Göztepe, kendi için kolay, Bandırmaspor, kendi için zor bir maça çıktı. Ancak karşılaşma ne Göztepe için kolay ne de Bandırmaspor için beklendiği gibi zor oldu. 
Sarı kırmızılılar kendi sahasında, ligin diplerinde bulunan bordo beyazlılara karşı çok yükleneceği düşünülen bir müsabaka idi; hiç de öyle olmadı. Maç hemen hemen ortadaydı. 38. dakikaya kadar mücadele golsüz sürerken, 43. dakikada skor 2-1 oluvermişti. 
Bandırmasporlu David Kılınç, yaklaşık 25 m'den plase vuruş yaptı. Barajın üzerinden geçen top, direğin içine çarparak, ağlarla buluştu. Kaleci Günay, oraya doğru hareketlendi, en son uçması gerekirken, adeta top direğe çarpıp, üzerine geliyormuşçasına kendini geriye attı. İlginç bir durumdu.
55. dakikada farkı tekrar 2'ye çıkaran Göztepe iyice rahatladı. Maç çantada keklikti derken, 7 dakika sonra fark bir kez daha 1'e düştü. Yetmedi, maçın bitmesine 14 dakika kala skor 3-3'e gelince, oldukça şaşırdık. Bu son golde Lokman'ın ayağının çekmesi de Göztepe adına büyük şansızlıktı. Rakibini kovalarken geride kaldı, pozisyona müdahale edemedi.
Beraberlikten 2 dakika sonra Halil Akbunar, rakibine tekme attığı için kırmızıyı gördü. Çok ağır bir karardı. Sarı kart yeterli olurdu. Bunun üzerine yedek kulübesi de karıştı. Gökhan Karadeniz de orada kırmızı kartı yedi.
85'te kırmızı kart sırası Mehmet'te idi. Üst üste 2 kere kayarak topa müdahalesini hakem kırmızı kartla cezalandırdı. Halil'inki gibi bu da ağır bir cezaydı. Görünüş olarak sertmiş gibi gelse de, rakibe karşı bir hareket yok. 
4. kırmızı ise Bandırma'ya nasip oldu. Kıvanç çift sarı karttan dışarı gönderildi. 
3-3'lük beraberlik Göztepe için hüsran, Bandırmaspor için bayramdı.

Altınordu sürpriz yapamadı

Göztepe'yi de yakından ilgilendiren karşılaşmada Altınordu, Boluspor deplasmanındaydı. Deplasman da olsa, rakibi şampiyonluk adayı da olsa kırmızı lacivertli takım sahaya her zamanki oyununu yansıttı ve beraberlik için değil, galibiyet için oynadı. 
Ev sahibi takım Rydell Poepon'un 20 ve 32. dakikalarda attığı golle 2-0 öne geçti. Bu gollerde Erce'nin çok büyük hatası vardı. İlk gol bacaklarının arasından geçti. Son senelerde hücum oyuncularının en çok topu nişanladıkları yer, kalecilerinin bacak araları. İkinci golde de Erce'nin hemen yanından, solundan geçip de ağlarla buluştu top. İki pozisyonda da en büyük hatası durağan yakalanması idi. Şut esnasında ileriye doğru koşuyor olsaydı, hem açıyı daha çok kapatır hem de daha iyi müdahale edebilirdi.  
2. golün ardından, statta daha gol anons ediliyorken, Altınordu penaltı kazandı. 
2. yarının başlarında Üstün Bilgi beraberliği getiren golü atsa da 2 dakika sonra defans arkasına kaçırılan Jansen, Boluspor'u tekrar öne geçirdi.
Goller dışında göze çarpan bir detay 90+4'te gerçekleşti. Boluspor, rakip alana yüklenmişken topu kaptırdı. Kaptırır kaptırmaz yaptıkları presle Altınordu'ya hızlı hücum şansı vermediler ve kalecilerine geri pası attırmak zorunda bıraktılar. Bu sayede rahatça geri çekildiler ve defansif pozisyonlarını aldılar.
jansen, ayaklarına çok hâkim bir oyuncu. 90+6'larda karşısına Yusuf Acer'i aldı. Ondan ilk hareketi bekledi. O hareket gelse geçip gidecekti, gelmedi. Yusuf destek bekledi. Destek geldi gelmesine ama o da sadece karşısına geçti. Oysa ikili sıkıştırma yapacak, Jansen'i aralarına alacak, adım atacak alan bırakmayıp, topu kapacaklardı. 

