Bence hiçbiri; Türkiye kazanır...

Asıl sorulması gereken soru şu: "Hangisi daha çok kaybeder?" Bu soruyu yanıtlamak içinse hem AKP'yi, hem Cemaat'i iyi analiz etmek, özellikle de iki grup arasındaki farkları iyi belirlemek gerek.
Nicelik (kantite) açısından AKP, nitelik (kalite) açısından Cemaat avantajlı durumda...
AKP'lilerin büyük bölümü (okumuş olsalar bile) cahil iken, Cemaat'te çok sayıda 'okumuş çocuk' var; çok daha zekiler üstelik...
AKP'yi bağlayan bağlar zayıf, Cemaat'inkiler oldukça güçlü... AKP'den kopmalar hızlanacaktır.
AKP'liler duygularıyla karar verip, hareket ediyor; Cemaat ön planda mantığını kullanıyor.
AKP'liler şekle, Cemaat ise öze önem veriyor; 'türban' veya 'alkol' gibi konularda görüş ayrılığı derinleşiyor...
AKP'liler dogmatik, inandıkları gibi yaşıyorlar; Cemaat ise inanç ve bilimin ilginç bir sentezini oluşturmuş. Bu sentez doğal olarak, bazen hata (error) veriyor, ama...
AKP Cemaat'e saldırırken genellikle 'soyut' sözcükler kullanırken, Cemaat'in yaptığı suçlamalar 'somut'.
AKP daha 'milli'; Cemaat daha 'dışa bağımlı'...

ABD Erdoğan'ı ve AKP'yi silmiş; Cemaat konusunda ise kararsız...
AKP bir strateji belirleyebilmiş değil; kanunsuzlukları örtebilmek için yeni kanunsuzluklar yaratıyor. Cemaat savaşa çok daha hazırlıklı.
AKP şu an 'gücü' elinde bulunduruyor, ama Cemaat'in 'değişen koşullara uyum sağlama yeteneği' daha fazla...
Bu veriler ışığında daha çok kaybedecek olan taraf, AKP olacak gibi duruyor. Cemaat kendi sonunun gelmesini önlemek amacıyla, yerel seçimler öncesinde özellikle Erdoğan'a ve yakın çevresine saldırarak 'öldürücü darbe'yi vuracak gibi. Cemaat'in ne olacağı daha belirsiz...

Erdoğan'ın ve AKP'nin ibreyi kendi yönlerine döndürmeleri için çok hızlı çalışarak, yeni işbirlikleri kurmaları gerek. Örneğin suçsuz yere yıllardır hapis yatan insanların bir an önce dışarı çıkmalarını sağlamak veya Fenerbahçe'ye kurulan komployu deşifre etmek ile işe başlayabilirler.

"İyimser insan, her felakette bir fırsat, kötümser insan da her fırsatta bir felaket görür" diyor bir Çin Atasözü. Ben iyimserim... Yaşadığımız günlerde Türkiye için 'bir fırsat' görüyorum; Türkiye'nin normalleşmesi için yeni bir fırsat.

Yürüdüğümüz yolun sonunda tan yerinin ağardığını, yakında ufuktan sımsıcak bir güneşin doğacağını düşlüyorum. Güneşin doğmasıyla, Türkiye'nin Atatürk'ün çizdiği aydınlık ve çağdaş uygarlık yoluna geri döneceğini düşünüyor ve bu yolun değerinin daha iyi anlaşılmasını umuyorum.

Haftanın Sözü: "Bu memlekette sağcı, solcu, ilerici, gerici yoktur; bu memlekette namuslu ve namussuzlar vardır. Siz namuslulardan olun." Cemil Meriç