Yolsuzluk. Daha doğrusu Siyasal yozlaşma ki son yıllarda aldı başını gidiyor. Elbette bu yozlaşma toplumun her alanını ve her anlamda etkiliyor.

Günümüzde bu yozlaşmanın en belirgin göstergesi de rüşvet denen illet.
Doğal olarak konu, bir kişi veya kurum ile diğeri arasındaki karanlık alışveriş olarak görünse de uzantıları memleket ekonomisine kadar gidiyor irdeleyici bir gözle bakılınca.
Bazen gizli kapaklı bazen kılıfına uydurarak bazen de insanların gözünün içine baka baka gerçekleştiriliyor ne yazık ki.
Ben daha çok kamu görevlilerinin görev ve yetkilerini kötüye kullanarak, ilgili kişi veya kurumlara farklı işlem yaparak çıkar elde etmesinden bahsetmek istiyorum.
Ne demiştik; Bazen insanların gözlerinin içine baka baka bu tür işlemler yapılabiliyor.
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu geçenlerde Urfa’da bir takım temaslarda bulundu.
Meslek Odaları, Muhtarlar ve STK temsilcileri ile buluştu.
Toplantıda yaptığı konuşmada Sayın Kılıçdaroğlu: “Çiftçinin en büyük sorunlarından biri elektrik. Ödeyemiyor elektrik faturalarını. Benim Şanlıurfa'ya bir sözüm olsun. Şanlıurfalılar bir yere yazsın. Yerel yönetimler geldiğinde bize büyükşehir belediyesini verin, elektriği bütün çiftçilere bedavaya vereceğiz” dedi.
Açıkça rüşvet vaat etti Belediye Başkanlığına karşılık.
Ver oyu, kap bedava elektriği.
Tabii hemen sabah akşam elektrik fiyatlarına yapılan zamla, ne denli fakirleştiğimizi davul zurna ile anlatan buradan iktidardan oy devşirmeye çalışan troller düştü aklıma.
Kimsenin sesi çıkmadı.
Hele hele Sayın Genel Başkanın bu sözünü destekleyecek, yaşama geçirecek bir belediye başkanı hiç çıkmadı.
Hiç kimse Sayın Genel Başkan’a; kaynağın nedir, masrafı belediyenin hangi geliri ile karşılayacaksın, İşçi memur maaşı ödememekte zorluk çekerken bu masrafı nasıl karşılarız? diye sormadı.
Çiftçiye bedava elektrik verince diğer vatandaşlara da hak doğmaz mı demediler…
Genel Başkan dedi ise doğrudur.
Uzatmayalım, Çanakkale’de AK Partili bir meclis üyesi Esra Yüksel; “AK Parti olarak CHP Genel Başkanının bu arzusunu dört dönemdir CHP tarafından yönetilen bir belediyede yerine getirmek istedik. İstedik ki Genel Başkanının bu vaadi havada kalmasın ve çorbada bizim de bir tuzumuz olsun. O nedenle sizlerin de işini kolaylaştırmak adına Çanakkale sınırlarında tarımla uğraşan çiftçilerin elektrik faturalarının belediyemiz tarafından karşılanmasını öneriyoruz. Kılıçdaroğlu'nun bu vaadinde ne kadar samimimi olduğunu çiftçilerimizi ne kadar düşündüğünü görmek istiyoruz" deyiverdi.
Vay sen misin söyleyen!
AK Partinin verdiği önerge CHP ve İYİ Partililerce ret edildi.
Üstüne üstlük Sayın Belediye başkanı Ülgür Gökhan; “Bu yasal değil ki, belediyelerimizin böyle bir harcama kalemi yok, yetkisi de yok. Biz bunu karşılayamayız. Onu Kılıçdaroğlu'na sorarsınız. Burası Kılıçdaroğlu'nun yönettiği bir Meclis değil.
Bu önerge yasalara aykırı. Bunu kabul ettiğimizi var sayalım. Yarın sabah çiftçilerin elektrik faturalarını ödemeye kalktık. Nasıl ödeyeceğiz? Bu mümkün değil.” Demez mi?
Hayda...
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na mı inanalım, Belediye Başkanı Gökhan’a mı?
Yasal değilse, Sayın Kılıçdaroğlu niye bunu söyledi?
Sayın Kılıçdaroğlu yasal olmayan bir şeyi başka bir şey karşılığında teklif edince suçlu duruma düşmüyor mu?
‘Kılıçdaroğlu’nun yönettiği Meclis değil’ derken.
Kılıçdaroğlu bu Meclisi yönetecek beceriye sahip değil mi demek istedi, yoksa o karışamaz anlamında mı?
Böyle bir ödenek yoksa Kılıçdaroğlu kimin cebinden karşılayacak bu masrafı?
Ya da Genel Başkanını çok seven bir belediye başkanı çıkıp da ben yaparım bu işi diyebilecek mi?
Neyse
Rüşvet yolsuzluk demişken biz yine kendi bölgemize dönelim.
Yolsuzluğun Sayıştay raporlarıyla kanıtlandığı ve İç İşleri Bakanlığınca soruşturma istenen Menemen Belediyesine bakalım.
Bir sonraki yazıya.