Bir mizah öyküsü denemesi...
"Bugün 22 Mart 2012. Batı Afrika ülkesi Mali'de Askerler yönetime el koydu."
Uluslararası Haber Ajansları

"Netekim uyuyordum ki uyandırıldım, zırrr bir telefon, ahizeyi ters tutmuşum helecandan, askerler mi, polisler mi kapıya dayandı diye, gelip götürecekler sandımdı bir an, halbuki bir zamanlar biz kapıya dayanırdık, alıp götürürdük. Telefonda müjdeli bir haber. Mali'de askerler yönetime el koymuşlar. Ellerine sağlık. Zındıklar şimdi de çıkıp bu devirde, bu çağda askeri darbeler kaldı mı desinler bakalım. Diyemezler netekim. Bir kere daha derslerini aldılar. Telefonda bana bu müjdeli haberi veren yaverime yüzüne karşı içimden yürüsünler de ense tıraşlarını görelim diyorum ve gülüyorum, telefonun diğer ucundaki de ne gülüyorsun diye bana bakıyor ama tabii ki ben bunu göremiyorum, hissediyorum, o da benim hissettiğimi hissediyor olmalı ki gülmesini kesiyor ve hazırola geçiyor. Yaver halbukine biliyorum yan odada, bana oradan telefon ediyor, telefonların dinlendiğini bile bile hem de. Hazırola geçtiğinden ahize elinden düşüyor ve benim içimden söylediklerimi duyamıyor. Ahh, ahh şimdi Mali'de ben olacaktım ki diye iç geçiriyorum. Mali de nere ki diye siz de içinizden sorabilirsiniz fekat dışınızdan sormamanızı hatırlatırım netekim. Dışınızdan sorduğunuzda soruyu veya herhangi bir soruyu başınıza neler geldiğini eğer hafıza kaybına uğramadıysanız, netekim ben uğramadım ve bakın ihtiyarım, çişimi tutamıyorum diye de rapor alıp mahkemeye de göndermedim, aslanlar gibi rüyama giren gençleri asmayalım da besleyelim mi diye soruyu ben sorar ben cevaplarım dönemime geri döndüm ve darbe yapmayalım da sen beni yargılarsan bunun adı darbe olmaz mı diye soru sorarım ben adama. Senin darben iyi de benim darbem kötü mü diye sidik yarışına da girmem, gider Mali'ye meslektaşlarıma katılırım. Tabii siz bunu hemen gazete manşetlerine çıkarırsınız ve "Netekim Mali'ye iltica etti" diye verirsiniz. Ben sizi bilmez miyim, siz Papa'yı geneleve gönderirsiniz. Oysaki Papa hazretlerine "Genelevi ziyaret edecek misiniz?" diye soru soran zındıklar sizsiniz ve o da ne yapsın sorunuz karşısında "Burada genelev var mı?" diye soruyla karşılık verince gazete manşetiniz: "Papa adaya ayak basar basmaz ilk olarak genelevi sordu?" olurdu. Ben kül yutmam. Bunları yemem. Ben "Over Boys"um. " Over Boys have done it!" netekim. Nisan'da görüşecekmişiz. Görüşelim bakalım. Kim kiminle görüşecek. Yoksa duruşacak mıyız? Ben duruşmam demiyorum. Duruşurum. Duruşmam varsa duruşurum. Belki de Mali'den bildiririm. Mali, Batı Afrika'da haritada yerini gözlerim kapalı gösterebileceğim ünlü bir ülke. Sevgili meslektaşlarım "yetersiz rejime son verdiklerini, tüm kurumların lağvedildiğini ve en önemlisi anayasayı askıya aldıklarını" açıkladılar. İşte bu! diye, Oley! Oley! Oley! diye el kol hareketi yaptığımı ve bu hareketimi de yan odadan yaverimin kafasını sütunun ardından çıkarıp gördüğünü, ne yapıyor bu ihtiyar diye konuştuğunu, aslında ihtiyar demeyim daha başka kelime telaffuz ettiğini, dudak hareketinden anladığımı burada ayrıntıları ile tek tek anlatmamı beklemeyin benden. Ben satır aralarını iyi okurum, ayrıntıları cımbızla yakarlım, uçan sineği gözünden tanırım. Yasemin Devrimi felan dediler, Afrika baharı, Arap Baharı dediler de ne oldu. Alın size Afrika Baharı! Mali Afrika'da değil mi? Afrika'da. Bahar öyle olmaz, böyle olur. Bir ülkeye bahar gelecekse onu da biz getiririz. Bunların kanı ne kanı? Damarlarında ne kanı dolaşıyor? Ben soruyorum, diyor ki AB RH + yani açılımıyla, a be eraş pozitif. Bak sen, kanını inkar ediyor. Soyu ne bunların?  Soyu! Hadi bakalım Mali'yi de yargılayın görelim bakalım. Bu günleri de gördüm ya, gam yemem artık. Şu hayatta resim de yaptım, nü de çalıştım, ne muradım varsa gördüm yani, plaketlerimi de denize attım, işte yelesi yerinde yeller esen aslanlar gibi, ölmüş kargalar gözümü oysun ki karşınızdayım. Nisan'da beni zor bulursunuz. Sütun arkasından çık yaver! Sobeledim seni, sen beni sobelemeden, telefonun ahizesini de hem kulağına tutup hem de hazırolda durmayı başarabilen ve guiness rekorlar kitabına giren ilk yaver olan yaverim, çık artık ortaya, elma dedim bak, oynamıyorum yoksa, bavullarım hazır di mi, Mali'de meslektaşlarım beni bekliyor. Kalk gidelim, bu eller artık bize yaramaz türküsünü isteyelim rahmetli Hasan Mutlucan'dan.  Mali'den mektup yazarım size."

Yazarın notu: Posta kutuma böyle bir mektup gelmiş. Kimden geldiğini bilmiyorum, yazmamış. Belki siz biliyorsunuzdur. Yayınladığım için kusura bakmayın.