Mutlaka araştırılmalı

Akhisar Belediye'de kaleci Fatih Öztürk, şaşırtmaya devam ediyor. Bazen panter kesiliyor, bazen 'bu nasıl kaleci' dedirtiyor. Bu hafta Bursaspor'a karşı adeta tek başına savaştı, rakibine gol izni vermedi, takımına 1 puan kazandırdı. Bu siyah beyaz kadar farklı görüntü, incelenmesi gereken bir konu.

1. Lig

Gol girişimlerinin kısır olduğu maçta Balıkesirspor, Büyükşehir Gaziantepspor'u yenmeyi başaramadı. Oysa alınacak 3 puan, ilk 2'ye girebilme yolunda atılan çok büyük bir adım olacaktı.
Denizlispor, Şanlıurfaspor deplasmanından 3 puan alarak, diplerden bir nebze de olsa uzaklaştı. Barış Örücü, 77. dakikada güzel bir gole imza attı. Sonrasında sevincini paylaşmak için yedek kulübesine attığı 60 metre civarı deparı enteresan bir şeydi. Acaba bu dakikalarda, bu deparı, gol yememek için atabilir miydi?

2.Lig Beyaz Grup

Bucaspor ile Nazilli Belediyespor İzmir'de kozlarını paylaştılar. İlk yarı sona ermek üzereyken Bucaspor'dan Ahmet Tamet, 2. sarı karttan oyundan atıldı. 45 dakika 1 kişi oynamasına ve 60. dakikada geriye düşmesine rağmen sarı lacivertli takım gol bulmayı başardı. Haftayı her iki takımda 1 puanla kapattı.
Fethiyespor için ligde rahatlama haftasıydı çünkü rakibi sondan 2. sırada bulunan Büyükçekmece Tepecikspor idi. 3 puanı getiren gol ancak 70. dakikada gelebildi, zor oldu ama 3 puan oldu.

2.Lig Kırmızı Grup

Menemen Belediyespor, Kayseri Erciyesspor karşısında sürprize izin vermedi ve kolay bir galibiyet aldı. Zirveye yaklaşamasa da takibini sürdürmeyi bildi.
Karşıyaka, sahasında Sarıyer'i ağırladı. 2-0'lık galibiyetle aldığı 3 puan, bir basamak yükselterek, 4. sıraya taşıdı.
Aydınspor 1923 bir hafta küme düşme hattına, bir hafta da ilk 5'e yakınlaşıyor. Etimesgut Belediyespor'u 1-0 yenerek, puan tablosunda kendini biraz üstlere taşıdı. Hedef hala belirsiz.

3.Lig 1.Grup

Grubun namağlup lideri Sancaktepe Belediyespor, dur durak bilmeden yoluna devam ediyor. 2. ile arasındaki puan farkı 7'ye çıkmış durumda.
Kızılcabölükspor, mucizevi bir galibiyete imza attı ve deplasmanda lig 2.'si Kocaelispor'u, maçın bitiş düdüğüne yakın attığı golle 1-0 yendi. Küme düşme korkusu yaşarken, son haftalarda aldığı puanlarla küme düşme potasından çıkmayı başardı.

3.Lig 2.Grup

Bodrumspor, 74'te öne geçtiği Halide Edip Adıvar'a, yediği 2 golle yenildi. Bu mağlubiyet liderlikten etmese de, 2. sıradaki takımla puanlarını eşitledi.
Manisa BBSK'nün zirveye tırmanışı devam ediyor. Dersimspor'u 1-0 yenerek, hem ilk 5'in içine girdi hem de liderle arasındaki puan farkını 4'e indirdi. 
İlk yarıyı geride kapatan Tire 1922, 2. yarı adeta patladı ve attığı 4 gol ile konuk ettiği Pazarspor'u 4-1 yendi.

3.Lig 3.Grup

Afjet Afyonspor'un affı yok. Muğlaspor'u Muğla'da 1-0 yenerek, liderliğini daha da pekiştirdi ve 2. ile olan puan farkını 4'e çıkardı. Muğlaspor ise playoff grubu ile düşme hattının ortasında kaldı.
Bergama Belediyespor adeta altın buldu. Küme düşme hattındaki rakibi Ankara Adliyespor'u deplasmanda 4-2 yenerek, kurtuluş yolunda büyük bir iş çıkardı ve kendini kırmızı hattın dışına attı.
Denizli BBSK için kolay bir hafta idi ama 9. dakikada 1 kişi eksik kalması, beklenen 3 puanı aldı götürdü. Ligde kötü günler yaşayan Orduspor ise bu kırmızı kartı iyi değerlendirip, haftalar sonra galip gelmesini bildi.

