Sevgili okuyucularım, 1984 den bu yana Ocak ayı benim için zor, arkamda bıraktığım bir ay yeni yıla giriş sevincimi gölgeliyor. Canım babamı 63 yaşında kaybettim. Yazımı kaleme aldığım bugün de Türkiye’de ölümden beter bir karanlığı, soğukluğu, yokluğu yaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakar derken canım babamı bir kalp krizi neticesi sonsuzluğa göndermiştik. Kabul etmek çok zor oldu, ancak takdiri ilahi dedik, kader dedik, tevekkül dedik. Ama aynı gün arabasının altında konulan bir bomba ile paramparça edilerek öldürülen bir başka baba Uğur Mumcu. Öncesi sonrası başka babalar. Kader mi bu?

***

Gazeteci Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesinin üzerinden 108 yıl geçti. O günden bugüne ülkemde yüzün üzerinde gazeteci öldürüldü. Hatırlayalım. Birlik beraberlik barış düşüncesini savunan Milliyet gazetesi genel yayın yönetmeni baş yazarı Abdi İpekçi 1 Şubat 1979 günü Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü. Ümit Kaftancıoğlu TRT yapımcısı, kızını okula götürürken adı ilk kez duyulan Müslüman kardeşler birliği örgütüne mensup üç kişi tarafından çapraz ateşle öldürüldü. Adem Yavuz, Anka Ajansı yazarı, Kıbrıs harekatı sonrası EOKA militanlarınca tarandı. Ahmet Samim, ileri fikirli cesur bir gazeteciydi 19 Temmuz 1910’da 31 Mart olaylarından sonra öldürüldü. Ahmet Taner Kışlalı 21 Ekim 1999’da evinin önünde bombalı bir saldırıda öldürüldü, Cumhuriyet gazetesinde yazan bir vatanseverdi. Çetin emeç Hürriyette yazan bir vatanseverdi. Metin Göktepe, Evrensel de yazıyordu 8 Ocak 1996’da Ümraniye de öldürülen tutukluların cenazesini izlemek isterken yüzlerce insanla tutuklanarak Eyüp kapalı spor salonuna götürüldü, polislerin şiddetli cop darbeleri ile dövülerek öldürüldü. Hasan Tahsin İzmir’de 27 Temmuz 1919’da Türk direnişini başlattı, İzmir’i işgale gelen Yunan Efsun alayının açtığı ateşle yaşamını yitirdi. Musa Anter Özgür Gündem gazetesinde uğradığı bir silahlı saldırıda öldürüldü.  Sabahattin Âli,  Edirne’de 1948’de öldürüldü.  Selahattin Turgay Daloğlu, yıllarca Fatsa’da bulunan ve 12 Eylül döneminde yaşayan insanlarla çeşitli söyleşiler yaptı. Araştırmalarını bitiremeden 9 Eylül 1996 da evinde öldürüldü. Turan Dursun,  “İkibine doğru” ve “Yüzyıl” dergilerinde dini konuları araştıran bir yazardı, Koşuyolu’nda silahlı saldırıya uğrayarak öldürüldü. Hrant Dink Agos gazetesi yazar ve genel yayın yönetmeniydi. 2007 de gazetesinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Gazeteci ölümlerinin pek çoğu da faili meçhul olarak kaldı...

***

Uğur Mumcu Cumhuriyet gazetesinde yazardı. Hayatı başarılarla dolu, polis mafya siyaset ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı, ayrıca Türkiye’nin cemaat tekke zaviye siyaset ilişkisini araştırıyordu, tüm araştırmalarında sona yaklaşmıştı. Hafta sonu Halk Tv’de “Görkemli hatıralar” programı Uğur Mumcu anısına yapıldı. Gece yarısı program tekrarında izleyebildiğim, uzun saatler süren programda eşi Gürdal Mumcu’yu dinlerken o tarihlerde  olan bitenden  adeta kanım dondu. Vatanını insanını çok seven, aydınlatmak isteyen bir insana yapılanlardan.  Köşeme sığdıramayacağım sayıda haberci, gazeteci, tüm bu insanlar; kadın, erkek, anne, baba... Onlar mı gerçeklerle bize ulaşamadı? Yoksa biz mi üç maymunduk, ormana döndürdük ülkemizi...