Tıp fakültesi öğrencisinin (Enes Kara) canını kıymasına, bir o kadar bıraktığı masaja ve de ailesinin açıklamalarına o kadar canım sıkıldı ki, anlatamam…
Ne yazık ki insanlarımızdan bazıları, 'indirilen dini' değil 'uydurulan dini' yaşamayı tercih ediyor.
Bu benim değil, bazı 'ulema' denilen din âlimlerimizin söylediklerinin özeti…
İzmirli, tanınmış bir esnaf tanıdığım şunu paylaşmış:
Devletin dini adalettir. (Nisa, 58), Tüm makamlar, rütbeler emanettir. (Nisa; 58), Emanetler; ehliyet/ liyakat sahibine verilir. (Nisa 58), Ortak akıl ile hareket edilir. (Şura; 38)…
Kısaca;
'Öyle müthiş bir meziyettir ki cehalet; Her şeyi sen bilirsin!'
 
Çağımızın sigarası!
 
Geçen yıla, 2021'e hatta ondan öncesi 2020 yılı yazılarıma bir göz attım…
Hep sağlıktan, eğitimden, pandemiden, güncelden söz etmişim.
Bu arada bir akıl tutulmasına uğradım:
Yaşamımın bu önemli bölümü birçok kişi gibi evde oturarak geçirmişim.
Peki 'oturmak' nedir?
'Oturmak!', 'Çağımızın yeni sigarasıdır!' diye tanımlanıyor…
Söyleyeyim:
'İnsan vücudu, günün önemli bir kısmında, oturup kalmak için uygun değildir!'
Yürümeli, koşmalı, çömelmeli, merdiven çıkmalı, zıplamalı, kaldırmalı, taşımalı hatta yüzmelidir.
Yapmaktan kendimizi almamız ise;
Sandalyede, koltukta oturma süremizi azaltmalıyız.
İşimiz için sorunlu bile olsa periyodik aralar verip kültür fizik hareketleri yapmalıyız.
Çünkü;
Oturduğumuzda kaslarımız gevşer ve etkin bir şekilde kan pompalamaz!
Oturma sürelerindeki artış, insülin direnci, kas atrofisi, dolaşım problemleri, bel ve boyun ağrıları arttırır.
Bunları kanser riski ile ilişkilendiriliyor…
Bu bilgiyi yarım yamalak biliyordum…
Okuyucularımdan, Aynur- Sezgin Can ile pandemi konusunu ve hasta artış sayılarını konuşurken, 'oturma durumumu' öğrendiler ve hemen gençliğinde Beşiktaş'ın voleybol takımının formasını kaptan olarak giyen Aynur Hanım bu bilgileri eski sporcu olarak gönderdi.
 
Pasif bir eylem
 
Peki evde oturunca ne yapıyoruz?
Ekranlara uzun süre bakmak zorunda kalıyoruz!
Peki herhangi bir şekilde değişiklik yapabiliyor muyuz?
Bu konuda değişiklik yapmak, akıllı telefon, tablet, bilgisayarda benim gibi uzun süreler harcayan, çok fazla televizyon seyreden ya da oyun bağımlısı olan kişiler için en zor başlıklardan birisidir.
Ekrana bakmak pasif bir eylemdir!
Işıkları vardır, sesleri vardır, parlak renkleri vardır.
Bir kitap okurken veya yüz yüze iletişimde sarf ettiğimiz beyin gücünden yoksundur.
Yine Alsancak'ta Aynur Can'dan öğrendiğime göre;
Bazı çalışmalar, internete ya da oyunlara bağımlılığı olan insanlarda gerçek beyin atrofisi olduğunu gösteriyor.
Diğer yandan;
Artmış diyabet, kalp hastalığı, gözlerde tahriş, göz yorgunluğu, göz bozukluğu ve hatta ortopedik problemlere sebep olabilir.
İşte bir iki örnek:
Bursit, telefoncu dirseği, mesaj boynu, boyun düzleşmesi gibi..
Doğru mu yazdım veya doğrusu ne?
Bunları, gerçek yardımsever ve iyiliksever Prof. Dr. Mehmet Erduran'ı, meslektaşlarım Yaşar Eyice ve Gülseren E. Yeniçay'la ziyaret ederek öğreniriz.