Spor Toto Basketbol Ligi

2 yenilgisiz takım Banvit ile Anadolu Efes karşı karşıya geldi. Bir takım ilk mağlubiyetini alacaktı, o takım da konuk ekip Anadolu Efes oldu. Mücadele beklendiği gibi, baştan sona çok çekişmeli ve heyecanlı geçti. Özellikle son saniyelerde gözümüzü maçtan ayıramadık. Banvit tarihinin en başarılı sezonunu yaşıyor. Bakalım bu başarısı devam edecek mi?
Basketbolun Ege derbisinde Pınar Karşıyaka evinde Muratbey Uşak'ı 85-75 yendi. Maçta zaman zaman gerilim olsa da, geçen seneki olayların hiç biri yaşanmadı. Zach Auguste'nin, içinde olmadığı bir tartışmada, taraflar tatlıya bağlamışken, koşup, Muhammed Baygül'e kafa atması, olmaması gereken bir hareketti.

Güzel oyun değil, hatalar vardı

Türkiye'nin 1 numaralı derbisi geride kaldı. Kazanan yine Fenerbahçe oldu. Bu maç hakkında yazmayacaktım ama önemli detaylar vardı ve bahsetmeden geçemedim.
Herkes Fenerbahçe'nin iyi oynadığını söyledi ve yazdı. Bana göre de Fenerbahçe iyi idi ama sadece Galatasaray'a göre. Tamamen sıradan bir karşılaşmaydı ve saha içinde mücadele yok denecek kadar azdı. Skoru belirleyen etken, sarı lacivertlilerin yeteneği değil, sarı kırmızılıların yaptıkları amatörce hataları idi.
Hata 1: Top Alper'de ve karşısında Bruma var. Bruma önünü çok iyi kapatıyor. Alper'in topu ileriye taşıması için yapacak tek şeyi topu Şener'le buluşturmak. Onu da tutan Carole var ama yine de defansın arkasına atıp şansını değerlendirmek zorunda. Burada başarı şansı çok çok az fakat az olan o şans çok çok kolaya dönüşüyor. Carole, topun Şener'e atılacağını anlamalıydı ve rakibini kontrol altına alıp, hızlanmaya başladığında kendisi de hızlanmalı, önünde koşmayı başarabilmeliydi. Çünkü topa daha yakın olan kendisiydi. Hızlanmakta geç kalınca geçiliverdi. Sıradan bir defans oyuncusunun bile rahatça topa sahip olabileceği bir pozisyondu. 
Hata 2: Hadi hızlanmakta geç kaldın. Rakibine geçildikten sonra yavaşlamak da ne oluyor peki? Hızını arttırarak gideceksin, topun önüne kayarak yatacaksın ve pas vermesini veya orta yapmasını engelleyeceksin. Rahat oynamasına izin verdi; adeta halı saha maçına çıkmış gibi boş vermişlik içinde.
Hata 3: Daha atak gelişmeye başlamışken Robin Van Persi ceza alanında bomboş. Bunu en iyi gören oyuncu Tolga Ciğerci. Kendisi ceza alanı dışında. Hızla Robin Van Persie'ye doğru koşması gerekir ama o yürüyor. Karşılaşmalarda genelde en çok koşan kişi Tolga olur. En az koşan ol ama bu tür pozisyonlarda koş. Bu konunun uzmanı Melo idi. Her zaman olması gereken yerde olurdu. Melo gittikten sonra, Galatasaray'ın defansı tamamen çöktü ve yeri asla doldurulamadı. Melo gibi bir oyuncusu olsa, sarı kırmızılı takım bugün bambaşka bir konumda olurdu. 
Hata 4: Muslera 1-2 adım daha önde olmalıydı. Şut çok hızlıydı ve üst direğin altına gidince uzanamadı. Önde olsa top üzerine gelecekti. 
Bu saydığım 4 hatadan 1 tanesi olmasa, zincir kırılacak ve gol yenmeyecekti. Fenerbahçe de bu hataları çok iyi değerlendirdi, golünü attı. 
Gelelim 2. gol öncesine. Serdar Aziz'e yapılan pres, geriye dönmesine yol açtı. Sağ tarafına dönüp baktı ve rakip oyuncuyu gördü. Ama tam olarak arka tarafını süzmeyince, 2. pres yapan oyuncuyu gözden kaçırdı. Rahatça solundan dönmek isterken topu kaptırdı. İlk hatası çevresini tam olarak süzemedi. İkinci hatası da solundan dönerken topu taç çizgisine doğru bir kaç metre açığına atmaması idi. Bu kaleye yakın pozisyonda, arkanı tam olarak süzemiyorken, yapılması gereken güvenlik önlemidir. Solunda kimse olmadığını görebilir, atar, hızla koşar, yüzünü rakip kaleye döner ve %100 olarak çevre kontrolünü sağlamış olurdu.