Namık Kemal Lisesi’nden ‘Şair’ arkadaşım Dr. Suavi Tuncay bugünlerde çok meşgul.

Bir yandan, ‘Uluslararası’ Türkbilim Dergisi’ni, ‘baş editör’ olduğu için yayına hazırlıyor, diğer yandan üçüncü şiir kitabının son rötuşlarını yapıyor.
Kamu yönetimi ile siyaset biliminin yanı sıra şiir ve edebiyat, kültür ile dil konularında çalışmalar yapan Dr. Suavi Tuncay ilk şiir kitabını öğrencilik yıllarında yazdı.
Namık Kemal Lisesi’nde okurken yazdığı şiirleri okur, bunları ‘Bunları okul dergisinde yayınlasana’ dediğimizde de ‘Daha zamanı gelmedi!’ derdi.
Öylesine duygusaldı ki, ben anımsatayım, okulumuzun ablası, katibe Ummuhan Eskin ile yine büyüklerimizden Muzaffer Hanım üst salonun iki tarafındaki muavin odalarına davet eder ‘Şiir arası’ verip kendisini dinlerlerdi.
Ben de bu arada arkadaş boğuşmalarında ceketimin ya da gömleğimin bir kısmını yırttıysam ‘Aman şunu hallediver’ diyerek, el maharetini de göstermesini isterdim.
İnanın DR. Suavi Tuncay, kafası, beyni kadar parmaklarını da cerrah titizliğiyle kullanır, sorunumuzu çözerdi.
Namık Kemal Lisesi’nin edebiyat öğretmenlerinin hepsi Türkiye çapında şair ve bestekar olduklarından belki de onlardan feyz ya da el almıştı ‘Bizim Suavi!’
Devamını şöyle özetleyeyim:
Üniversite sıralarında eğitimine devam ederken ilk şiir kitabını çıkaran Tuncay, ‘Güzelsin İşte’ adlı şiir kitabının üniversitedeki edebiyat hocasının da katkısıyla hazırlandığını belirtti.
Dedim ya DR. Suavi Tuncay edebiyatçılarla çok iyi dosttu…
Aralarındaki samimiyet, öğrenci- öğretmen ilişkisinden çok daha ileride idi…
Yalnız edebiyatçılarla mı?
Resim Öğretmeni Ressam Ali Cambazoğlu da ‘Sen bizim mesleği seç’ diye öneride bulunuyordu…
Her şeyi bir yana bırakalım;
Doğru, dürüst, duyarlı ve dost insandır ‘Şair- Akademisyen’ Dr. Suavi Tuncay…
İkinci şiir kitabı ‘Yufka Yürekli Tekne’ hakkında da bilgiler veren Tuncay, ‘İlgi arttı, takdirler geldi ama sadece şiiri yazmak olmuyor. Burada bestekârlığın da devreye girmesi lazımdı.’ diyerek şiirlerinden örnekler verdi, CRI Türk’te Tuğçe Akkaş’ın hazırlayıp sunduğu ‘Dünya Postası’ programında…
Tuncay, şiir ve edebiyat alanında yazdığı eserleri dinleyicilerle paylaştı.
Önemli bir noktayı da belirteyim:
Gençlik ve Namık Kemal Lisesi’nden arkadaşımız olan Tuncay, kendi şiirlerinden şarkılar da yapıyor.
Özellikle çevre konusundaki hassasiyetini şiirlerine yansıtıyor.
Üçüncü kitabının adını sorduğumda şu yanıtı verdi;
‘Yağmurun Sevdasıdır Topraklar!’

Zerafet ve nezaket

‘Bir toplumda en büyük zenginlik ZARAFETİ temsil eden ‘NEZAKETTİR’ diyen Dr. Suavi Tuncay, ‘Bu kavramların davranış kalıplarına etki eden çok çeşitli beklentilere sebep olmakla beraber toplumsal ilişkiler ve iletişimde asla nezaketin ölçüsü yoktur.
‘Bir selam bir merhaba veya nasılsınız?’ diyemeyen bir toplum ile karşı karşıya bırakılanların iç dünyasında huzursuzluk olduğu kadar karamsarlığa hatta ruhsal yapılarının insani, sosyal ve kültürel hatta etnisite temelli davranışlarına yönelik sosyolojik ve psikolojik açılardan incelenmesi gerekir.’ diyor.
Söyleşimizde: Yozlaşma, korku, kuşku, kaygı, dayanışma, işbirliği, toplumsal aidiyet hatta dil, tarih ve kültür ortamları konusunda çok şeyler öğrendim Dr. Suavi Tuncay kardeşimden…
Tabii ki, ‘ilgi, bilgi ve sevgi’ üçgeni içinde bizleri gönül dolusu aşk ve vefayı beklemesini de…
Yine Namık Kemalli Gazeteci – Yazar- Araştırmacı- Şair adaşım Yaşar Aksoy’un kaleminden DR. Suavi Tuncay’ı anlatmak isterdim ama yerim kalmadı…
Bazı şiirleri belki bir gün sizlerle paylaşırım.
Satırlarıma yine Dr. Suavi Tuncay’ın söyledikleriyle noktalayayım:
‘Ülkemizin sanat kültür ve edebiyatı örselendiği bir dönemde şiir sanatına yer verebilmenin maharet sayılacağı bir ortamda çevre ve kent bilim hocası olarak yemyeşil alanların çölleştirildiği bir dönemde bir “sevda çiçeği” gibi aklıma gelen bu başlığı tüm insan, dost ve doğa ile bayrak toprak ve ülke âşıklarına sunuyorum.
‘YAĞMURUN SEVDASIDIR TOPRAKLAR’ hepimizin rüyası olsun… Selam, sevgi ve başarı dileklerimizle devletimizi işgalden kurtaran emperyalist ülkeleri ülkemizden Kahramanca Savaşarak cesaretle ve esir aldıklarına da misafirimizsiniz diyecek kadar asaletle def eden büyük ATATÜRK emanetlerini koruma görevi ve cesareti gösterenlere ve yürekleriyle dillendirenlere tükenmeyen saygılar sunuyorum…’