Ne kadar farkındasınız bilmem ama dün ülke genelinde tüm doktorlar (acil hastalar hariç) iş bırakma eylemi yaptı. Amaç giderek kötüleyen özlük hakları, çalışma koşulları ve artmaya devam eden sağlık çalışanlarına şiddete dikkat çekmekti. İki senedir tüm dünyada sürmekte olan Covid-19 pandemisinde çok yıprandılar. Sağlık çalışanları normal popülasyona göre bu hastalığa daha çok yakalanma 10 kez daha yüksek ölüm oranları ile karşılaştılar. Buna karşılık meslek hastalığı olarak kabul edilmedi. Liyakatsiz atamalar, terfiler, zorlu çalışma koşulları, mobing ve şiddete çok sık maruz kalmaları, özverili çalışma gerektiren bu meslekten hekimleri bezdirdi.

***

Kolay doktor olunmuyor. Önce iyi bir ÖSYM puanı ile bir tıp fakültesine gideceksiniz, 6 yıl ağır bir eğitim süreci, sonra iki yıl zorunlu hizmet (gitmezseniz diplomanız verilmiyor). 8 yıl sonunda pratisyen hekimsiniz, pek değeriniz yok. Biz uzmanlık alanı seçeceksiniz, bunun için TUS sınavını kazanmanız lazım. Sınavı  kazandınız diyelim, 4-5 yıl ihtisas süreci sonrası yine iki yıl zorunlu hizmet. 15-16 yıl sonunda meslek sahibi oldunuz. Yaşdaşlarınıza göre hayata  en az 10 yıl geriden başlıyorsunuz. Sonra yorucu, yıpratıcı, geliri harcadığınız zamana göre düşük, bir de üstüne üstlük değersizleştiren, taciz ve saldırıya uğrayan bir işiniz oluyor. Ücret olarak da OECD ülkeleri içinde 37 ülke arasında 34. oluyorsunuz, yoksulluk sınırında maaş alıyorsunuz.

***

Son yıllarda TUS sınavında, yorucu ve riskli Beyin cerrahisi, Kalp cerrahisi, Kadın ve doğum gibi branşlara tercih yok. Sayıları giderek azalıyor. TTB verilerine göre son 10 yılda 8.000 doktor iş bırakmış. New York Times gazetesinde çıkan bir makalede, son yılda 1400, son 10 yılda 4000 doktorun, Türkiye’de iş bıraktığı ve yurtdışında çalışmaya başladığını yazıyor. TTB ye göre son bir ay içinde başka ülkelere giden hekim sayısı 197. Sebep olarak da kötü çalışma koşulları, düşük ücretler ve sağlık çalışanlarına giderek artan şiddet gösteriliyor. İşin kötüsü şu anda pek çok doktor yurt dışında çalışmak için başta Almanca, yabancı dil kurslarında. Yani yetiştirdiğimiz daha çok doktoru kaybedeceğiz.

***

Darbeci Kenan Evren, “Ülkenin doğusunda doktor yok, asker, polis gidiyor, doktor efendi de gitsin” diyerek, tıp mesleğini değersizleştirip, alt yapıyı ve çalışma şartlarını iyileştirmeden, mecburi hizmeti icat etti. (mühendis, avukat, işletmeci vs.. için böyle bir uygulama yok)  AKP iktidarı döneminde her ile bir Tıp fakültesinden yola çıkılıp, sağlıkta dönüşüm adı altında, koruyucu sağlık hizmetinden vaz geçilip daha pahalı tedavi hizmetine geçildi. Tıp eğitimi kalitesizleşti. Sevk zinciri bozuldu, Şehir hastaneleri adı altında sağlık ticarileştirildi. Basit tedavi gerektiren hastalar üniversite polikliniklerine yığıldı, esas ciddi tedavi gerektiren hastalar sıkıntıya düştü . Hasta müşteri, hekim çalışan haline getirilerek daha da değersizleştirildi. Performans diye hekimleri çok hasta bakmaya zorlayan ama zor işlemler yerine basit işlerin gelir getirdiği bir sisteme geçildi. Kötüleyen, tıkanan sağlık sisteminin faturasını, eğitimsiz kesimler doktora çıkarmaya başladı, bu da doktorlara hakaret, tehdit, şiddet olarak geri döndü. Sadece 2020 yılında şiddete uğrayan doktor sayısı 13.000.  Öldürülen doktor sayısını vermeyeyim. Şişen, tıkanan sağlık siteminde MHRS üzerinden randevu alamayan kabahati sisteme değil, doktora bulursa sonucu bu. WHO verilerine göre bir doktorun hastaya en az 15 dakika ayırması gerekiyor. Sistem ise neredeyse bir dakikada iş hallolsun istiyor.

***

Eğer bu sistem böyle giderse, eldeki doktorları da kaybetmeye devam edersek, yakında sağlığa ulaşmak hepimiz için çok zor olacak. Sağlık çalışanlarının taleplerine kulak tıkama yerine, kulak vermek, mesleğin itibarını yeniden tesis etmek, çalışma koşullarını ve güvenliğini düzeltmek gerekiyor. Yurtdışında pek çok ülkede sağlık çalışanına şiddetin cezası ağır (İngiltere’de 9 yıl, Avustralya’da 16 yıl hapis cezası var). Bizde maalesef daha savcılıktan salıveriliyorlar. Böyle devam ederse sağlıkta şiddet uygulayanlar da, biz de sağlık sorunlarımızı çözecek doktor bulamayacağız. Kurunun yanında yaş da yanacak...