Trabzon'da bir kahvede Temel ve arkadaşları çay içerlerken, içeri bir Japon girmiş. "Bu kahvede benle dövüşecek bir babayiğit var mı" diye bağırmış. Kimseden tık çıkmayınca Temel dayanamamış ve ayağa kalkmış: "Var ula ne bağırıp duraysun?" Demiş.

Birlikte dışarı çıkmışlar. Bir müddet sonra Temel ağzı burnu kan içinde içeri girmiş. Arkasından da Japon girmiş. İki elini birleştirip hafifçe öne eğilerek kahvedekileri selamladıktan sonra tane tane söyleyerek gururla bağırmış:
-Jİ-U-JİT-SU 
Ertesi gün sıcak bir yaz günü olmasına rağmen Temel uzun bir pardösü giyerek gelmiş kahveye. Kimseyle konuşmadan sessizce çayını içip beklemeye başlamış. Bir müddet sonra Japon kahveye tekrar gelmiş ve yine: "Bu kahvede benle dövüşecek bir babayiğit var mı? Diye sormuş. Kimseden ses çıkmayınca Temel yine kalkmış:
- Var ula ne bağırıp duraysun?
İki dakika geçmeden Japon içeri girmiş. Ama bu kez Japon'un ağzı burnu kan içinde. Arkasından Temel girmiş içeri ve gururla bağırmış:
-SO-PA-SU!
Daha önce böyle bir dövüş sanatı duymayan kahvedekiler hep bir ağızdan sormuşlar: "So-Pa-Su da nedur Temel?
Temel kendinden emin şekilde pardösüsünü açmış ve içinden beysbol sopasını çıkararak yanıtlamış soruyu: "Ne olacak uşaklar. Beysbol sopasudur daa!"
ABD Başkanı Obama, Başbakanımızla telefon görüşmesi yaparken elinde tuttuğu beysbol sopası ile çektirdiği resimleri yayınlayınca her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Bazı anlar vardır ki kişilerin özelleridir. O konuda yorum yapılmaz. Örneğin başka şehirlerde ya da evlerdeki iki sevgili gece yarısı son derece şuh seslerle telefonla konuşurlar:
-Şu anda üzerinde ne var sevgilim?
-Hiçbir şey yok tatlım!
Bu konuşma sadece onları ilgilendirir. Ama siz bu özel anınızı fotoğraflayıp  "Sevgilimle konuşurken" başlığıyla facebook'da yayınlarsanız o zaman herkese yorum yapma hakkı verirsiniz. Kimi "güzel kadınmış" der kimi "ne güzeli, göğüsler sarkmış, selülitler almış başını gidiyor" der. Ama siz onlara bir şey diyemezsiniz. Obama'da aynı hatayı yapmış, kankası ile konuştuğu o özel anın fotoğrafını yayınlamış ve madem bu konuda her kafadan bir ses çıkıyor "benimki kafa değil mi. Bir ses de ben çıkarayım" dedim. 

Bunun anlamı nedir nasıl yorumlanmalıdır. Konu hassas, çünkü tarafların biri ABD başkanı diğeri Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı.
Yorumlamak zor ama Allah'tan atasözlerimiz var da onların yardımı ile yorumlamak belki daha kolaylaşır.
1- Allah'ın sopası yok: Bu atasözümüze göre Obama, ilah değil. Sopası olduğuna göre o da bizim gibi sıradan bir insan. Birinci çıkarımımız bu.
2- Aba altından sopa gösterme: Bu atasözümüze göre Ortadoğu'da ABD'nin taşeronluğundan çıkarsak, başımıza geleceklerin küçük bir hatırlatması olduğu söylenebilir.
3- Eşeğin yavrusu sıpa, terbiyesi sopa: Türkiye'yi küçük Amerika olarak görenler belki bu yorumu yapabilir.
4- Destursuz bağa girilmez (gireni sopa ile kovarlar): Bu atasözümüze göre Obama bize "benim iznim olmadan ne Kuzey Irak'a girebilirsiniz ne Suriye' ye demek istemiş olabilir.
Yani Obama'nın Başbakanımızın ismini ağzına aldığı anda, elinde bir sopayı hazır bulundurması başka hangi atasözümüzle açıklanabilir? İnanın bilemiyorum.
Gerçi Obama, hepimizi rahatlatarak sebebini açıklattı. Sebep samimiyetini göstermekmiş.  ABD Başkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı ile konuştuğunu unutmuş anlaşılan. Eh, siz kendi topraklarınızdaki bir avuç teröristin nerede ise iç savaş görüntüsü veren saldırılarını, düzenli ordunuzla, günlerdir bastıramıyorsanız. Siz bütün dünyanın örnek aldığı ve çekindiği ordunuzu zorlama delillere dayanarak kendi elinizle darmadağınık ettiyseniz, sizin konuşurken mangalda kül bırakmamanızın hasımlarınız üzerinde en ufak etkisi yoksa, samimiyet böyle kolayca laubaliliğe dönüşüverir.  Çünkü samimiyetle laubalilik arasındaki saygı mesafesi dediğimiz mesafe bu durumlarda çok çabuk ihlal edilir.
Allah'tan Obama ile Başbakanımız telefonla konuşmuşlar ya Obama ile yan yana konuşurken benzer bir olay yaşansaydı da onun görüntüleri yayınlansaydı. Örneğin Obama samimiyetini göstermek için Başbakanımızın ensesine tokat indirerek işe başlasaydı... Al başına belayı. Vallahi verilmiş sadakamız varmış.