Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir de, kala kala her gün Çarşamba, bizim için. Seçimler bitti iki adaydan biri teşekkür etti, diğeri kaybettik dedi. O kadar. Ne denirdi okuma yazma öğrenirken, o güzel günlerde, “çalışanın elması kızarır” sözü tahtada asılır dururdu. Ödül elma sonra “Türk öğün çalış güven…”  Aslında öğün kelimesi “akıl, us” anlamına geliyor. Kelimenin eğer o dönemlerdeki kullanımı ile getirilen “ün” eki ise “akıllan, aklını kullan” anlamı kazandırıyor. Ancak Atatürk’ü anlamak ve anlatmak için gereken öğretmen kadroları kitaplar zayıflatıldı. Görünüş itibari ile gayet masum ancak içeriği algıda tam tersini düşündürten söylemler, görseller. Kılıf o kadar ince düşünülmüş hazırlanmış olmalı ki herkes memnun.  

Anlamıyorum, gerçekçiliği ne zaman kaybettik, sanki iki futbol takımı karşılaşıyor ya bendensin ya değilsin. Bendensen kimse sana ilişemez. Bir taraf sarılmış Laikliğe, diğeri dine, sanki bu iki kavram sadece onlara ait. Hak hukuk adalet demiş cevap ve yürümüş nihayet vatandaşlar demokratik bir ortamda şükür görünür olmuşlar. 

***
Son 30 yıl aslında hayatımıza damga vuran parti CHP oldu bence. Atatürk’ün altı okunu savunan tüm akademisyenler, bilim adamları, siyasetçiler, gazeteciler ya hapse atıldılar ya partiden uzaklaştırıldılar, bir kısmı da zaten faili meçhullere kurban gitti. Siyaseten bunların takibi Atatürk’ün partisi CHP’nin boynunun borcu idi. Dünyanın en düzenli en başarılı ordusu diye bilinen Türk ordusu ihtilallerle sonradan kumpaslarla zayıflatıldı. Türk milletine en çok güvendiği kurumu idi. Nihayet başındaki bir numara tarafından kozmik oda açıldı siyasete teslim edildi. CHP’nin o zamanki bir numarası kurulan AKP’nin yasaklı başkanı Recep Tayyip Erdoğan için bütün engelleri kaldırdı. Muhalefet, iktidarın olmazsa olmazı idi uzun yıllar. CHP yaptığı stratejik hatalardan bir türlü ders çıkaramadı. 

***
Bugün ikinci seçimin ardından herkes konuşuyor ben de yazayım. Yukarıda yazdıklarımdan çıkarılacak dersi, stratejinin babası Von Clausewitz “Yığınakta yapılan hata, tüm savaş boyunca sürer” diye ifade eder. Seçimleri takip eden sistem daha önceki seçimlerde çökmüştü. Sistemin başındakilerden biri AKP ye kaçtı, diğeri sistemin başında kaldı. Seçimin ilk turu sonrası başarısızlığı, hataları nedeniyle görevden alındı. Aslında daha önce başarılı olunan yerel seçimlerde, başarılı bir İstanbul, Ankara örneği vardı. Seçim stratejileri o başarıyı sağlayan ekibe teslim edilmeliydi, yapılmadı. Baştakilerin bundan haberi yokmuş (!) Vatandaş ilk tur seçimde üzerine düşeni ve elinden geleni yaptı. İkinci tur seçimde, bir öncekine göre yaklaşık iki buçuk milyon kişi sandığa gitmedi. Zaten seçim de bu farkla kaybedildi. Bu seçmenleri sandığa götüremeyen muhalefet bu konuda suçlu. TBMM seçimlerinde listelerde birçok ilde sıkıntılı isimler liste başlarına kondu, patronun bundan da haberi yokmuş, hele İzmir. Ne işse? Bu arada %1-2 lik partiler CHP listelerinden seçime girerek %10 luk bir pay aldı. Sevgili okuyucularım velhasıl iğne çuvaldız meselesi. İktidarı suçlarken muhalefeti de pas geçmeyin, liderlik başka bir şey. CHP bizi ümitlendirdi gazımızı aldı ama Çarşamba’da kaldı, vuslat başka baharlara kaldı…