Arafat ve Müzdelife vakfelerini tamamladıktan sonra Cemerat'ta şeytan taşlayan 3 milyon civarında Müslüman, ziyaret tavafı ve sa'yinin ardından tıraş olup ihramdan çıkarak hacı oldu. Gece yarısından itibaren Cemerat'taki şeytan taşlama alanına geçen Müslümanlar, büyük şeytan olarak ifade edilen 'Akabe cemresi'ne 7 taş attı. Daha sonra Kabe'ye ulaşarak ziyaret tavafı ve sa'yi gerçekleştiren Müslümanlar, tıraş olduktan sonra ihramdan çıktı. Böylece bu yıl kutsal topraklara gelen 61 bin 300'ü Türk, 3 milyon civarında Müslüman hacı oldu.
Türkiye'den gelen hacıların ekseriyeti kurbanını İslam Kalkınma Bankası aracılığıyla bir kısmı da kendi imkânlarıyla kestirdi.
Hastanelik oldular
Biliyoruz...
Her yıl 'Kurban Bayramı'nda onlarca insanımız, işi ehline ve kasaplara bırakmadığı için kendini yaralıyor ve hastanelik oluyor.
İşte bu nedenle; Yurt genelinde kurbanlarını kesmek isterken kendini yaralayan vatandaşlar, acil servislerde yoğunluğa yol açtı. Bu satırları yazarken bir Türkiye turu yaptım ve derlediğim kadarıyla 675 kişi kurban keserken çeşitli yerlerinden yaralandı. Bu kurban öylesine önemli ve büyük ekonomik bir olay ki, kitap bile yazılabilir. Etinden, dişinden, kemiğinden, kanından yani kurbanın her zerresinden yararlanılır. Ama acemi kasaplar yüzünden de ekonomi büyük zarar görür.
Baklavanın 4 dilimi kayboldu
Bayramların değişmez ikramlarından baklavanın fiyatı son 1 yılda yüzde 17 arttı. Böylece yaklaşık 20 dilimden oluşan 1 kilogram baklavanın 4 dilimi enflasyon nedeniyle eksildi. Kısacası; Bayram ziyaretine baklavayla gitmenin ya da misafirlerine baklava ikram etmenin faturası bu bayram biraz daha kabardı. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, tüketici fiyatlarında eylül ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 8,86 artış kaydedildi. Tatlılar, çikolatalar ve şekerli yiyecekler de bu artıştan nasibini aldı. Bu yıl bayram alışverişinde baklava, madlen çikolata ya da lokum alanlar geçen yılın aynı ayına göre biraz daha kabarık bir faturayla karşı karşıya kaldı. Söz konusu ürünlerde son bir yılda yaşanan fiyat artışı yıllık 8,86 olan enflasyon rakamını bir hayli geride bıraktı.
Karşılaştırma yaparsak
Bayram ziyaretine baklavayla gitmenin ya da misafirlerine baklava ikram etmenin bedeli bir yıl öncesine göre yüzde 17,06 arttı. Geçen yılın eylül ayında baklava için ortalama 20,76 lira ödenirken, bu miktar 24,3 liraya yükseldi. Böylece yaklaşık 20 dilimden oluşan 1 kilogram baklavanın 4 dilimi enflasyon nedeniyle eksildi. Madlen çikolata fiyatında da benzer bir gelişme yaşandı. Bu ürünler için geçen yıl ortalama 37 lira ödenirken, bu yılın eylül ayında bu rakam 41,82 liraya çıktı. Madlen çikolata fiyatında bir yılda yaşanan fiyat artışı yüzde 13,04'e karşılık geldi.
