Bu son haftayı döşeğe düşüpte geçirdim. Adına ister aşırı yorgunluk deyin, ister immün sistemimin çöküşü. Boynum, belim, ayaklarım, günlük döngümde havlu attım, ömrümde ilk kez. Yıllar mı desem, çok uzun bir zamandır koşuşturma mı? Neyse ne. NATO'da ki yoğun çalışma döngümde bazen Tanrıma yalvarırdım "iki-üç gün hasta olayım evimde dinleneyim, ama önemli bir dert verme! " diye. Emekli olunca da, sudan çıkmış balığa döndüm. 1993'ten günümüze daha beter bir koşuntuya daldım. STK'larda arkadaşlarım hep takıldılar, "Kendin kaşınıyorsun! "Ancak bu günlerde düşmek yok!" desem de bu 5 gün çok yararlı oldu. Vücudum dinlendi, kafam doldu. Hep derim ya, bilgi çok, değerli tartışmalar, konferanslar izledim. Şanslıyım, Digitürk'ün henüz iptal etmediği kanallarda. Bu arada Digitürk'ü iade prosedürüne başladım o da ayrı bir rezalet neyse. Bu bilgileri paylaşmak istiyorum. Çünkü artık okumaya dinlemeye pek arzumuz yok. Bu arada okuyanlarıma teşekkür ediyorum.
***
Bildim bileli, eğitimci Abbas Güçlü'nün programlarını kaçırmamaya çalışırım.
Bu haftaki konuları "Gençlik niçin teröre bulaşıyor?" İki değerli uzman konuk; Sinan Oğan,
Metin Gürdan ve çeşitli üniversitelerden gençler bir masanın etrafında. Sorular ve bilgileri az ama öz paylaşacağım yoksa yerim yetmez. Gençler niçin teröre bulaşıyor?
Sinan Oğan (Türksam kurucusu, Avrasya stratejik araştırmalar merkezi, Marmara Üniversitesi Akademik üstün başarı, Ekoavrasya derneği Türk dünyasına hizmet ödülü sahibi, bir dönem MHP milletvekili, Türkiye-Nijerya Türkiye-Arnavutluk dostluk grupları üyesi, Türkiye Azerbaycan parlamenterler dostluk grubu genel sekreteri) Bu konuyu, a) çeken faktörleri b) iten faktörler olarak incelemek lazım diye başladı. Kimlik bunalımı,(zengin, fakir, okumuş, okumamış) Genç radikalleşme illegal ortamlara sürüklüyor. Terörü yöneten 50 yaş üstü grup bu gençleri kullanıyor. Dünyada en genç nüfusa sahip ülkeyiz, bu parlamentoya yansımıyor, TBMM çok yaşlı. Vatan, Millet sevgisi aşılandığında demokrasi sandıktan sandığa işler. Gençler katılımcı olmak istiyor, fırsat verilmiyor. 12 Eylülde gençleri birbirine kırdırdılar, sebep olanların biri cumhurbaşkanı biri başbakan oldu. En dinamik yapı gençlerle bir genç vatanı için görev alıp ölüyorsa, mecliste olmak, kanun yapmak hakkına sahiptir. En dinamik yapı gençliktir. Tüm dünyada yükselen ve gençlerin kullanıldığı "cihad turizmi" tüm insanlık için büyük tehlikedir. Türkiye'nin jeopolitik önemi, yerin altı ve gökyüzü çok kıymetlidir. Terörle mücadele farklı, teröristlerle mücadele farklıdır. Her ikisi de gerçek uzmanların önderliğinde yapılmalıdır. Evet Sinan Oğan ve Metin Gürcan
(2014 yılına kadar genelkurmay iletişim koordinatörü kıdemli Bnb. İstifa ile şu an Bilkent üniversitesi siyaset biliminde doktora yapıyor) özetle bunları diyor.
***
Gelelim IŞİD'e. Abdullah Ağar'dan (gazi üsteğmen- yazar) dinliyorum. Diyor ki; IŞİD Irak,Suriye ve tüm İslam camiasına yayılmış biat edilen çoklu bileşeni olan, Arap-Samara aşiretidir. Asıl hedefi Abbasi İmparatorluğu'dur. Aslında radikal İslam'ın, coğrafyadaki travmaları kullanarak dış güçlerin desteğiyle de bu günleri yaşatmasıdır. Mücadelenin de, konunun çok iyi bilip uygulanması gerekir. IŞİD bir düşmanlık ekme tohumudur. Dünyada IŞİD'e destek veren150 milyon insan var. Dünya nüfusunun %10'nu bu coğrafyada 1400 yıllık bir İslam coğrafyası stresi incelendiğinde de olay ta Kerbela'ya gidiyor. Çok iyi bilip uygulaması gerekiyor. Irak'ın işgal nedeni bu coğrafyada Kerkük'ün altındaki yaklaşık 5 milyar dolarlık petrol ve doğal gazdır. Para ve güç savaşı, menfaate göre şekillendirilmek istenen bir Ortadoğu. Abdullah Ağar'ın web sayfasından bir okuyucu yorumu "Bu gün sünniler sonuna kadar aleviyim, caferiyim demeli, bu gün aleviler sonuna kadar sünniyim demeli; bugün Türkler sonuna kadar Kürt'üm, Kürtler sonuna kadar Türk'üm demeli "Bu gün ayrışma değil, şahsi menfaatleri bir kenara atıp toplumsal menfaatleri yüceltme zamanı, inadına kardeş olma zamanıdır. Diyorum ki; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup birbirimizle dalaşmaktan da vazgeçelim. Arınalım, samimiyetle söyleyelim. Konu VATANSA gerisi teferruattır.
