‘Adam olmuyor, ya da inanmıyorsak neden yazayım?’ düşüncesindeydim…

Ama olacak iş değil!
Rakam her geçen gün büyüyor…
En iyisi sözü sıradan içimizden birine vereyim..,
Örneğin Şakir Sami Örsoğlu bakın ne diyor?
‘Sevgili dostlar; Emniyet kemeri kazayı önlemez, ölüm ya da sakat kalma riskinin yüzdesini düşürür.
Aşı da bulaşıyı önlemez.
Ölüm ya da yoğun bakımlık olma riskinin yüzdesini düşürür.
Yeter artık ‘Şu Korona’ illetinden kurtulmamız gerek!
Sabah akşam haberleri izleyen, özellikle akademisyenleri dinleyen sade vatandaş, uzmanlardan öğrendiklerinde, kendi bilincinde harmanladıklarını paylaşmak istiyor.
Bilim aşının koruyuculuğunu, bulaşı önleyiciliğini hastalığı hafiflettiğini belirlemiştir.
Kurallara uymak ve aşı olmak, bireysel tercihlere bırakılamaz.
Zira bu husus toplumsal ödevdir.
O halde. maske, mesafe ve hijyen kurallarının devamının yanında 12 yaş üzeri her bireye aşı zorunluluğu getirilmelidir.
Bu durumda kontrol mekanizmalarını geliştirip, kurallara uymayanlara, aşı olmayanlara, örneğin; ‘Topluluklara ve kapalı yerlere girememe!’ gibi yaptırım uygulanması gerekmektedir.
Sağlıklı günler dilerim, güzel günlerimiz olur inşallah…’

Bazıları

Kimileri, yükseklerden bakmayı ve parlamayı çok sevdikleri için ışıltılı, kristal bir avize olmak isterler.
Oysa düğmeleri birilerinin elindedir.
Bilmezler ki el değecek, ışıldayacaklar!
El değecek, sönecekler!
Ne yapay bir aydınlık?
Oysa parlayacaksan:
Ay gibi parlayacaksın ki; onun bile ziyası gece olur, gündüz kaybolur.
Parlayacaksan güneş gibi parlayacaksın ki; onun da ziyası gündüz olur gece kaybolur.
Demek ki esas pırıltı; güneşe dahi aydınlığı ve sıcaklığı bahşeden bir gücü gönlünde hissetmektir…
Hep böyle güzel günleriniz olsun...

Hayatın gerçeği

Yaşlandığında, haklı olduğundan emin olsan bile, kimseye hiçbir şey öğretme.
İstenmedikçe, yardım etmeye çalışma.
Kendini kimseye empoze etme.
Sevdiklerini dünyanın tüm talihsizliklerinden korumaya çalışma.  
Sadece onları sev.
Sağlığından, komşularından, emekliliğinden şikâyet etme.
Çocuklardan minnettarlık bekleme.
Nankör çocuk yoktur, sadece çocuklarından minnettarlık bekleyen aptal ebeveynler vardır.
Son paranı yaşlanma karşıtı tedaviler için boşa harcama, bunun faydası yok. Bir seyahate harcamak daha iyidir.
Eğer buruşuk, çaresiz ve huysuz yaşlı olsa bile eşin, iyi bak.
Unutma; bir zamanlar genç ve neşeli idi, belki de şu anda sana gerçekten ihtiyacı olan tek kişi o olabilir.
Yeni teknolojileri anla, haberleri ısrarlı bir şekilde takip et, sürekli yeni bir şey üzerinde çalış, zamandan geri kalma.
Çocuklarının hayatına ne olursa olsun karışma.
Kendini suçlama, elinden gelen her şeyi yaptın zaten.
Her türlü durumda, haysiyetini sonuna kadar koru.
İnsan öldüğünde en yakınının, en sevdiğinin unutma süresi 18 aymış. (Bu en uzun süre)
Yani 18 ay sonra acısı diner, sizi tatlı bir hatıra olarak hatırlarlarmış.
Düşününce içim acıdı bir an.
Değer verdiklerimin, çok sevdiklerimin, ‘onlar olmadan asla olmaz!’ dediklerimin, beni 18 ay sonra unutacak olması?
İyi bir iş, geniş bir ev, bir araba, emeklilik hayalleri?
Hele ‘şu da olsun rahatlayacağım’, derken bir bakıyorsun hayatın sonuna gelmişsin.
Yazık oluyor bize, size!
Çok ucuza gidiyoruz!