Ekonomi, yediden yetmişe hepimizi ilgilendirdiği için, büyük önem veriyorum.

Bu arada Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci bölgemizin insanı, eski Denizli Belediye Başkanı olduğu için ağzından çıkacak sözleri özellikle takip ediyorum.
Kabinede de tek Egeli bakan sayılır...
Zeybekci, dün çok ama çok önemli ve büyük laflar etti.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye'nin ABD ile bugüne kadar hep stratejik ortak olduğunu belirterek, 'ABD ile hiç ekonomik ortak olamadık. ABD bizimle stratejik, derinlikli, yüksek ortak oldu, NATO müttefiki oldu ama iş ekonomik ortaklığa gelince başkalarıyla oldu' dedi.
Doğru söze ne demeli?
Belki de politika gereği söylendi ama çok doğru bir noktaya parmak basıldı.
Marşal yardımından bu yana, Amerika politikada da ekonomide de hep yan çizdi.
O yardımın karşılığında birçok askerimizi Kore'de kaybettik.
Yani bozuk süttozlarını aldık, karşılığında kan verdik...
Daha yakına gelelim:
Kıbrıs davasına...
Önümüze taş koyanların içinde Amerika'da vardı...
O devre 'haşhaş' yasağı köylümüzü nakavt etti...
Tütünde bizi yok saydırdılar, kendileri 'bana ne?' diyor...
Türk mallarına hep kota koydurdular...
Şu an aklıma gelenler bunlar...

Nerede konuştu?

Zeybekci, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ile Avrupa Birliği Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı Arasında Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne Üyelik ve Gümrük Birliği Süreçlerinde Ortak Tutum ve İşbirliğine Yönelik Protokol imza töreninde yaptığı konuşmada, AB'nin ekonomik temeller üzerinde kurulduğunu söyledi.
Zeybekci, AB'nin son dönemde 3'üncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması (STA) imzalamada son derece iştahlı davrandığını bildirerek, büyük ekonomilerle imzalanan STA'lardan ötürü Türkiye'nin tedirginliğine işaret etti.
AB'nin 3'üncü bir ülkeyle STA imzaladığında, söz konusu ülkenin AB ile elde ettiği tüm hakları Türkiye'den de elde ettiğini vurgulayan Zeybekci, Türkiye'nin bunun karşılığında hiçbir şey elde edemediğini kaydetti.
Zeybekci, AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) görüşmelerinin 2015 sonunda bitirilme ve 2017'de uygulama planlarına atıfta bulunarak, şu ifadeleri kullandı: Bu yılın başından itibaren AB ile Gümrük Birliğindeki haksız yapının görüşmelerine başladık. Türkiye'nin bu itirazında haklı olduğunu dokümanlara geçirdik. Anlaşmanın 'upgrade' edilmesi yönünde anlaştık. Dünya Bankası da bu konuda kapsamlı bir rapor hazırladı ve raporunda bizi haklı buldu. Bu çerçevede Gümrük Birliğinin güncellenmesi noktasında çalışmalar başlatıldı. Bunların Avrupa Birliği Bakanlığı'nın genel kapsamın içindeki çalışmalar olduğunu biliyoruz. Biz bu konuda iki ayrı bakanlık olarak birlikte adeta tek bir bakanlık gibi çalışmamız gerekiyor. İkimiz de bakanlık konusunda acemi bakanız ama kendisi çıraklıktan geldiği için ben o lafı kendi üzerime alayım.

Hiç ama hiç!

Türkiye'nin ABD ile bugüne kadar hep stratejik ortak olduğuna vurgu yapan Zeybekci, şöyle konuştu: ABD ile hiç ekonomik ortak olamadık. ABD bizimle stratejik, derinlikli, yüksek ortak oldu, NATO müttefiki oldu ama iş ekonomik ortaklığa gelince başkalarıyla oldu. Anti damping soruşturmalarında Türkiye'yi rahatsız eden gelişmeler var. Biz kendilerini de bu konularda uyardık. Anti damping soruşturmalarıyla, Türk ekonomisi, ihracatçısı ve ürünlerine 1 rakamıyla engel koyarlarsa, biz 3 rakamıyla onlara engel koyacağız. Bunu resmi olarak da söyledik. Bunda mütekabiliyet olacak, bunları görüşeceğiz. Derinlikli ortaklıkların ekonomik menfaatler zemininde gerçekleşmesi gerektiğine inanıyoruz. Böylece diğer ortaklıklar da çok daha sağlam bir zemine oturmuş olacaktır. ABD ile ilişkilerimizi çok önemsiyoruz. Bunun için de ekonomik bir ortaklık seviyesine doğru gitmek istiyoruz.

