Ne hareketli dönemdi bu böyle. Halen de sürmekte. Hareket milletten ziyade siyasi partilerde! Seçim sonuçlandı. Siyasi partilerin mecliste kaç milletvekiliyle temsil edilebilecekleri meselesi bitti. Sıra yeni hükümeti kurma çalışmalarında. Milletin iradesi öyle bir tablo sundu ki "hiçbir siyasi partiye tek başına hükümet kurma yetkisi vermiyorum! Uzlaşın!" dedi. İnsanları dil, din, iman gibi ayrıştırarak ötekileştiren söylevler / hesaplar / girişimler bitsin. Birlik ve beraberlikten yana olunsun istedi.

Türk Dil Kurumu "uzlaşmak" kelimesini şöyle tanımlar: "Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak". Antant kalmanın anlamı "düşünce, duygu, amaç bakımından birleşmek".  Ayrıca toplumbilim terimleri de var uzlaşmayı tanımlamak üzere kullanılan. "Karşıtlar arasındaki anlaşmazlıkların ortadan kaldırılması yoluyla birlik sağlamak". "Uygulanacak işlerde tartışma yoluyla bir bütünlük ve birliğe varmak". "Bireylerin ya da toplumsal kümelerin, toplumsal değerlerin paylaşılmasında karşılıklı ödünlerle aralarında bir anlaşmaya varmak".

Tanımlardan anlaşılacağı üzere uzlaşmanın özünde, asgaride ortak bir noktada buluşabilmeyi amaç edinmek, kısaca geçimden yana olabilmek var. Hani derler ya, özellikle yeni evlenen ya da evliliğin eşiğinde çiftlere,  "Allah geçim versin yeter ki" diye. İşte öyle bir şey! Söylendiği kadar kolay olmasa da karşılıklı dayanışmayla kolaylaşır geçim. Dolayısıyla da uzlaşma. En önemli yanı samimiyet! Taraflar eteğinde ki taşları bilerek hareket etmeli. Ahkam kesmemeli. Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılıklarını karşılıklı ödünlerle kaldırarak anlaşmak ve mutabık kalmaktan kasıt da bu zaten. 
 
Uzlaşma bir kültür meselesi. Kültürümüzde uzlaşma vardı. Unutturuldu. Kavga kolayımıza geldi çünkü. Tartışmak zordur. Fikir gerektirir. Fikir sahibi olmak için de bilgi. Okuyarak öğrenen bilinçli toplum olmak yani! Kolayı tercih ettik. Tartışarak uzlaşan değil kavga ederek ayrışan, kutuplaşan toplum olmayı yeğledik. Kavga kavgayı körükledi. Evlerden sokağa taştı. Yetmedi meclise taşındı. Eylemcilerin çoğu erkek! Evde, sokakta, mecliste her yerdeler. Kadın eylemci ise yok denecek kadar az. Artık kavga değil eylemin adı şiddet. Üzülmemek, sıkılmamak, yorulmamak adına tercih edilen yol daha çok üzecek, sıkacak, yoracak günlere mahkum etti toplumu.

Bekliyoruz! Kim kimle uzlaşıp hükümet kuracak diye. Geçinmeye niyeti olan uzlaşacak tabii. Niyet yoksa hükümet de yok. Kurulsa da yürümez. Hükümet kurmaktan ziyade hükümet olabilmek önemli! Mutsuz ve huzursuz toplum yaratmak kolay! Zor olan mutlu ve huzurlu topluma ulaşmak! Ki bu da zaman ister, sabır ister, güç ister. Toplumun güvenini kazanmaksa samimiyetle sevildiğini sayıldığını korunduğunu kollandığını bilmekten geçer. Toplumun kanayan yaralarına parmak basabileceğine inandığımız bir hükümete ihtiyaç var. Toplumu parçalayıp, bölmeden yönetebilecek bir hükümet. Yaralar başka türlü sarılıp sarmalanamaz. Derinleştikçe derinleşmekte üstelik! Ödün verildikçe derinleşiyor yaralar. Eğitim de! Sağlık da! Ekonomi de! Hukuk da! Vesaire. Bazı olmazsa olmazlar var ki karşılıklı ödün vermeksizin mutabık kalabilmeli taraflar. 

Kesintisiz eğitimden ödün verilmemeli ki kız çocukları da okuyabilsin diye. Nitelikli yükseköğretimden ödün verilmemeli ki alt yapısı yeterli olmayan yerlerde üniversite açılmasın, bilim insanları akademik çalışmalarının sayısıyla değil niteliğiyle değerlendirilebilsin, intihaller durdurulabilsin diye. Korunma ağırlıklı sağlık hizmetinden ödün verilmemeli ki korunabilir hastalıklardan bebek ve ana ölümleri olmasın diye. İşgücü ücretlendirilirken, sarf edilen emek (eğitim seviyesi/eğitimle kazanılan unvan/statü) kadar işin zorluk derecesinin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesinden ödün verilmemeli ki, çalışan sağlığı ve çalışma ortamının güvenliği layıkıyla sağlanabilsin diye. Hukuk erkek egemen taciz/tecavüz/cinayete yönelik cezai yaptırımlardan ödün vermemeli ki kadına yönelik şiddet durdurulabilsin diye. İyi hal durumu / suçu hafifletici nedenlerle erkek egemen suça indirim uygulanmaya devam edilirse kadın öldürülmeye, erkek öldürmeye mahkum edilmiş demektir ülkemde.

Bayramımız kutlu olsun. Yüzümüz sağlıkla afiyetle gülsün. Bu bayram. Her bayram.