Bazılarına anımsatayım:

36 padişahın 32’sinin annesi Hristiyan, 292 vezir-i- azamdan 268’i devşirme iken ‘Osmanlı… Osmanlı…’ diye tepinip, Mustafa Kemal Atatürk’e ‘dinsiz’ gibi sıfat takanlar acaba buna ne diyecek?
Biraz düşünebilseler zaten akılları başlarına gelecek…
Kutsal Kitabımızı okuyanlar anımsayacaklardır…
İnsanlar şöyle uyarılıyor:
‘Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?’
En iyisi Bakara Suresinden bir ayeti (2/44) paylaşayım:
‘İnsanlara hayırda erginliği/dürüstlüğü emredip de öz benliklerinizi unutuyor musunuz? Üstelik de kitabı okuyup duruyorsunuz. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?’
Padişah, bir gece rüyasında tüm dişlerinin döküldüğünü, yemek bile yiyemez hale geldiğini görür.
Sıkıntı içinde uyanır.
Vezirini çağırıp sarayın rüya tabircisinin hemen huzuruna getirilmesini buyurur.
Uyku sersemi tabirci başı yanına gelince, padişah düşünü anlatıp sorar:
‘Tabirci başı, bu rüya hayır mıdır, şer midir?
Neye işarettir, hele... bir söyle.’
Tabirci başı biraz düşünür; sonra utana sıkıla:
‘Şerdir, Padişahım!’ der.
‘Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz.’
Bir an sessizlik olur; ardından padişah kükrer:
‘Tez atın şunu zindana, felaket habercisi olmak neymiş öğrensin!..’
Tabirci başı, yaka paça götürülüp zindana atılır…

*
Padişah bir başka tabircinin bulunmasını emreder.
Huzura getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar:
‘Hayır mıdır, şer midir?’ der…
İkinci tabirci de önce biraz düşünür; ama sonra yüzü aydınlanır:
‘Hayırdır, Padişahım!’ der.
‘Bu rüya, tüm yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınızı gösterir.
Daha nice seneler boyu ülkenizi yönetebileceksiniz…’
Padişah, ağzı kulaklarında buyurur:
‘Bu tabirciye iki kese altın verin!’

*
Başından sonuna durumu izleyenler, tabirciye sorar:
‘Aslında sen de tabirci başı da aynı şeyi söylediniz.
Neden onu cezalandırdı da seni ödüllendirdi?)
Tabirci güler:
‘Elbette aynı şeyi söyledik; ama önemli olan, kimilerine ne söylediğin değil, nasıl söylediğindir!’
Aman siz de konuşmalarınıza dikkat edin..
Çünkü söz ağzınızdan çıktıktan sonra düzeltmek pek kolay olmaz..
Düşünme ve cevap verme süreleri de çok önemlidir.
Daha önce geniş şekilde örnekleriyle anlatmıştım.
Özellikle ikili görüşmelerde, mutlaka tercüman kullanılır…
Çok iyi yabancı dil bilseniz de bu önemli bir kuraldır, çünkü bu arada düşünme payı olur…