Servet harcadık

Bugün size biraz da enerjiden söz edeyim.
İnanılacak gibi değil ama, enerjide ithalatın Türkiye'ye faturası son 5 yılda 238 milyar 551 milyon doları buldu.
Enerji ithalatının bu yılın 8 ayındaki bilançosu 36 milyar 998 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye'nin ithalat harcamasında ilk sırada makine ve ulaştırma araçları geliyor. Bu kapsamda yapılan ithalatı enerji izliyor.

Enerji ihtiyacını yerli kaynaklarıyla karşılayamayan Türkiye, her yıl arz güvenliğini sağlamak için enerji alanında ithalata yöneliyor. Türkiye, enerji talebini karşılayabilmek için kömür, petrol, doğalgaz ve elektrik enerjisi ithal ediyor. Enerjide dışa bağımlılık oranı yüzde 70 seviyesinde bulunuyor.

Açığı kapatamıyoruz

Türkiye, 2009'da enerji açığını kapatabilmek için 29 milyar 905 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Bu miktar 2010'da 38 milyar 497 milyon dolara yükseldi. Enerji ithalatı 2011'de de artmaya devam etti ve 54 milyar 117 milyon dolara ulaştı.
Enerji ithalatı açısından 2012, rekor yılı oldu. Türkiye'nin enerji ithalatının parasal büyüklüğü 2012'de 60 milyar dolar sınırını aşarak 60 milyar 116 milyon doları buldu. Geçen yılki enerji ithalatı miktarı ise 55 milyar 916 dolar seviyesinde gerçekleşti.
En önemli cari açık kalemlerinden olan enerji ithalatının Türkiye'ye maliyeti, kurdaki dalgalanmalara bağlı olarak ağırlaşıyor.

Enerji üssü olabilir miyiz?

Bu arada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, 'Türkiye'nin fiyat politikalarının belirlendiği bir enerji üssü olmaması için hiçbir sebep yok' diyor.
Dünya Ekonomik Forumu'nda, 'Bölgesel Enerji Dinamiklerinin Anlaşılması' konulu panelde konuşan Yıldız, dünyada ekonomilerin globalleştiğini, ancak politikaların ulusallaştığını ifade etti.
Bunun aslında bir paradoks gibi göründüğünü ve uluslararası sermayeyle büyüyen, gelişmekte olan ekonomilerin bütün bu süreçte çok daha dikkatli davranmak durumunda kaldığını belirten Yıldız, Türkiye'nin gelişen, kalkınan ve büyüyen bir ülke olarak hem o değişimi hem de dünyadaki gelişmeleri takip etmek durumunda olduğunu söyledi.

Sıralama yaptı

Türkiye'nin, bir sonraki yılın büyümesini yine uluslararası sermayeyle yaptığını vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti:
Enerji ve uluslararası siyaset, birbirinden ayrılmaz hatta birbirini tamamlayan, biri olmazsa diğerinin varlığı tartışılan iki önemli başlık. Dünyada Fukuşima ile beraber, doğalgaz kullanımıyla alakalı tercihlerin yine de ABD'nin kaya gazına rağmen değişmemiş olmasına ve ABD'nin ihracatçı olmamasına, iç tüketimini düzenlemesine ve onu beslemesine rağmen ABD'nin konumu..
Rusya'nın özellikle Ukrayna kriziyle beraber AB ile olan ilişkileri... Ortadoğu'daki siyasi istikrarsızlık...
Bütün bunların içinde ortada bir ada şeklinde kalan Türkiye'nin istikrarlı durumu, coğrafyasından kaynaklanan avantajları daha da ön plana çıkarmış oldu.'


Sebep yok!

Dünyada enerjiye ulaşamayan hala 1,4 milyar insanın varlığı düşünüldüğünde, ekonomik büyümeden ve kalkınmadan daha hızlı büyümesi gereken bir enerji sektörü olduğunun görüleceğini dile getiren Yıldız, şunları kaydetti:
Doğu Akdeniz gazlarının siyasi fizibiliteler düzeldiği halde ekonomik fizibiliteye ulaşacağını, Güney Kıbrıs yerel yönetimi ile beraber Kuzey Kıbrıs denkleminin çözüleceğini, İran'a yaptırımların ortadan kalkmış olmasıyla beraber adım adım İran'dan Avrupa'ya akacak doğalgazın realize ediliyor olmasını, bizim geliştirdiğimiz TANAP projesi gibi ve 10 gün önce temelini attığımız Hazar'daki projeler gibi ve yine Rusya ile beraber geliştirdiğimiz projeleri de düşünürsek aslında yapılacak çok fazla iş var. Türkiye'nin fiyat politikalarının belirlendiği bir enerji üssü olmaması için hiçbir sebep yok.