Nobel Kimya Ödülünü (2015) alan üç bilimciden biridir Prof. Dr. Aziz Sancar.  "Bu ödülü memleketime, Cumhuriyet devrinin başlattığı eğitime borçluyum. Bana çok güzel öğretim veren kendi memleketimdir. Bana olağanüstü tıp eğitimi verdi. Buradaki başarımının kaynağı oldu" diyor.

Atatürk ile ilgili birçok kitap yazıp, konferanslar veren, değerli hocam Dr. Eren Akçiçek "Atatürk'ün Sağlığı, Hastalıkları ve Ölümü" isimli kitabında Cumhuriyet'in değerlerine de değinmiş: "Atatürk, uzun süren savaşlar nedeniyle harap olmuş, nüfusu azalmış, kaynakları kurumuş, yokluklar içindeki Türkiye'den yeni, çağdaş, modern bir devlet yaratmıştır. İktidarın temeli olarak kişisel egemenliğe son vermiş, millet egemenliğini ilan etmiştir. Ümmet toplumundan millet toplumuna, teokratik devlet yapısından laik devlet yapısına geçilmiştir. Cumhuriyetin temel ilkeleri olan, Türk İnkılapları ile toplumun çağdaş uygarlığa açılımı sağlanmış ve bu eser demokrasi üzerine temellendirilmiştir. Atatürk, çağdaşlaşma yarışında hiçbir ideolojiye yönelmemiş, Türk milletine yalnız akıl ve bilim yolunu göstermiştir".

Mardin'in Savur ilçesinde doğan, tıp fakültesini İstanbul'da okuyan, yurt dışında yaptığı çalışmalarla Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'ne kabul edilen üç Türk'ten biri olan Prof. Sancar, Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde görev yapıyor. Prof. Sancar kendisini ödüle götüren çalışmasını şöyle özetlemiş: "DNA onarımı insanı kansere karşı korumakta önemli. Kanser yapan  etkenlerin çoğu DNA'yı bozarak kansere sebep oluyor. Biz, 'DNA kendini  nasıl onarıyor, hücreler kendini nasıl kansere karşı müdafaa ediyor', bunu  aydınlattık. Ayrıca DNA onarımının bir de kanser tedavisi için önemi var.  Kanseri tedavi etmek için kullanılan ilaçların çoğu, kanser hücrelerinin  DNA'sını tahrip ediyor ve kanser hücreleri onu tamir etmeye çalışıyor. Biz de  orada girişim yapıp kanser ilaçlarının daha etkili olmasına çalışıyoruz."

İnsan sağlığına yönelik böylesi önemli bir girişimin nedenini irdelemek varken İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin Aziz Sancar'a ilk sorusunun "Arap mısınız?" olması abesle iştigal. Absürt soru Prof. Sancar'da da aynı etkiyi yaratmış olacak ki "Mardin'de, Cizre'de, Kars'ta da doğsam  ben Türküm" sözleriyle tanımlamış kendini.

Prof. Dr. İlber Ortaylı  "Bir topluma her şeyden evvel görgü lazımdır. Görgü ve mantık bizimle olsun" ifadesini kullandığı köşe yazısında sırf Mardinli Aziz Sancar hocanın değil, Polatlılı Gazi Yaşargil hocanın, Budapeşteli Nermin Abadan (Soley) hocanın, kendi dahil Türkiye Cumhuriyeti sayesinde en iyi kurumlarda okuyan nice hocanın olduğuna değiniyor. Türkiye'deki son zaman görgüsüzlüğünün BBC muhabirine kadar herkesi etkilediğini vurgulayarak, Britanya'nın kültürlü gazetecilerinin ortadan kaybolduğuna, bilgilerin sathi olduğuna, Mardin'de tarihi kökenleri itibariyle Araplar değil; Aramiler, Şemsiler, Yezidiler ve daha nice milletin var olduğunu, bunların ansiklopedileri ilgilendirdiğini belirtiyor. Ayrıca ekliyor;
"Britanyalılar insanlara olur olmaz yerde dinlerini ve etnisitelerini sormazlar. Bu konuda Amerikalıların prensibi de açıktır, "ne sorarız ne de sordururuz" şeklinde ifade ederler. Bu gibi sorular samimi davet ve görüşmelerde "izninizle" diye ortaya konur. DNA'ların onarılabileceği üzerindeki, uzmanların deyişine göre, çarpıcı ve derin araştırmalarıyla Nobel ödülü alan âlime yaptığı işin popüler bir açıklamasına ilişkin akıllıca sorular sorulabilirdi. Yarım yamalak tanıdığı bölgenin etnisitesi üzerine soru sormak dersini çalışmamış bir muhabirin tavrıdır"

Türkiye Cumhuriyet'inin kuruluşunun 92. yılını kutluyoruz. Bize Cumhuriyet ile yönetilmeyi bahşeden Atatürk ve ekibine bin teşekkür. İlk öğretisidir Cumhuriyet'in "dil, din, ırk ne olursa olur, ancak kardeşçe yaşanır bu topraklarda" ibaresi. Tıpkı, Cumhuriyet Bayramımıza özel hazırlanmış bir reklamla (Sabancı Holding) bu önemli ibarenin "Hepimizden farklı sesler çıksa da beraber çok güzel bir bütünün parçasıyız. Birlikten Cumhuriyet doğar" şeklinde ifade edilmesi gibi.
Yaşasın Cumhuriyet. Ne mutlu Cumhuriyetin kadri kıymetini bilenlere! Ne mutlu!