"Bir kitap okudum hayatım değişti" derler ya, öyle mucize kabilinden bir kitaba denk gelmedim ama okuduğum her kitapta ben biraz değiştim. Ben değiştikçe hayatım da değişti, az ya da çok.
18 yıl önce tanıştığım iki kitap: Erdoğan Aydın'ın "Nasıl Müslüman Olduk"u ve İlhan Arsel'in "Şeriat ve Kadın"ı. O yıllarda "doğru" olduğunu düşündüğüm her şeyi yıktı geçti.
Erdoğan Aydın kitabında,  dinsel/ kültürel/ sosyal dönüşüme ait tarihi saçmalıkların tüm kemiklerini parça parça kırıp; un ufak ediyordu.
İlhan Arsel ise en genel anlamda, şeriatla kadının bir araya gelmesi durumunda kadın bedeninin, ruhunun, aklının, toplumsal varlığının nasıl yok edildiğini; kadının sadece doğuran cinsel araca indirgendiğini, anne olunca cinsel objelikten biraz yırtar gibi olduğunu (o da bu dünyada değil) ama doğuramadığı sürece kapıdaki eşekten geride bırakıldığını anlatıyordu, beyaz kocaman bir dantela gibi kelime kelime işlediği muhteşem kitabında.
...
Aslında lafı geveliyorum.
İçimden ettiğim küfürleri dışarıdan da bağıra bağıra haykırmak istiyorum. Çaresizim çünkü. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Usturuplu bir yazı yazmak olanaksız; aynı acı her gün yeniden yaşanıyor.
Kadın cinayetleri, taciz, tecavüz... Hepsinin özü kadını dizginleyen bu saçma kültürel yapı, bu aşağılık yeniden üretim. diyor ki "kadın erkeklere emanet edilmiştir", Bu yüzyılın adamı değil, sorun da burada. 1500 yıl önce yaşamaları gerekiyordu ancak hayat öyle olmuyor işte aynı Marx'ın öldürülemediği gibi, fikirler ölmüyor, Spartaküs hala canlı.

Hz. Muhammet'e ait olduğu söylenen sözlerin o döneme ait olduğunu göremeyip İslamı, tüm zamana ve tüm evrene ait olduğunu iddia ediyorlar. Dertleri zamana İslam'ı yaymak gibi duruyor ama aslında zamanı İslam'a sokmak istiyorlar, imkansız. Bir anlamda tarihi dondurma çabası, boş.
Kadın gülemez, hamileyken sokağa çıkamaz, 3 tane doğur yok olmadı 5 tane. Elinin hamuru... Kadınlar da suç büyük! Adam gibi erkekler yetiştiremiyorlar. Çocuklarına verebilecekleri şey çok fazla aslında ama kadın çukurundan yukarıya doğru tırmanan kadını toplumun yapışkan pislikleriyle birlikte kadınlarda çekiyor aşağıya.
Kültürel yapı ölmüyor ama bedenler öyle değil.
Bugün Özgecan öldürüldü. Yarın bu kültürel sistem belki senin anneni öldürecek belki benim ablamı! Ya da gözlerine baktığında başını döndüren biricik kızını/ oğlunu. Evet oğlunu! Hatırla ya da bilmiyorsan öğren sultan hamamlarındaki oğlan odalarını; kışın oğlanları yazın kızların ısınmak için yatağa alınmaları için verilen tavsiyeleri...

*
Katilin anlattıkları kan dondurdu:
"Henüz nefes alıp, öksürüyordu... Ellerini bileklerinden kestim".

*
Case Study işine döndürmemek lazım bu ciddi tartışmayı: yok o öyle giyindi bu böyle davrandı, vurdu, sövdü... Kadın ve erkek ilişkisine bile indirgememek lazım. Feodal ve ataerkil kültürel baskınlığın burjuva dünyasını ele geçirmesi, burjuva kültürünün bir türlü egemen olamaması, kültürel genlerinin vahşi bir Arap İslamcılığı tarafından kemirilmesi...

