Kamran Sürer İzmirli duyarlı vatandaşlarımızdan…

Karşıyaka Serinkuyu kavşağındaki trafik kazasını görüntülemiş ‘Bir kadın daha öldü!’ diyerek göndermiş…
Belirttiğine göre;
Aynı yerde, ‘kadın cinayetlerini’ katlayacak kadar fazla insanımızı kaybettik.
Çoğu da kadın…
Kamran Sürer’in iddiası şu:
İzmir Büyükşehir Belediyesi müdahale etmediği sürece burada daha birçok kadını kaybedeceğiz.
Yani bir numaralı suçlu da, defalarca uyarılan ve başvurulan İBB…
Yine okuyucum Kamran Sürer’den öğrendiğime göre;
İBB sözde, kavşağı, İmbatlı'dan Şemiklere doğru geçişleri kapatacakmış..
Yorumu tek cümle:
‘Kapatmak ‘Çare’ olamayacaktır!’
Karşıyaka’dan İzmir’in imbadı ile birlikte gelen çığlık şöyle:
‘Yeter artık Serinkuyu'da trafik yüzünden kadınlar, çocuklar ölmesin...’
Ve istenen de şu:
‘Doğru düzgün bir düzenleme ile hem trafik rahatlatılmalı, hem ölümler engellenmelidir.’
Bu haberi 90 kişi paylaşmış…
Demek ki vatandaş bazı yetkililerden çok daha duyarlı…
Örneğin:
Mehmet Cengiz Yörükoğlu, ‘Çok üzüldüm, bitsin bu katliam gibi çözümsüzlükler!!!’ diyor…
Bir başka Karşıyakalının yorumu da şöyle:
‘Yazıklar olsun! Yıllardır onlarca insan öldü, hâlâ doğru düzgün bir düzenleme yok ve hala beklemedeler. Bu nasıl bir düşünce?’
Volkan Berber’in ise önerisi var:
‘Acil bir şekilde üst geçit yapılmalı…’ diyor…
Öneriye yetkililerden yanıt yok…
Ama vatandaşlar ‘olumlu bakıp’ şöyle diyor:
Kamran Sürer
‘Ama kesinlikle klasik, sıradan olanlardan değil!
Sürekli asansör ve yürüyen merdivenleri bozulan bir üstgeçit olmamalı.., Mavibahçe AVM önündekine benzer rampalı ve çok yöne hitap eden ahtapot seklinde olmalıdır.’
Dikkatimi çekti;
Hemen herkes ‘Bozulmayan!’ sözcüğü üzerinde durmuş…
Burada ben de söze karışayım:
Şu ‘vandal!’ ya da başka isim verilen ‘davarlar’ var ya, onlara bizim de dikkat etmemiz lazım…
Her saniye bir teknisyen, ‘bekçi gibi’ hayatı kolaylaştırmak için yapılan benzer üretimlerin yanına dikilemez…
Bu belirtilen nokta kimin sorumluluğunda?
İBB’nin mi, yerel belediyenin mi, Karayollarının mı?
Çünkü bu öyle ters bir iş ki, görev sorumluluğundan kaçanlar, işin kolayına kaçanlar, ‘Benim saham değil!’ diyerek işten sıyrılmayı seçiyorlar.
Acaba, belediye başkanının haberi var mı?
Ya da her olumlu işte ortaya çıkan, ama halkın haklı istekleri karşısında meydanda görülmeyen Genel Sekreter ‘Serinkuyu’yu Anadolu’nun kuş uçmaz, kervan ya da insan geçmez bir köyü falan mı sanıyor?