14 Şubat ‘Sevgililer Günü’ sabahı şunu yazmıştım:

‘Şehitlerimiz varken ben hiçbir şeyi kutlayamam!’

Önce gelen 3 şehidimiz daha toprağa verilmemişti…

Acısı taze idi…

Sonra gece haberlerinde öğrendim:

13 insanımız,

13 kardeşimiz,

13 evladımız!

Tam 6 yıldır PKK’nın elinde tutuluyorlarmış..

Bu altı yıldır bunları konuşmadık…

‘Bi haber!’ derler ya öyleydik…

Tabiriyle Fransız kalmıştık…

Sadece şöyle böyle anımsıyor gibiyim;

Bazı polis ve askerlerimiz PKK tarafından kaçırılmıştı…

Yine sis perdesini kaldırarak düşünmeye zorluyorum hafızamı;

Bir kişi sormuştu yetkililere, ‘Bu kaçırılanlar ne oldu? Ne yapıyorsunuz?’ diye…

Sanıyorum; bu kayıtlar, belgeler bugün yarın ortaya çıkar…

Kim bilir, ne acılar çektiler, çektirildiler?

Kim bilir, ne umutlar besliyorlardı, her şeye rağmen!

Bu bana Kıbrıs olaylarını, Kıbrıs Türklerinin, mücahitlerin Rumlardan çektiklerini anımsattı…

Türk radyosundan, ‘Bir gece ansızım gelebilirim!’ parçası sürekli çalınırken, Rum radyoları ise ‘Bekledim de gelmedin!’ diye Türkçe şarkı yayınlıyorlardı.

Karaoğlan, zamanın Başbakanı Bülent Ecevit, Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in ‘Ayşe Tatile Çıksın!’ mesajı ile hemen Silahlı kuvvetlerini harekete geçirip Kıbrıs’a ‘Yapamazsınız, edemezsiniz, karşınızdı bizi bulursunuz’ tehditlerine aldırış etmeden Türk’ün gücünü, Türk askerinin gücünü gösterdi,,,

İçim yanıyor dostlar,,,

İçim yanıyor…

Ama kime ne anlatacağım?

Bu kardeşlerimizin adlarını bile bilmiyorduk!

Artık yoklar…

Yine eminim, her zaman duyduğumuz beylik lafları söyleyecekler ve iş bitecek…

Yeni şehit haberleri alıncaya kadar…

HEPİMİZE YAZIKLAR OLSUN

Bakın bir okuyucum ne yazmış;

‘Göz göre  Şehit  olmalarına seyirci kalan başta  iktidarından muhalefetine, yazılı  ve görsel medya ya ,sosyal medyayı lüzumlu, çoğu zaman da  lüzumsuz meşgul edip, böyle son derece önemli bir olayı  sık sık gündeme getirmeyip yok sayan bizlere, hepimize yazıklar olsun!

Kendi adıma son derece üzgün ve vicdan azabı içindeyim.

Dedim ya hepimize yazıklar olsun.’

Ben de şöyle diyorum:

17 Eylül 2015’ten bu yana teröristlerin elinde esir olmak ve ülkedeki vatandaşların bunu bilmemesi, bu ne aymazlıktır.

Bu ne büyük yalnızlıktır…

Düşünmek bile insanı çıldırtıyor…

Az önce Enver Kaya’dan öğrendim;

CHP milletvekilleri 6 kez TBMM’de soru önergesi vermiş, ama her zaman olduğu gibi yine hiç yanıt alamamışlar.

Aslında çok merak ettiğim bir iddia var.

O da şu:

‘2015 yılında PKK’nın kaçırdığı ve şimdi katlettiği bir polis memurumuzun bir yıl sonra KHK ile ihraç edilmesi…

Bu doğruysa bunu yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmalı, derhal görevlerini son verilmelidir.

Ve de bugüne kadar devletten aldığı tüm maaşlar geri alınıp, şehitlerimizin ailelerine verilmelidir.

Murat Eştürk’ün dediği gibi, asıl trajedi, bilinmemesi değil, umursanmaması…

Tekrarlıyorum;

Bu utanç ve üzüntüyü bize kim yaşattı ise kimin nokta kadar bile dahli varsa ortaya çıkarılıp hesap sorulmaması doğrudan cezalandırılması lazım…

Bugün ve bir hafta, önceden olduğu gibi yandaş medyayı takip edin bakın, neler yazıp, neler söyleyecek ve kimleri ‘hain’ ilan edecekler?

Ve de birlik beraberliğimizi bozacak, bizi bölecek laflar edeceklerdir.

Asıl bunlara hesap sorulmalıdır…

Yoksa bağrı yanık insanlarımızın sözlerine değil…