Hani demişler büyük lokma ye büyük söz etme. Neydi o infialim, yeter, yetecek diye tepinmediğim kaldı. Çaresizlik ne kadar zormuş, çaresizlik. Hani yazmıştım ya istiap haddim doldu, bir damla daha ve bardak taştı. Gördüm ki en ağır işçi benim diye başlıyordu şair,
Gün 24 saat seni düşünüyorum! Evet işte bu. Türkiyem gün 24 saat seni düşünüyoruz.
Seni taciz edenleri sana saldıranları, seni parçalamak için sıraya girmişleri.
Mehmet Akif'in dediği gibi,
Eski dünya, yeni dünya bütün akvam-ı beşer.
Kaynıyor kum gibi tufan gibi, mahşer, mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşıda
Avustralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada

***
Bugün ise biliyoruz kimler. Bugün takke düştü kel göründü. Biz dayanmaya devam bu vatan bizim, hepimiz bir bütünüz hatasıyla, sevabıyla. Âmâ bir talebimiz var bizi yönetenlerden madem hata ettik kandırıldık diyorlar, acilen normale dönmeliyiz bu şartlarda, güçlü ordumuz önceliğimiz. Kumpaslar ile düşmanın yolundan kaldırttığı değerli askerlere acilen ama danışman, ama asli, mutlaka görev verilmelidir. Veya danışman statüsünde ama yetkili ve doğrudan Cumhurbaşkanımıza bağlı. Halktan biri olarak şu, bu, ürettiklerim düşündüklerim. Aslında terörün bizleri düşürmek istediği kaosa düşmemek için büyük bir gayretle normallerimizi yaşamaya gayret ediyoruz. Bu haftaki yazımın içeriği de oydu.

***
Her sene, yeni yıla girmeden gazetemden, Aydın Bilgin Beyefendiden bir paket birde mektup gelir. Benim için o mektuplar çok değerli en güzel hediyemdir. İçeriği itibarı ile göğsümü kabartır, değerli hissettirir hayatımın bu kulvarında. Ne güzeldir emeğinizle takdir edilmek hayatta, yer almak, iyi hissetmek. Ama bu yılki mektubu muhteşem, sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim. Şöyle yazmış sayın Bilgin:
"Kadim bir Kızılderili öyküsüdür. Büyükbaba torununa iyilik ile kötülüğü anlatmaktadır.
Hepimizin içinde iki kurt, iki köpek ya da iki kedi, ama mutlaka birbirinin zıddı iki hayvan vardır. Bunlar birbirleri ile sürekli kavga içerisindedirler. İyi olan, cesaret, sevgi, saygı, bağlılık, yardım gibi iyi değerleri temsil eder ve savunur. Kötü olan ise aç gözlülük, nefret, korku kötülükten yanadır. Bu kavga sürüp gider...torun "iyi ama büyükbaba "der "Hep sürecek değil ya? Mutlaka biri kazanacak bu kavgayı. Hangisi kazanır sonunda? Büyükbaba torununa "Evet" der "Biri kazanacak. Ve ona sen karar vereceksin. Hangisini beslersen o kazanacak. Ona göre seç yaşamındaki değerleri. Özellikle ülkemizde ve genellikle Dünya'da kötülüklerin egemen olduğu bir dönemdeyiz. Bu dönemde biz gazetemizde iyiyi doğruyu beslemeye çabalıyoruz. Sizinde bu çabamıza yazılarınızla destek olmanız nedeniyle teşekkür ediyoruz. Karşılık beklemeden katkınız için ayrıca müteşekkiriz. 2017'nin siz ve aileleriniz ve hepimiz için ama en önemlisi ülkemiz için "iyi"nin kazandığı bir yıl ve bir başlangıç olmasını diliyoruz. Siz de biz de iyiyi beslemeye devam edelim o zaman.

***
İyiyi beslemeye çalışırken, kötülükler yine bizi buldu. Bu yazıyı hazırladığım sırada Rusya'nın Ankara Büyükelçisi meşum bir suikasta kurban gitti. Düşürülen uçak sonrası Rusya ile ilişkilerimizin normalleştiği sırada bundan rahatsız olan birileri yine tetiğe bastı. Rus diplomasisi son derece akılcıdır, anlama ve kavrama yeteneği yüksektir, gereken ne ise onu yapacağından eminim bu açıdan müsterih olabiliriz. Yapanları veya yaptıranları Rusya biliyor. Ama patlayan bombalar, suikastlar iyi bir gidişimiz olmadığını işaret ediyor. Allah milletimize geçmişteki gibi acılar yaşatmasın.