İsrail'in işgalci güç olduğunu inkar etmek, yalancılığın en ağırı olur. İsrail halkının bu toprakları 4000 yıllık tarihi ve kutsal hak olarak gördüğünün, yerli Filistin halkının haklarından önce geldiğini düşünmek, mantık ve gerçeklere aykırı.
Kim haklı ya da haksız olursa olsun, işgal, doğal niteliği icabı işgalcinin ahlakını bozar. Bu da işgal altındakilerin insan haklarının ihlal edilmesine yol açar. Bunun sonucu nefret, tepki, direniş ve şiddettir. İntikam ve karşı intikamdır. 
İki İsrailli çocuğun kaçırılıp öldürülmesi ve intikam olarak kaçırılan bir Filistinli çocuğun dövülüp yakılarak öldürülmesi, bugünkü şiddet sarmalını doğurmuştur. 
Euripides şöyle demişti: Güçlü gücünü kötüye kullanmamalı, şanslı şansının ebediyete kadar süreceğini sanmamalıdır.
Yunan trajedileri kanlı suçlarla dolu öykülerdir. Bir felaket başka bir felaketi doğurur ve bir cinayet zinciri oluşur. Aşil de 'Eski saldırganlıklar yenilerini doğurur' diyordu.
İşin üzüntü verici yanı, Hamas, İsrail'i yok etme plan ve hedefini açıkça yürüttükçe ve ablukaya şiddetle karşılık verdikçe, İsrail'e hem burada hem de Batı Şeria'da abluka ve şiddet kullanma sebep ve fırsatını veriyor, ekmeğine yağ sürüyor.
Netanyahu Hükümeti'nin niyeti, Hamas'ı yok etmek değil, saldırı gücünü zaman zaman azaltmak ve silahlarını asgariye indirmektir.  Onun yerine gelecek başka bir militan grup yerine, onu kontrol altında tutmayı yeğlemektedir.
Yunan trajedilerinde, hiç olmazsa, bu trajedilerden alınan dersler vardır. Gazze'de hapsolmuş, umutsuz Filistinlilerin çektikleri bir yana, ders aldık mı, alıyor muyuz? 
Gerçeği görmezden önce daha ne kadar işkence çekilecek, daha ne kadar insan (çocuk) ölecek?  Filistin davasının bayraktarları olarak görünenler için şiddet aslında kendi yaşam sebepleridir. 
Aralıksız ve inatla intikam ve karşı intikam hareketleri, uygar ahlakın bitişidir.
Aşil, 'Eninde sonunda idrak günü gelir...' demişti.
Ne kadar şiddet sarmalından ve ölümden sonra gelecek?
Kendi çıkarları çerçevesinde olmak kaydıyla, İsrail ve Hamas, eninde sonunda ateşkesler ve kuşkulu barışlar ile düşmanlığı sürdüreceklerdir.  
İsrail, dünyanın, hiçbir ülkenin sürekli olarak işgalci kalmasına izin vermeyeceğini anlamalı,  2. Dünya Savaşı sonrasından hatırlamadır.
Hamas'ın liderleri, İsrail'i asla yenemeyeceklerini ve Gazze'de sürekli olamayacaklarını bilmektedirler. 
İsrail tarafından çevrilmiş ve kendi vatanlarında esirdirler. Ama artık dayanılmaz noktaya gelinmektedir. 
***
Yukarıdaki analizi yapan, New York Üniversitesi Küresel Çatışmalar Merkezi'nden Yahudi asıllı bir yorumcu. (The Curse of Occupation-İşgalin Laneti)
Son günlerde, sadece yüzde 100 İsrail'e karşı yorumları okudunuz. Ben bu kez karşı kamptan bir yorumu size aktarmak istedim.
'İdrak, ne kadar şiddet ve ölümden sonra gelecek?' sorusuna cevap ise maalesef, 'Dünya çocukların kanına doyduğu zaman!' dersem, belki kan dondurucu bir yorum olabilir, ama bence, Yunan trajedilerindeki gibi, durumu iyi anlatır.