Sevgili okuyucularım, yazımın başlığına bakarak “İnci hanım yanlış yazmış, doğrusu komplo teorileri olmalı” diyebilirsiniz. Evet, küresel COVİD-19 salgını ile bu salgının ortaya çıkış nedenleri ile ilgili bir çok komplo teorisi medya ve özellikle sosyal medyaya düştü. Hepimiz dehşetle bunları okuyoruz. Benim burada “Komple” (complet) derken, batı dillerindeki anlamıyla tümü, hepsi anlamında kullandığımı belirtmek istiyorum. Şimdi ortaya atılan bu komplo teorilerinin hepsini sizlere aktarmaya çalışacağım.

*

Sözü edilen teorilerin başında bir üst aklın tüm dünyayı ele geçirmek için olmadık projelerinin olduğu var. Bu üst akıl, o kadar akılsız mı ki herkesin, her ülkenin biri birine bağlı ve muhtaç olduğu dünyada böyle bir küresel sorunun kendini de vuracağı bir eyleme girişsin? Bu üst akıl bundan menfaat temin edecekse niye dünyanın çok ihtiyaç duyacağı maske, solunum cihazı işine yatırım yapmamış? Efendim, komplo teorilerinin biri A.B.D. Çin’in ekonomisini çökertmek için bu virüsü laboratuvarlarda üretip oraya götürüp yaymış. Avrupa’daki NATO tatbikatına giden 30.000 Amerikan askeri maskesizmiş, bunlara aşı yapılmış. İyi de, şu anda  A.B.D. COVİD-19 salgınının merkezi durumunda, ölüm oranları feci tırmanıyor. Aşı bulmuş olsalar önce ekonomisini, üretim gücü kendi halkını korumaz mıydı? Bu salgın tüm ülkeler gibi A.B.D. ekonomisini de ciddi şekilde vurdu. Karşılıksız dolar basıp, piyasaya sürmeleri bile durumlarını düzeltmiyor. Bu virüsü ürettilerse, özelliklerini bilmeleri, kendilerine  de döneceğini düşünmeleri gerekmez miydi?

*

Tersinden gidersek diğer bir iddia bu virüsü Çin çıkarttı. Salgın orada Wuhan ile sınırlı kaldı, Şanghay, Pekin’e ulaşmadı, ama dünyaya yaydılar. Bu da doğru değil. Çin çok geniş bir ülke. Dünya sağlık örgütüne bildirdikleri verilerde diğer şehirlerde de virüse yakalananlar var. Wuhan’ın olduğu Huabei eyaletini çok sıkı karantina altına alarak, diğer eyaletlere yayılmasını azalttılar, aldıkları çok sıkı tedbirlerle salgını kontrol altına almayı başardılar. Bu salgından sonra  Çin’in ekonomisinin  şahlandığı da hikaye. Prof.Dr. Özgür Demirtaş’a göre Çin’in ihracatının %50 si A.B.D. ve Avrupa ülkelerine. Bu ülkeler koronadan kırılırken Çin’den ithalat yapabilmesi söz konusu değil.

*

Diğer bir komplo teorisi de bu virüsün ortaya çıkışı ve yayılmasında  telefonlar için 5G teknolojisinin rol oynadığı. 5G’nin Covid-19 hastalığına sebep olduğu şeklindeki iddiaları bir komplo teorisi olarak nitelendirmek yanlış olmaz. Bugün itibariyle 5G’nin Covid-19’a sebep olduğunu ortaya koyan herhangi bilimsel bir çalışma yok.  Kaldı ki, 5G teknolojisinin ilk defa Çin’de kullanıldığı önermesi de tartışmalı. 5G teknolojisi Çin’den önce Güney Kore ve ABD gibi ülkeler tarafından farklı zamanlarda kullanıldı. Bu durumda 5G, yeni koronavirüse yol açsaydı bu ülkelerin öncelikle Güney Kore ve ABD olması beklenirdi. Ayrıca Covid-19’un yayıldığı ülkeler arasında henüz 5G teknolojisini kullanmaya başlamayan birçok ülke olduğunu da hatırlatmak önemli.  

*

Bill Gates’in 5 yıl önceki TEDx konuşmasında bu salgını söylediği, başkalarının videolarında, Astrologların öngörülerinde de bu salgının olacağının bilindiği iddiaları da var. Geliri yüksek insanların pek çoğu sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorlar (bir çok örnek sayılabilir).  Dünyada her yüz senede bir küresel salgın (1918 İspanyol Nezlesi dünyada bir milyon kişiyi öldürdü), her 10 yılda bir de belirli bölgelere yönelik salgın (SARS, MERS, Kuş Gribi, Domuz gribi, Ebola vs.) ortaya çıkıyor. Bunları bilen kişilerin sosyal sorumluluk projesi ile salgınlara karşı önlem önerileri de hemen bir komplo teorisi ile karşılık buluyor.

*

Bilimsel verilere uymayan, kanıtı bulunmayan bu tür safsatalara maalesef inanan çok kişi bulunabiliyor. Komploya merakımızın altında yatan nedenlerden biri sebep sonuç ilişkisini anlayamamak ve sık sık bunları karıştırmak. Ortaya bir kere bir fırsat çıktığında bu fırsatı en iyi değerlendiren aktörlerin meselelerin nedenleri olduğuna dair bir inancımız var. Akıl ve bilime uymayan hiçbir önermeyi kabul etmeyin. Tüm dinler de bu sorunun dua ile değil, araştırma, bilim, akıl ile çözülebileceğini anladı. Kutsal kitabımız Kur’anın lafzı da biz İslam alemine, uydurulan safsataları değil, aklı ve bilimi öneriyor. Büyük önderimiz M.K. Atatürk’de “Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır…” dediğine göre, mirasına sahip çıkma görevi de hepimize düşüyor. Sağlıkla kalın, “Evde kalın”.