Bayramı bayram yapan en küçükler ve en büyüklerdi. Artık aileler küçücük birimler. Ana baba ve bir iki çocuk hatta bazen, sadece ana ve çocuklar.  Küçük aileler için ise bayram bir kaçış.

Herkes kaçtı zaten... Kimseler yok sokaklarda. Sadece varoşlardan gelip tanımadıkları insanların elini ölüp, para kapmaya çalışan fakir çocuklar. Bu yılın fazlalığı ise fakir ve çaresiz Suriyeli çocuklar.

Biz bayramı her zamanki gibi görev başında geçiriyoruz.  Malum, büyük gazetelerin A takımları yorgun(!) , dinleniyorlar. B takımları çalışır bayramlarda. Bizim ise B takımımız yok, hep buradayız.

***
Büyük ailelerden küçük ailelere geçiş, aslında toplumun temel direklerinin çürümesi demek.

Ancak küçücük evlerde büyük ailelerin yaşaması da zor. Ona rağmen başarmak mümkün.

Evlerinde birlikte yaşadıkları kayınlarına tahammül edemeyen damadın öyküsünü bilir misiniz?

***

'Gurumayi' adıyla bilinen Swami Chidvilasanda'nın  'Yücelt Kalbimi' adlı eserinden alıyorum öyküyü.  Gurumayi bir Hindu ve hanım guru. Asırlar öncesinden de sanmayın. 1957 doğumlu. Anlattıklarının anlamı ise insanın tarihi kadar eski.

Damat, kayınpederi ve kayınvalidesinin, onun evinde, hak ettiklerinden fazla yer kapladıklarını düşünmekte ve onlara tahammül edememekteydi. Bilge bir öğretmene danışmak istedi, onlardan kurtulmak için.

'Ününüzü duydum hocam' dedi damat, 'Eşimi çok seviyorum. Ama anne ve babasına asla tahammül edemiyorum. Bence çok fazla yer kaplıyorlar bu evde. Hep ayakaltındalar, benim evimde. Lütfen bana yol gösterin. Benimkiler öldü, bu biraz da haksızlık.'

Bilge hoca damada sordu. 'Tavukların var mı?'

'Tabii' dedi damat.

'O zaman onları bu akşam eve al da, yarın yine gel.'

Ertesi gün gelen damada sordu. 'Sorun çözüldü mü?'

'Hayır, daha kötüleşti.'

'Tamam. O zaman koyunlarını da eve al, bu akşam. Yarın yine gel konuşalım.'

Ertesi gün 'Nasıl durum?' diye sordu bilge, damada.

'Hocam, eskisinden çok daha kötü oldu. Evde kıyamet kopuyor.'

'Tamam. O zaman, senin köpeklerini de alalım içeri bu akşam.'

Damat isyan etti ama denileni yaptı. Ertesi gün umutsuzca geldi guruya. 'Artık dayanılmaz hale geldi. Yaşamak işkence oldu.'

'Şimdi oldu' dedi bilge, 'Eve dönünce, tavuklarını, koyunlarını, köpeklerini dışarı çıkar ve kümeslerine barınaklarına götür.'

Damat, hayvanları evden çıkardıktan ve evi temizledikten sonra anladı ki, aslında küçük evleri bile herkese yetecek kadar büyük ve huzurlu.'

'Aldım hocam dersimi' dedi sevinçle. Çözüldü her şey şimdi. Meğer ne kadar çok yer ve huzur varmış hepimiz için. Artık şikayet etmeyeceğim ve onlara saygı göstereceğim. Onların da bana saygı duyacaklarına inanıyorum.'

***

Gurumayi'nin gösterdiği gibi, büyük aileler aslında birer sosyal ve kültürel, hazine içinde yaşarlar. Büyükanneler, büyükbabalar, hatta amcalar, halalar...

Eskiden bayramların keyfini getiren bu zengin ve büyük aile kültürü idi. Ailelerde duyulan büyük heyecan, çocukların da katıldığı bir sosyal yardımlaşma, etkileşim ve saygı sevgi sarmalı idi.

Şimdiki bayramlar sadece, 'Nejat, aman bu tatil fırsatını kaçırmayalım',  'Alo, amcacım bayramın kulu olsun. Bay bay...' WhatsApp'da 'Mutlu bayramlar + iki kalp+ bir öpücük+ bir dua sembolü',  Twitter'da  'Bayramlar şeker gibidir, tadını al yoksa eriyip gider'in retweeti  ve  'Ooff  şimdi hediye almak lazım' sınırlarında.

Oysa bizim çocukluğumuzdaki bayramlarda, herkes daha da yakınlaşma içine girer ve çocuklar bilgilendirilir ve yapılandırılırdı.

En önemlisi aileye, akrabaya, komşuya, fakire duyulan ve yapılan, adetten değil gönüldendi. Çünkü en büyükler, en küçüklere öğretmişti, anlatmıştı, açıklamıştı.

Büyük anneler ve büyük babalar, başka bir eve ya da huzur evine atılan birer yük artık. Onlar, vadesi, son kullanma tarihi, raf ömrü geçmiş, tükenmiş, modası geçmiş, depoda çürümeye terk edilen birer... Birer ne? İşte cevabınız sizi size anlatacak! Dinleyin kendinizi...

Onlar, deneyimlerinden, hata ve sevaplarından, bilgi ve erdemlerinden çocuklar yararlanabilecekken atılan, birer... Birer ne? Dinleyin kendinizi...

***

Herkes ve her kuşak ne yapacağını kendi bilecek tabii. İnşallah, ekonomik olarak zor bile olsa, büyük aileler halinde yaşamayı sürdürenler, bunun değerini biliyorlardır.

Büyük aileleri ve bayramlarını, geleceğin en değerli payandaları olarak kutluyorum.

Sizleri de tabii.  Aynı geminin kaçakları değil miyiz?
    
***

İyi bayramlarrrr... xxxooo + 2 kalp + 1 öpücük + 1 dua