23 Haziran da hiçbir şey olmadı, ama kesin bir şeyler oldu. 24 Haziran sabahından İstanbul'dan tüm Türkiye üzerine; mutluluk, umut bir güneş gibi doğdu yayıldı. İnsanlar uzun yıllardır üzerlerine yayılan ölü toprağını attılar. Bu çok uzun yıllardan sonra Türkiye'nin başına gelen en güzel şeydi. Önce Tanrıya sonra CHP'si ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibine İstanbul BŞB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibine ayrıca bu finale emek koyan tüm gönüllülere kişilere sonsuz teşekkürler.

***

'Her şey çok güzel olacak' sloganıyla başlayan süreç sona geldi sonuçlandı. Peki her şey çok güzel oldu diyebilir miyiz? İstanbul seçimleri bir milattı, değişimdi. Her şeyin bu seçimle hallolduğunu düşünmek ise bir hayal. Önümüzde çok uzun bir zaman var, umutlarımızın hayallerimizin gerçekleşmesi için. Bu nedenle gerçeklere dönmeliyiz, 31 Mart, 23 Haziran bizler için büyük bir ders. Kamuoyunun birleşebilmenin, anlamanın dinlemenin, fikir konuşmanın, fikir tartışmanın ne kadar önemli işlevsel olduğunu gösteren. Derslerimizi almanın bireysel sorumluluklarımızı yüklenmenin elimizi taşın altına koymanın zamanıdır bu süreç. Öz eleştiriyi önce kendimiz için yapmaya bilgiye ulaşma yollarını kullanmaya en önemlisi görünür olmaya başlamalıyız. İnsanoğlunun en büyük zafiyeti gücü ele geçirince demokrasiden uzaklaşmak. Düşünürsek toplumun her katmanında bu böyle ailede, işte sosyal kuruluşlarda.

***

Öyle bir çarkın içindeyiz ki, hepimiz dişlileri arasında hapsolmuş eziliyor, seyrediyorduk 23 Haziran'a kadar. O gün İstanbul'da birbirine benzemeyen kitleler bir araya geldi görünür oldular. Türkiye bizim içinde yaşadığımız vatan toprağımız, başka gidecek yerimiz yok. Bir çoğumuz bunu ekonomi çökünce anladı. Ekonomi uzun vadede yerine gelir, ama hepimizi tehdit eden uluslararası, ulusal problemler başımızı kaldırırsak önümüze yayılmış durumda. Doğru tespitlerle başlayalım ülkemizin neye ihtiyacı var? Okullara, öğretmenlere, bilim insanına, özgür bireye, aydınlığa. Tüm bunların önünde 'Adalet'e .Bunun için de bizleri yöneten kadroların bizlerle birlikte yönetmelerini sağlamalıyız. Değişim için İstanbul'u örnek alacaksak ne demişti Ekrem İmamoğlu "Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var, biz adalete susamış Türk gençliğiyiz". Karar vericiler gaflet, dalalet, hatta ihanet içinde olabilirler ama biz asla vazgeçmeyeceğiz Asla... "Her şey çok güzel olacak" işte reçete ve gerçekten yolumuz uzun, "oldu" demek için.