Geçen hafta sonu, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok baroda seçim yapıldı. Barolar avukatların mesleki örgütü olmasına rağmen seçim tartışmaları sadece avukatlar tarafından değil, halk tarafından da takip edildi. Bana bir çok barodan mesaj geldi, hatta Van Barosu başkan adaylarından dahi. Bu iyi bir şey. İlgi, halkın Türkiye'de hukukun uygulanmasında sorunların olduğuna inandığını ve bu sorunların çözümünde avukatların rolünün büyüklüğünü gösterir.

*   *   *

Bugün İzmir Barosu da 5 grup ve 5 başkan adayıyla seçim yarışına giriyor. Beş gruba da başarılar diliyorum. Önce grupları ve başkan adaylarını tanıyalım:
1- Çağdaş Avukatlar Grubu-Av. Sema Pekdaş-Halen Baro başkanı ve yönetimde.
2- Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu-Av. Özdemir Sökmen
3- Bağımsız Savunma Grubu-Av. Bahattin Özcan Acar
4- İlerici Avukatlar Grubu-Av. Arif İnönü
5- Demokrat Avukatlar Grubu-Av. Mehmet Girgin

*   *   *

Baro başkan ve yönetim seçimleri, kısır bir çekişmeden ziyade mesleğin sorunlarının ele alındığı adeta birer sempozyum gibi olur.
Diğer illerden de takip ettiğim kadarıyla ayrı noktaların yanında, hemen her baronun, her avukatın ortak görüşleri bu kongrelerde ses buluyor. Ben bu ortak noktaları sunmaya çalışacağım. Bakın grupların bu tespitleri çok önemli. Hangi grup kazanırsa kazansın bu tespitler doğrultusunda gereğini yapmak üzere her meslektaş elbirliği ile çalışacak demektir.
 
*   *   *

Çağdaş Avukatlar Grubu: İzmir Barosu Türkiye Barolar Birliği'nin karar alma süreçlerinde diğer baroların örnek aldığı ve paylaştığı etkin bir tavrın yaratıcısı olmuştur. Avukatlık küresel çıkar ilişkileri çerçevesinde giderek belirsizleşen soyut bir kimlik çerçevesine hapsedilmeye çalışılmaktadır. Avukatlar ve avukatlık mesleği itibarsızlaştırılmakta, varlığı ve gerekliği sorgulanmakta ve mesleğin faaliyet alanı giderek daraltılmaktadır.

*   *   *

Bağımsız Savunma Grubu: En can alıcı sorun kuşkusuz ekonomiktir. Bir türlü sonu gelmeyen ekonomik krizin meslek üzerinde yıkım etkisi yarattığı bir gerçektir. ...Hak arama ve adil yargılanma özgürlüğüne yabancı olan siyasi, idari ve adli yapılar tarafından savunma mesleği adeta 'ayak bağı' olarak görülmektedir. 1 Ekim 2011'de yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile düzenlenen 'gider avansı' uygulaması, dava yoluyla hak aramayı özellikle alt gelir grubundaki yurttaşlarımız için neredeyse imkansız hale getirmiştir.

*   *   *

Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu: Vatanın, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün, Mustafa Kemal Atatürk'ün devrim ve ilkelerinin demokratik, laik cumhuriyetin, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün, tam bağımsız Türkiye'nin, avukat haklarının, emekten yana, anti emperyalist dünya görüşünün, ulusal birlik ve dayanışmanın yurtta ve dünyada barışın ödünsüz savunucusudur.

*   *   *

İlerici Avukatlar Grubu: Yargı ve savunmanın bağımsızlığı için bu perspektifle ve öncelikle; yargıçlar ve savcılar ile avukatlar arasındaki her türlü vesayet ilişkisinin ortadan kaldırılması, savcının/iddianın yargılama sürecinde -kürsü dahil olmak üzere- avukat/savunma ile eşitlenmesi, ihtiyacı olan herkesin adli yardımdan yararlanabilmesi, zorunlu müdafilik (CMK) kavramının genişletilmesi ve avukatlık ücretlerinin barolar üzerinden, tarifeye uygun ve zamanında ödenmesi... için mücadele ederler.

*   *   *

Demokrat Avukatlar Grubu: Grubumuz, hukukun üstünlüğüne, insan haklarının kutsallığına inanan, her türlü ırk ve din farklılıklarını bir zenginlik olarak gören, birinin diğerine baskı yapmadan herkesin özgürce ve huzur içinde yaşamasını arzulayan bir gruptur. Biz, hiçbir ayrımcılığın olmadığı ve bundan sonra siyasi tarihinde demokrasisinin kesintiye veya müdahaleye uğramadığı demokrat baro ve demokrat Türkiye istiyoruz. Baro hükümet karşıtı veya destekçisi, siyasi faaliyet merkezi görünümünden çıkarılıp, hukuk ve insan hakları merkezli, mesleki sorunların çözümü için gerektiğinde işbirliği yapan, sonuç almaya odaklı bir yapıda olmalıdır.

*   *   *

Şüphesiz yukarıdaki kısa alıntılar grupları tam olarak yansıtmıyor. Gruplar arası mail, mesaj, tv, internet gazeteciliği, vs. çok aktif çalışma yapıldı. Herkes her şeyi biliyor. Bir gruptan sevdiği bir arkadaşı var, diğer gruptan önceki dönem birlikte çalıştığı, bir yandan kendi ilkeleri var, bir yandan kimin daha iyi çalışacağı vs. sandık başında çözülecek soru. Ama bakıyorum da mevcut ve İzmir'in ilk kadın Baro Başkanı Avukat Sema Pekdaş'a başarısız diyen yok. Demek ki bu süreçte herkesin Sema ablası olmayı başarmış ve geçmişteki mücadelesi ile de onurlu bir yer almış başkan yeni dönemde eğer seçilirse daha çok çalışmak, yönetime aldığı genç meslektaşlarımızı daha çok çalıştırmak durumunda kalacaktır.