Etkilenenler
Türkiye'nin geleneksel lezzetlerinden olan lokum da fiyat artışından etkilendi. Lokum için geçen yıl ortalama 7,33 lira ödenirken, bu yıl ödenen miktar 8,21 liraya ulaştı. Lokumun fiyatı söz konusu dönemde yüzde 11,93 arttı. Pasta fiyatları da aynı dönemde yüzde 14,5 yükseldi. Geçen yıl pasta alışverişi için tüketicinin cebinden ortalama 21,27 lira çıkarken, bu rakam eylül ayı itibarıyla 24,35 liraya çıktı. Şekerin fiyatında da son 1 yılda enflasyonun üzerinde artış kaydedildi. Geçen yılın eylül ayında toz şeker için ortalama 3,28 lira ödenirken, bu bedel geçen ay 3,66 liraya ulaştı. Söz konusu dönemde toz şeker fiyatındaki artış yüzde 11,67'yi  buldu.
Gıda fiyatları geciktiriyor
Bayram öncesinde; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, geçen yılın ortalarından bu yana Türk lirasında gözlenen birikimli değer kaybının yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz etkilerinin kademeli olarak hafiflediğini ancak gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirdiği belirtildi. Kurul'un,  toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, ağustos ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,09 arttığı ve yıllık enflasyonun 0,22 puanlık artışla yüzde 9,54'e yükseldiği hatırlatıldı. Toplantı özetine göre, yıllık enflasyondaki yükselişin temel sürükleyicileri gıda ve hizmet grupları oldu. Bu dönemde gıda ve yiyecek hizmetleri gruplarının yıllık enflasyona katkısı 4,4 puana ulaştı. Hizmet grubu enflasyonunun ana eğilimi yükselirken Türk lirasındaki değer kaybının birikimli etkilerinin hafiflemeye devam etmesiyle temel mal grubu eğilimindeki iyileşme belirginleşti.
Hep aynı sözler
Gıda grubunda yıllık enflasyon sınırlı bir yükselişle yüzde 14,44 oldu. Ağustos ayında yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada yüzde 16,06'ya çıkarken, işlenmiş gıdada yüzde 13,15'e ulaştı. Bu gelişmelerde olumsuz iklim koşullarına bağlı arz yönlü kısıtlar ve Türk lirasındaki birikimli değer kaybı etkili oluyor. Bu görünüm altında grup enflasyonundaki yüksek seyrin bir süre daha devam etme riski bulunuyor. Hizmet fiyatları aylık yüzde 0,92 arttı ve grup yıllık enflasyonu yüzde 8,96'ya yükseldi. Bu dönemde yıllık enflasyon hizmet alt grupları genelinde artmaya devam etti. Gıda enflasyonundaki görünüme paralel lokanta-otel hizmetlerinde yıllık enflasyon yukarı yönlü seyrini koruyarak yüzde 14,73'e çıktı. Böylelikle 2014 yılının başında yüzde 8 düzeyinde seyreden hizmet enflasyonu yıl içinde yaklaşık 1 puan arttı. Ana eğilim itibarıyla hizmet grubunda yükselmeye devam ederek, çekirdek göstergelerdeki iyileşmeyi sınırladı.
Özete göre, geçen yılın ortalarından bu yana Türk lirasında gözlenen birikimli değer kaybının yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz etkileri kademeli olarak hafifliyor. Ancak Kurul, gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirdiği değerlendirmesinde bulundu.
Tarım dışı istihdam
Haziran döneminde mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle işsizlik oranları bir önceki döneme göre artış gösterdi. İşsizlik oranlarının yükselmesi tarım dışı istihdamdaki zayıf görünümden kaynaklandı. İş gücündeki artış sürerken, inşaat ve sanayi sektörlerinde gözlenen istihdam kayıplarının etkisiyle tarım dışı istihdam mayıs-haziran dönemlerinde sınırlı da olsa geriledi. Diğer taraftan hizmet sektöründe istihdam artış eğilimi sürüyor. Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin öncü göstergeler ışığında istihdamda durağan bir görünüm bekleniyor. Yatırım eğiliminin düşük seviyelerde seyretmesi ve sanayi üretimindeki ılımlı artış eğilimi, istihdam piyasasındaki iyileşmenin zaman alabileceğine işaret ediyor.