CHP Kurultayını ve Aleviciliği yazacaktım... Alevilerin CHP içinde neden ve nasıl tutunduklarını/ tutunmak zorunda kaldıklarını/ olduklarını, alevi modernleşmesinde, bazen yağmurdan kaçarken doluya tutunmak olsa bile özellikle 2010'dan beri, Kılıçdaroğlu'nun sürekli, parti içindeki etnik köken gözeten siyasetçilerle siyaset yapma şeklini yazacaktım, yazmayacağım.

Neyini yazacağız? Şimdi kalkıp desek ki 'Arkadaşım, şu Parti Meclisi listesine bir zahmet bak! Geçen döneme ve ondan önceki dönemlere göre Alevi kökenli parti yöneticilerinin sayısı ne kadar artmış? "Fiili Alevi"lerin sayısı ne kadar artmış?' Anında fişçi Mustafa olacağız. Oysa fişleme gibi bir niyetimiz olmamasına rağmen.

Muharrem İnce, kurultayın ikinci günü kendine tahsis edilen odada Orhan BURSALI, Utku ÇAKIRÖZER gibi üstatlara röportaj verirken, biz de yanlarında gazetecilik adına bir şeyler öğrenme fırsatı yakaladık. İnce diyordu ki: 'Bu insanlara bir söz vermek lazım. Kimin nereden geldiğine neye inandığına dair MİT'te, emniyette, jandarmada ve daha nerede hangi kayıtlar varsa hepsini silmek için, insanlara söz vermek lazım...' Bu benim önemsediğim bir vaad, CHP yurttaşı esas almalıdır. Nereli olduğunu kökünün nereye dayandığını değil.

İşte bu nedenle, her ne kadar tarihsel/ sosyolojik bir gerçekliğin siyasi tezahürü olan ve CHP'nin, program ve tüzüğü bakımından olmasa da örgütlenmesi bakımından Aleviciliğe, daha geniş anlamda etnik siyaset tuzağına düşmesi hakkında yazmayacağım. Aksini düşünen varsa güncel listeler ortada ya da "Çılgın Profesör" Yalçın Küçük gibi isimden soy sop bulma hastalığına düşmeyi istemesek de, mesela 2011 Genel Seçimlerinde güzel İzmir'in delikanlı hinterlandı Manisa'da, vekil adaylarına baktığımızda Şahin Mengü'ye kadar olan sıralamasındaki kişilerin, Alevilerin yaygın kullandığı isimlere sahip kişilerden oluştuğunu da söylemeyeceğim ki Kılıçdaroğlu dönemindeki tüm listelere bakın zaten görürsünüz bu iddiayı.

Parti yönetimlerinde yer almak için neredeyse bir ön şart ya da en azından önemli bir kriter haline gelen Alevilik ilişkilerini anlatmak için Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Ben Dersimli Kemal! Devrimci Kemal' sözünü bakmak yeterli. Her biri 'Tunceliler Lokali' olmuş birçok örgütte yer alan hangi kişilere nasıl mesaj verdiğini; kulislere göre daha en az 90 delegenin oyu İnce'ye kaçmak/kaymak üzereyken! Eski Başbakan'ın ona 'Memur Kemal' derken yanıt olarak söyleyemediği 'Ben Dersimli Kemal, Devrimci Kemal' sözünü şimdi Aleviliğin a'sı bile yokken ortada/ geçmezken niye söylediğini de irdelemeyeceğim. Ama CHP'nin kılcal damarlarını bile adından iyi bilen bir dostumun şu tahlilini de paylaşacağım: 'Aleviler Ortadoğu'dan Balkanlara kadar her toprak parçası üzerinde ezildiler, yok sayıldılar, ötekileştirildiler. Ancak CHP hariç!' ve şimdi neredeyse bazıları intikam alıyor.

Kurultay'ın özetidir bu. Kamer Genç'in solculuğundan, Bekaroğlu'nun sağcı 'hümanistliğine'; Durdu Özbolat'ın medya patronluğundan, İlhan Cihaner'in 'devrimciliği'ne kadar hepsi bu yelpaze içinde yer almıştır ve üzerine söylenecek çok da bir şey yoktur.

Alevileri 'solcu' monoblok bir yapı olarak görenler daha düne kadar Kamer Genç'in DYP'de siyaset yaptığını unutur. Solculuktan daha önemli olan alevi olmaktır... Şunu da belirterek bu bölümünü kapatabiliriz: Ankara'nın doğusunda Alevilik dışında CHP'nin halkla ortaklaşma/ sarılma- sarmaşma şansı neredeyse yoktur. Her şeye rağmen Alevi yoğun delegeler/ listeler ve yönetim kademeleri fiili olarak CHP programından uzaklaşmak demektir. Bir anlamda, sağcılaşmadaki hemşericiliğin etkisi de budur.

2015 seçimlerine buradan bakınca anlaşılmaktadır. Sokağa çıkıp bakın! Herkese sorun! Bir kişi bile önümüzdeki seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan olacağını, CHP'nin birinci parti olacağını düşünmekte/ dile getirmekte midir?

CHP içindeki delegelerin büyük bir bölümü, vekillerin neredeyse tamamı maalesef bir sonraki seçimde yeni ve yeniden vekil olmak için Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin sahip olduğu son ya da sondan bir önceki fırsatı kaçırmış bulunmaktadır.

Muharrem İnce'nin şu an %24'lerde gördüğü, hatta 9 ay içinde %26 bile alması zor görünen CHP'nin ülkede rejim/ yönetim şekli değişikliği olmaması için %32 bandına çıkarılması gerekmektedir ki:
İş yine AKP kazanmasın diye CHP'ye oy vermekten yorulmuş/ usanmış! Alevi olmayan ya da Alevicilik yapmayan, işlerine gelindiğinde iki dakikada şezlongcu ilan edilen insanlara düşmüştür.
Her şeye rağmen 9 Eylül'ümüz kutlu olsun.