*
Tayyip Erdoğan atıp tutuyordu "Biz büyük bir medeniyetin parçasıyız! Bu medeniyet... Bu büyük medeniyet" diye... Hangi medeniyet? Komik olmayın biri kafa keser, öbürü kadına araba bile sürdürmez, diğeri deve sidiği içince iyileşeceğini sanır, bir sonraki çıplak gösterme muskası yazar!
Medeniyet denilen şey nedir? Top mu? Tank mı? Hızlı Tren mi? Demokrasi mi? İnsan Hakları mı? Gökdelenler mi? Kahrolası duble yol mu? Nedir bu medeniyet?
Bence medeniyet insanlaşmadır. Tabiattaki yalın halden üretilmiş bir gerçekliğe geçme süreci ve gerçeklik değiştikçe yeniden üretme. Bu gerçeklikte yok etme yok, yaşam ve yaşatma var. Doğal ortamdan kopma çabası. Bir köpek sokağa kaka yaptı diye ayıplanır mı? Peki insan yapsa ulu orta? Hatta gelişmiş bir toplumda gezdirdiği köpeği sokağa dışkılayan insan, ayıplanır mı o kakayı oraya bırakınca?
Batı Medeniyeti, Doğu Medeniyeti, İslam Medeniyeti gibi bir şeylerin tümü, tüm holistik bakış açıları gibi hatalı. Bunların içinde yok eden varsa medeni değil, tersine pagan, barbar, vahşi.
Medeniyet, insan fizyolojisini hormonların yönetiminden alıp, aklın yönetimine vermekten başka ne olabilir? Akıl ama bireysel çıkarlarını kovalayan şark kurnazlığı değil. Ortak akıl.
Türkler bu ortak aklı, İslam dışında bulmuştu. İslam dayatılınca, kurdukları ortak aklı taşıyabildikleri kadar/ ölçüde taşıdılar İslam içine. Şu soruya cevap verin: tüm İslam toplumları arasında laikliği benimseyen tek ülke neden Türkiye? Çünkü İslam öncesinin medeni duruşları kısmi olarak da olsa canlı hala, bu kültürün içinde.
Biliyor musunuz, Erdoğan Aydın ne anlatıyor kitabında? Mealen diyor ki, eski Türk toplumlarında kadınlar vücutlarının üst bölümlerini (memelerini) kapatma gereği duymazlardı. Erkekler ile eşit haklara sahip oldukları devlet yönetiminde bulundukları ise herkes tarafından malum. İşte İslamiyet'ten önce memeleri açık gezen/gezebilen, yönetici olan bu kadınların toplumunda fuhuş- tecavüz- taciz vakalarına dair neredeyse kayıt yok. Tecavüz gibi iğrenç suçların cezası ağırdı. Suçu işleyenin vücudu orta yerinden ikiye bölünüyordu, üstelik köy meydanında. Yani sıkıyorsa yelten birine!
Bu durumu İslam'ın kısasa kısas ilkesiyle karıştırıp şeriata öykünmeyin, vaka olmuyordu diyoruz. Sizin tarafta her gün, her dakika...
Cezalar şimdiki gibi öyle kafasına göre affa uğramıyordu. Adam kıza tecavüz edip, öldürüp ömür boyu hapis cezayla yargılandığı mahkemeye takım elbiseyle geldi diye indirim almıyordu mesela. Müebbete hüküm verilip, hakime "sayın" dedi diye cezası iyi halden şakkadanak 25 yıla indirilip, ilk afta da salıverilmiyordu sapıklar, katiller. İki hormonu kontrol edemeyip; kültürel üstünlükten, toplumsal eşitsizliklerden ve adaletin olmamasından cesaretle, her önüne gelene ereksyon olan hayvanlar 3- 5 yıl sonra aramıza dönüp elini kolunu sallayarak dolaşmıyor; aşağılık kültürün bulaştırıcısı "ünlüler" televizyon ekranlarından "böylesine şirin bir katil gördünüz mü?" diyerek iki kadını öldüren caniyi ekranlara çıkartmıyordu.

*
Şimdi idam cezasını tartışıyor tüm ülke. Herkes idam geri gelsin diye bağırıyor. Kendilerince haklılar çünkü halk dediğin milyon başlı canavar her zaman en kestirme yolu seçer/ ister.
"Kadın mini etek giymesin, erkek de yaparsa idam edilsin" gibi.
Oysa kafasını kaldırıp bir baksa Afganistan'a, adamın gözü döndü mü bir kere, burkanın üzerinden... .
Erkek çok zorlanınca basar nikâhı. Ne olacak? Limitsiz kadın tarifesi yok mu bunların özlediği dillendirdiği iktidarda? Var.
Siz İran gibi ülkeler dışında kendine tecavüz edildi diye kırbaçlanan kadın gördünüz mü hiç? Görmediniz.
Şeriatta kadın her zaman suçludur. Faturayı hep kadın öder.

*
Kadınla şeriat, aslında mıknatısın iki zıt kutbu. Asla bir araya gelmez.
Peki, şeriatı savunan kadınlar, onlar kim? Kadınlara göre onlar kim bilmiyorum ama bu erkeklere göre sadece doğurgaç .