Yazımı, tüm dünyada benzeri olmayan askeri bir zafer kazanan vizyoner bir devlet adamı ve onlarca niteliğiyle anılan, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal edişinin 82. yıldönümünde ancak onun ölümsüzlüğünü andığımız bu özel günde kaleme alıyorum. "Yurtta sulh, cihanda sulh" diyen her zaman onun için özel bir yeri olan İzmir'den. Onu en iyi anlamış, özümsemiş ve geçtiğimiz günlerde yaşadığımız deprem felaketinde, el ele tutuşalım ve yeniden inşa edelim barışı, huzuru, insanlığı kardeşliği diyen bir şehrin  hemşerisi olarak.  

***

1996 yılında "Atatürk'ü anlamak", 1997 yılında "Türkiye'de Atatürk, dünyada Atatürk" sempozyumlarını gerçekleştirerek öncesi ve sonrası onun ve devrimlerinin izinde olan İzmir sivil toplum kuruluşlarından bir birey olarak 10 Kasım, bence onun vasiyetlerine ve tavsiyelerine uyup uymadığını değerlendirdiğimiz bir gündür. Atatürk'ü anlamak, onun öngördüğü düşünceleri uygulamak demektir. Her Türk gencinin de hedefi Atatürk gibi bir liderin açtığı yolda ilerlemek olmalıdır. Hepimiz kendimizden sonra gelecek nesillere Atatürk'ün emaneti olan Cumhuriyeti daha sağlam temeller üstünde geliştirerek tekrar etmenin gayreti içinde olmalıyız.  Öncelikle Atatürk'ü tanımalı ve tanıtmalıyız. "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır" sözlerinde ifade ettiği hedefleri anlamalı ve anlatmalıyız.  XX. yüzyıldan  XXI. Yüzyıla geçen, bu konuda tüm dünya siyasetçilerinin ve bilim insanlarının deyişiyle "Atatürk gibi insanlar, önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihinde hüküm sürecek insanlardır". Atatürk'ün "En büyük eserim"  dediği Türkiye Cumhuriyeti bizlere emanettir. Kendini Türk milletinin ferdi sayan herkesin kalbinden Atatürk sevgisi ne olursa olsun eksilmeyecektir.  

***

Ben bu yıl Atamızı anarken İzmir'de yaşadığımız deprem felaketinde tüm Türkiye'den uzanan dayanışma ve yardımlaşma çabalarının yanı sıra, Valimizden, Belediye başkanımıza, çalışan ekiplere, tüm İzmirlilerin 7 den yetmişe gösterdiği birlik ve beraberlik seferberliği ile onun ruhunu şad ettiğimizi düşünüyorum. Tek yürek olarak saat dokuzu beş geçe ona layık "Ne mutlu Türküm diyene" sözüyle anıyoruz İzmir'den, hasretle, sevgiyle, saygıyla..