Birinci Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından, yabancı ülkelerin para akışının kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amacıyla Atatürk başkanlığında 1923 yılında toplanan iktisat kongresinde yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve tüketilmesi kararı alınmıştır. Önceleri resmi adıyla “Tutum, yatırım ve Türk malları haftası”, 1946 yılından itibaren de “yerli malı haftası” olarak kutlanmaya başlamış, 1983 yılında adı “Tutum yatırım ve Türk malları haftası” olarak tekrar değiştirilmiş. Bu tarihçede, yetiştiğim, çocukluğum, gençliğim içinde yaşadığım özüm olan kullandığım “yerli malı haftası”nı kullanacağım. Hatta beyinlerimize kazınmış “yerli malı Türkün malı, her Türk onu kullanmalı”yı ekleyeyim. O günlerden aklımda kalan anılarım. Sınıflar bu hafta için süslenir, konu ilgili söylemlerle anılır, bir gününde evlerden getirilmiş masa örtüleri serilir, hepimizin evlerimizden getirdiği İncir, fındık, elma, üzüm, mandalina, kayısı, şeftali, muz, annelerimizin ev yapımı tadımlık kek, kurabiye, poğaça da bu şölene eşlik ederdi. O zamanlar bizlere anlatılan “Türkiye’nin dünyada gıda konusunda kendi kendine yeten yedi ülkeden biri “ olduğu paylaşımı da göğüslerimizi kabartıyor, öğretmenlerimiz, “kalkınan ülkenin dış borcu olmaz ve böylece bağımlı olunmaz” diyordu. Ülke özgün olur daha özgür hareket ederiz yaşam üretmeye yönelik olursa üretilenleri idareli kullanmak artanı dışarıya satmak ve ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunur. Bu konuda devlet eliyle kurulan başta Sümerbank olmak güzel kurumlarımızı örnekler verirlerdi. Maniler, şiirler söylenir, sınıfların duvarları atasözleri ile süslenirdi. Resmi olarak 1946 yılından itibaren yerli malları haftası olarak 12-18 aralık tarihleri arasında kutlanırdı. 1986 yılından sonra da soldu, silindi.  

***

Tüm bu yazıyı bana yazdıran İzmir mutfak kültürü derneği kurumlarından değerli deneyimli iletişimci sevgili dostum Sibel Önbaş’ın yolladığı yerli malı pazarı başlıklı bir çağrı oldu. Çağrında şöyle diyor:  
İzmir mutfak kültürü derneği olarak çocukluğumuzda kutladığımız yerli malı haftasını kendimize hatırlatmak amacıyla bir etkinlik düzenledik. 17-18 aralık tarihleri arasında Alsancak Sefertası lokantasında yerli ve küçük üreticilerin ürünlerinden oluşan yerli malı pazarında bolluk ve bereketi simgeleyen aşure pişirilecek ve konuklara ikram edilecek. İzmir mutfak kültürü derneğinin kurucu başkanı Sibel Önbaş “etkinliğimizin amacı tüketim toplumu haline geldiğimiz günümüzde Çocukluğumuzun yerli malı haftası ile unuttuğumuz tutumlu olmak annelerimizin değerlendirmek kültürü ve geleneksel mutfağımızın ürünlerini hatırlamak ve hatırlatmak” . Yerli malı pazarı etkinliği kapsamında gazeteci ve yemek yazarı Nurhayat Akın Talay  “Güzelbahçe yemekleri” kitabını imzalayacak. Yerli malı pazarı katılımcıları; Gümöz Gümüldür mandalina Üretici kooperatifi, Turna kadın kooperatifi, Kavacık Üretici kadın Kooperatifi, DeMa incir ekşisi, Sevilay’ın sirke dünyası, Old Farm Arizan Bakery, organik fil, Muğla Milâs Ödemiş ve Salihli yönüne ait ürünler. Tüm İzmirlileri yerli malı pazarına bekliyoruz

***
Sevgili İzmirliler haydi Sefertasında buluşalım gelenek ve göreneklerimizi hatırlayalım, hatırlatalım, sahip çıkalım. 

Not: etkinlik saatleri 15 Aralık Cuma saat 14:00-19:00, 16 Aralık Cumartesi saat 11:00-19:00. Adres 1471 sokak No:7 Alsancak, İzmir