Yıllar önce çalıştığım gazetede "Güzellik Salonları" eki yayınlanacaktı. İlan servisindeki bayan mesai arkadaşlarım İzmir içerisindeki 22 Güzellik salonuyla röportaj fotoğrafları çekmem için elime bir liste verdiler. Her gün iki değişik güzellik salonuna ziyaretle onların çalışmaları ve son sistem cihazlarının değişik açılardan fotoğraflamasını yaptım. Güzellik uzmanlarından kozmetik alanda ve cilt bakımları hakkında bolca notlar tuttum. Ve o yıllarda bütün güzellik salonlarında İngiltere'den ithal geldiğini söyledikleri yeşilimsi bir çamurla yaptıkları bayanların zayıflama kürlerinin  seanslarına katıldım ve tek tek fotoğrafladım. Hatta elimizde bir mezro ile çamur sürülmeden önce çamur sürüldükten sonra bayanların vücutları ölçülüyor bir santim ya da iki santim gibi bir incelme hem uygulanan kişiye hem de biz basın mensubuna görsel olarak gösterilmesi yapılıyordu.

Yalnız 22 güzellik salonundan sadece bir tanesi şifalı çamurun Afyon Gazlıgöl Kaplıcaları'ndan temin ettiğini söyleyince biraz şaşırdım tabi. Şöyle baktım inceledim Afyon termal çamurunu İngiltere'den gelen ithal çamurdan hiçbir farkı yoktu. Sadece İngiliz olanı orijinal bir naylon poşet içerisinde gramla ve sterlin ile, Afyon'dan getirilen  ise ambalajsız  kiloyla  ve TL ile satın alınıyordu. Tedavi sonuçları ise aynıydı. Tabi bu yerli çamurun daha ucuz ve aynı şifa derecesinde olduğunu yazıp çizemedim. Çünkü tüm güzellik salonları İngiltere'den ithal ettikleri şifalı çamurla övünüyor ve gazetemizin güzellik ekinde öyle haber olmak için birbirleriyle adeta yarışıyorlardı.

Geçtiğimiz 19 Mayıs'dan beri tam 14 bin kez depremle sarsılan doğum yerim Simav'ında hali hazırda birbirine yakın aynı kaynaklardan yeryüzüyle buluşan üç kaplıcası vardır. Bu üç kaplıcadan ilki olan Eynal Kaplıcaları'nı Simav Belediyesi işletir ki çok eski bir termal kaynaktır. Hatta ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde yer alan Anadolu'da övülen  tek kaplıcadır. Diğerleri ise köy belediyelerinin işlettiği termal kaynaklardır. Simav'da Eynal Kaplıcaları'nı yaşadığım İzmir'de ise Balçova Kaplıcaları'nı sürekli ziyaret etmişimdir.

Bundan 5 yıl kadar önce Simav Eynal Kaplıcaları'nı ziyaretimde tesis müdürü hemşehrim  Altan Akmeşe yakın zamanda kaplıcamızı İstanbul Üniversitesi'nden  Prof. Dr. M. Zeki Karagülle'nin kaplıca dahilindeki çamur sahayı incelediğini ve Avrupa'daki  güzellik salonlarında kullanılan şifalı çamurun aynı özellikleriyle örtüştüğünü söylediğini belirtti. Hemen heyecanla kaplıca müdürüne bana o alanı göster dedim. Yürüyerek gittik. Evet bu alan, çocukluğumdan beri bildiğim bir sahaydı. Halk söylemiyle 'Çokrak' denilen yerdi. 1970 Gediz Depremi'nde oluşmuştu. Bir kilometre uzunluğunda 500 metre eninde 200 dereceyi aşan termal suların yer yüzüne sürüklediği yeşilimsi çamurların yer aldığı bir tarlaydı. Bu arada iki kilo kadar şifalı çamurdan numune alıp İzmir'e döndüm.

Doğruca Hatay semtindeki Hıfsısıhha Enstitüsü'ne analiz olması için kayıt ettirdiğimde tam yetkili kişi yoktu. Ama çamuru kaydeden memurda, "evet bu çamur baya kaliteli" deyip fişini yazıp laboratuvara götürdü. Sonra da Pazartesi bir uğra dedi. Dedikleri gün uğradım benden tahlil için 600 lira analiz parası istediler. Ben de yanım da o kadar para yok sonra getirsem dedim. Yetkili memur, "Olmaz parasını almadan analiz raporunu veremem" şeklinde konuştu. Hemen oradan Simav Belediyesi'ni telefonla aradım; yetkili kişiye durumu anlattım. Onlarda "Alaattin, İstanbul'un üniversite laboratuvarları o tahlileri bize ücretsiz yaparken İzmir Hıfsısıhha Enstitüsü'nün bizden neredeyse bir işçi maaşı kadar para istemesi ne kadar garip değil mi. Bırak analiz sonuçlarını alma. Zaten analizlerden sonra o çamuru işletecek ambalajlayacak tesis ve girişimcimiz yok "  demesinler mi...

Üzülerek Hıfsısıhha Enstitüsü'nü terk ettim. Düşünün bu şehirdeki güzellik salonlarında ithal İngiliz çamuruna avuç dolusu sterlin verilirken İzmir'e 3 saat uzaklıktaki Simav'ın şifalı çamuru öylece atıl vaziyette çıkarılacağı ve çevresindeki insanlara katma değer kazandıracağı günü bekliyor. Hani depremlerle şehrin yüzde 55 evlerinin hasar gördüğü İç Ege'nin incisi Simav'ın şifalı çamurunu işletecek bir müteşebbis çıkarda depremzedelere bir katkı sağlar  umuduyla bu serüvenimi okuyucularımla paylaştım.