Bu gün kadınlara ithaf edilen onca özel gün içinde, en özel gün. Nedeni ise; oluştuğu gerçek tarih ve hikayesi. Haklarından vaz geçmeyen kendine olan güvenini, inancını hiç kaybetmeyen güçlü kadını, kadınları anan, kutlayan bu günde onlardan alınan ilhamla geleceğin sürdürebilir yaşamı dünyanın güzel bir yer haline geleceğini biliyoruz. Nasıl mı dünyadaki örneklerine bakarak.
Kadınlar; annemiz, eşimiz, kızımız, kardeşimiz varoluşumuzun borçlusu olduğumuz. Kendimi bildim bileli 8 Mart kadınlar için bir kutlama günü. Nedenini tarihini öğrendiğim günden beride saygı duyduğum Türkiye de kadın hareketini, kadınların cinsiyet eşitliğini, kadına şiddeti takip ettiğim bu konularda ciddi bilgi edinmem ise STK'larda uzunca yol alıp Haberekspres'de bir köşem olmasıyla yerleşti. Ege Üniversitesi kadın araştırmaları merkezinde açılan siyaset okulunu bitirdiğimde ise daha öğreneceğim çok şey olduğunu öğrendim. En büyük rehberim ise bana diplomamı veren değerlim merhum Işılay Saygın'dı. Sevgili okuyucularım biz İzmir kadınları STK'lar çok şanslıyız. İki büyük platform içinde beraber çalışıyoruz. Üniversitelerimizin kadın araştırma merkezleri ve hocaları da bilgi kaynağımız. Bir yerde bizler bu kurumların arka bahçesi, onlar da bizim ön bahçemiz dünyada ve Türkiye'de bu konumlar farklılık arz ediyor. Her ülkenin kendi gelenek görenek ve eğitim sistemine aile yapısına göre kadının toplumdaki yeri değişiyor.
***
Ülkemizin içinde bulunduğu çalkantı, ekonomik, sosyolojik, siyasal uzun yıllardır kadın için cehenneme dönüştü. Hepimizin içinde yaşadığı bildiği bir kısmımızın mücadele ettiği bir kısmımızın duyarsız kaldığı gittikçe etkinleşen. Araştırmacı yazar Mustafa Solak bir makalesinde kadının ders kitaplarındaki durumu hakkında şu tespitlerde bulunmuş:
"1926 tarihli medeni kanunun gerekçesinde dinlerin sadece bir vicdan işi olduğuna yasaların günün ihtiyaçlarına göre yapılması gerektiğine dair şunlar yazılıdır. insanlık yaşamı her gün hatta her an esaslı değişikliklerle karşı karşıyadır. Bunun değişiklilerini yürüyüşünü hiçbir zaman bir nota çerçevesinde saptamak ve doldurmak mümkün değildir. Kanunları dine dayalı olan devletler, kısa bir zaman sonra ülkenin ve ulusun ihtiyaç ve isteklerini karşılayamazlar. Çünkü dinler değişmez hükümler belirler, değişmemek dinler için zorunluluktur. Müfredat ders kitaplarında kadın hakları konusunda geriye gidildi. Bazı ders kitaplarında metin ve görsellerde kadın çalışma hayatından ziyade evde gösterildi ev kadını ve anne olarak betimlendi. Kocaya çok eşlilik kocanın boş ol sözüyle boşama, üvey kızla babanın evlenmesi gibi hususlar kitaplarda ve fetvalarda mevcut ders kitaplarında, medeni kanunun ruhuna aykırı". Bu konuda diğer tespitlere araştırmacı yazar Mustafa Solak makalelerinden ulaşabilirsiniz.
***
Bir başka konu ise büyük tırmanış gösteren kadına şiddet. "Kadın cinayetleri sitesi" nde 2010- 2015 yılları arasında medyaya yansıyan kadın cinayeti sayısı tam 1134. Kadın cinayetlerini durduracağız platformu 2019 yılı raporuna göre her yıl artarak 2019 yılında 474 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü belirtiyor. 2020 ocak ayı raporu, 27 kadın cinayeti 7 şüpheli kadın ölümü. Kadınlarımız için asıl mücadele alanı her konuda cinsiyet eşitsizliği ama, kadınların istihdama katılım oranı % 29,4 iken bu oran erkelerde % 65,7. Ailedeki çocuklara veya bakıma muhtaç yetişkinlere bakmak için işinden ayrılan kadın sayısı geçen yıl 494 bin kişi. Uluslararası çalışma örgütüne göre (IOL) göre cinsiyet dayalı ücret açığında (erkek-kadın ücret farkı) dünya ortalama % 21,4 iken Türkiye de bu % 12. Ancak anne olan kadınlar, anne olmayan kadınlardan %30 daha az kazanıyor.
Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Çakırın haberine göre: Sendikasız çalışma oranı % 93 genel iş sendikası 8 mart dünya kadınlar gününde beşinci "kadın emeği raporunda" Türkiye'de istihdam edilen kadınların % 41-43 nünün kayıt dışı çalıştığını açıkladı. Her yüz kadın işçiden yalnızca 7 si sendikalı. Geçen yıl en az 1745 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken en az 118 kadın işçi hayatını kaybetti. 2016 dan bu yana bu güne ise iş cinayetlerinde toplam 452 kadın emekçi yaşamını yitirdi. Yine OECD ülkelerinde kadın istihdamı oranı ortalama % 61 olurken Türkiye % 28 ile OECD ülkeleri arasında kadın istihdamında son sırada yer alıyor.
***
Yıllardır kartopu gibi yuvarlanıp çığ haline gelen bu tablolar nedeniyle 8 Mart dünya emekçi kadınlar gününde ne dilim ne elim kutlama yazısı yazmaya varmıyor. Bu yıl içinde İzmir de 8 mart etkinliklerinde geçen yıl kaybettiğimiz ömrünü halka, en çok da kadınlar için harcayan Duayen politikacı merhum Işılay Saygının tüm STK' ların katılımı ile 7 Martta anılması ve onun izinde örneğinde mücadeleye devamda birleşilmesi İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı sevgili Huriye Serter başkanlığında STK'ların Anıtkabir'i ziyaretleriyle gelecek yıllarda 8 Martları kutlamayı hak edecek çalışmalar için, Atatürk'e söz vermeleri oldu. Yolumuz uzun; ümitliyiz, azimliyiz çok daha çok çalışacağız başaracağız. Atamız dediği gibi " Ey kahraman Türk Kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın ". Bir toplum cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.^ Layık olduğumuz 8 Martları kutlamak için, yolumuz uzun, azimliyiz.