebrik ediyorum. Süre alan diğer bütün oyuncular da işlerini iyi yaptılar. Dün Karşıyaka'da kötü oyuncu yoktu. Birarada oynama alışkanlığı arttıkça, çok daha iyisini yapacaklar. 

Skor avantajını erken alan Karşıyaka, rakibinin arayı kapatmasına hiç izin vermedi. Rakip belli ki, devrede, içeride fırçayı yemiş hocasından!  Üçüncü çeyrekte birşeyler yapmaya çalışsalar da, olmadı... 

Ne taraftar, ne de Ufuk Sarıca'nın öğrencileri buna izin vermedi. Son çeyreğe geldiğimizde ise Galatasaray'ın süngüsü düştü. Ve Mağlubiyeti kabullendiler. Yıllardır hiç kazanamadıkları bu salonda yaşadıklarının, psikolojide bir adı var!  Öğrenilmiş çaresizlik...  

Tabi bu sadece Galatasaray'a özgü bir şey değil. Hiçbirinin yıllardır galibiyeti yok!  Bildiğim kadarıyla, İstanbul takımlarına bu çaresizliği yaşatan, Türkiye'de başka takım yok! Teşekkürler Karşıyaka!  İyi ki varsın! 

Yarın futbolda da çok çok önemli bir maçımız var. Bu sezonun kaybedilmemesi için, mutlaka ama mutlaka kazanmak zorundayız.  Gökhan abi için oynayın ve kazanın!  

Göğsünde Atatürk'ün armağan ettiği ay-yıldız bulunan takımın taraftarı, hiçbir yerde kulübünü yalnız bırakmayacak! Yarın yine armanın peşine düşeceğiz. 

Son söz kongre üyelerimize;  

Şirketleşme söylentileri ayyuka çıkmış durumda... 

Başkalarının düşünceleri beni ilgilendirmez. Ben Mustafa Kemal'in askeriyim! Karşıyaka amatöre düşse, kaldırımdan desteklerim! Ama bu kulübün bir sahibi olursa, Ahmet'in Mehmet'in askeri olamam!  

Sevgi ve Saygılarımla