İsmail Taşgök’ü çok yıllardır tanıyorum…
Çok iyi fotoğrafçı ve meslektaşımdır.
Zaman zaman özelden yazılarıma yorum yapar, konuyla ilgili anılarını da paylaşır aynen Bodrumlu Mustafa Ali Çotura gibi…
İsmail Taşgök, ‘Karaburun’un mücevheri’ olarak kabul ettiğim ‘Her derde deva! Karaburun’un hurması’ yazımı okur okumaz şunları yazdı;
‘Bir Akhisarlı olarak ve zeytine aşina bir zeytin kolikim. 
Bu bağlamda bilmem hatırlar mısın, birçok haberler yapmıştım.  
Zeytin fabrikası Aydın Umurlu 'da, sadece ihracat yapan çocukluk arkadaşım Gürkan Renklidağ sayesinde zeytine dair çok şey de öğrendim. 
Ancak, hurma zeytini duydum ama yemedim. 
Artı dalından koparılıp yenildiğini de sizden öğrendim. 
Sığırcık kuşu gibi bir zeytin her yemekle, özellikle kahvaltımın baş tacıdır. En kısa zamanda temin edeceğim. 
Bilgilendirme için teşekkürler.’
Sevgili arkadaşım İsmail Tasgök ile okuyucularıma da duyurmak istiyorum…
‘Hurma zeytini’ her yerde her zaman bulursun…
Ama Karaburun Hurması, yani yazıda sözünü ettiğim çok özel..
Sadece belli bir süre ve sadece anında yani sabaha karşı dalından kesilerek yenilmesi gerekiyor…
Belki önümüzdeki yıllarda yolun Kasım ayında Karaburun’a düşerse bunu temin edebilirsin…

*

Şimdi memleketin, bir zamanlar ‘tütün ülkesi’ şimdi ise ‘Zeytin ülkesi’ olarak bilinen Akhisar’dan söz edeyim.
Bana hatırlatan da yine okuyucu ve sürekli takipçilerimden Gül Tulunay hanımefendi…
Manisa ve Akhisar basınında yer alan Anadolu Ajansı haberine göre, Türkiye'nin önde gelen zeytin ve zeytinyağı üretim merkezlerinden Akhisar'da bulunan Açık Ceza İnfaz Kurumu, 2017 yılında Süleymanlı Mahallesi'nde, üreticilerden alınan zeytinleri salamura yaparak üretime başladı.
İlçedeki eski Tekel tesislerini devralan kurum, Adalet Bakanlığı İşyurtları Daire Başkanlığının desteğiyle 2 bin 500 metrekarelik iki depoyu sofralık zeytin ve zeytinyağı üretim tesisine çevirdi.
Bu yıl ilk kez üreticilerden alınan yağlık zeytinlerle zeytinyağı üretimine başlandı.
Her gün 28 hükümlünün görev aldığı tesis, bölge üreticisi için de önemli bir alternatif oluşturdu.
Akhisar'daki üreticilerin açık ceza infaz kurumunun zeytin ve zeytiyağı fabrikasına getirdiği ürünler işlenerek "Elban Akhisar" markasıyla ülke genelinde satışa sunuluyor.
Bölgede zeytinciliğin önemli ekonomik faaliyetlerden birisi olduğunu biliyoruz.
Hatta birkaç yıl üst üste Akhisar’a giderek ‘Zeytin Festivallerine’ de katıldım.
Bu yeni tesis, yıllık 600 ton sofralık zeytin, 230 ton da zeytinyağı üretim kapasitesine sahip bulunuyor.
Akhisar'da 190'dan fazla zeytin ve zeytinyağı işletmesi var. 
Ayrıca burada yetişen hükümlüler, onların ihtiyacını karşılayacak düzeyde bilgi ve birikime sahip oluyorlar.
Biliyorsunuz; Belli sayıda çalışanı olan tesisler, mutlaka cezasını çeken hükümlü ve engelli çalıştırmak zorundalar. Bu kanun gereği… Bu cezaevi projesi de buna bağlı olarak yürütülüyor. Hatırlatmak istedim…