Her gün onlarca işyeri kapanırken, birçoğu da açılıyor.

Hatta bu iki İzmir milletvekili tarafından yakın zamanda gündeme getirildi.

Anımsadığım kadarıyla hem Alaattin Yüksel, hem de A. Kenan Tanrıkulu bakana da 'Ne oluyor?' gibisinden soru önergesi verdiler.

Tabii ki bu arada Mehmet Ali Susam'ın cabalarını da unutmamak gerekiyor.

İşyeri açıldığında en büyük sorunlardan biri de 'ruhsat' almak.

Ve aklımızdan geçeni Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar yaşama geçirdi.

Esnafın belediye ile ilgili yasal işlemlerini hızlandıran ve çalışma koşullarını iyileştirmeyi hedefleyen Karşıyaka Belediyesi, yeni açılan işletmelere de ruhsatlarını bizzat götürmeye başladı.

Uygulamaya göre; ruhsat almaya hak kazanan işyerlerine belediye görevlileri ruhsatlarını -geri dönüşümlü çerçeve içinde- götürecek.

Her dükkana nazarlık da hediye edilecek.

Karşıyaka Çarşısı'nda başlatılan örnek uygulama kısa zamanda tüm ilçeyle birlikte İzmir genelinde yayılması ise temennimiz.

 
Yaşamımız kısalıyor

Türk çimento sektörünün çatı kuruluşu Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) tarafından 50. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen 'Belgeli İşgücü=Sürdürülebilir İstihdam Zirvesi' gerçekleştirildi.

Türkiye'nin 'Sürdürülebilir İstihdam' hedefine, mesleki yeterlilik belgeli işgücünün katkısının tartışıldığı zirvede, işveren ve çalışan beklentileri de dile getirildi.

Zirvede, özellikle son günlerde yaşanan üzücü iş kazalarının bir daha yaşanmaması için mesleki yeterlilik belgesine sahip çalışanların istihdamının önemi bir kez daha vurgulandı.

Hepsi güzel de, artık mahalle aralarında kalan çimento fabrikalarının kentlerin, örneğin İzmir dışına çıkarılması ve çevre insanının zehir solumasından kurtarılmasının da ele alınmasını isterdik.
 

Gençler işsizlikten kıvranıyor

Üniversiteden mezun olup iş arama sürecine girenlerin ortak sorunu, iş ilanlarının büyük bir kısmında deneyim şartının aranması sürekli sorun oluyor.

Çalışmadan bir insanın nasıl deneyim sahibi olacağı da sorgulanıyor.

Günümüzde şirketler üniversite sırasında edinilen pratiğe bakıyor.

Yapılan her iş veya faaliyet, özgeçmişe yazılacak değerde birer deneyim. Seçilen alanda veya henüz seçilmediyse birkaç farklı alanda staj yapmak, gönüllü çalışmak, birilerine yardım etmek, anket yapmak, okulun sosyal faaliyetlerinde görev almak fark yaratıyor.

Bunların yanı sıra iş aramaya başlamadan önce uzmanlaşmak istenilen alanda çalışan kişileri bularak, onlarla konuşup eksiklerini öğrenmek de yeni mezunlar için önemli.

İletişim becerisi!

Potansiyeli oluşturan değerlerden iletişim becerileri, iş ilanlarının hemen hepsinde aranan ortak kriter.

Yeni mezunların ne yapabileceklerini göstermeleri için neden o işi istediklerini, neden o şirkete başvurduklarını, alanlarında ilgili ne gibi çalışmalar yaptıkları veya o pozisyonla ilgili ne bildikleri gibi önce özgeçmişlerinde sonra iş görüşmesinde kendilerini ve hedeflerini doğru ve net bir şekilde ifade etmeleri çok önemli.

Bu nedenle uzmanlar gençlere bazı önerilerde bulunuyor.

Günümüzde birçok genç, farklı iş kollarında kısa süreli iş hayatını tercih ediyor. Bunda artık hemen her şeyi hızla tüketmemizin de büyük rolü var.

Ancak iş yaşamında başarı, vizyoner bakış açısı, uzun vadeli aynı kurumda çalışma, kazanılan tecrübeler ve farklılığınızı ortaya koymakla mümkün.

Yeni işe başlayan arkadaşların, öncelikle kendilerine güvenmeleri, yeniliklere açık olmaları ve bulundukları alanda kariyer fırsatlarını iyi değerlendirebilecek bir tecrübeye sahip olana kadar azimle çalışmaları gerekiyor, deniliyor.

Hissettirmeli, ama nasıl?


Özetle;

Gençlerimizin, kişisel gelişime ve eğitime verdiğiniz önemi mutlaka hissettirmesi isteniyor.

Gençlerimizin yaptığı hataların başında ise iş yaşamına başlar başlamaz yüksek pozisyonları hedeflemesi geliyor ve bu hata iş bulmalarını son derece zorlaştırıyor.