SEN SUS FIKRALAR SÖYLESİN
 
ESKİDEN OLSA

Yaşlı bir çift gece yatar. Adam uyumak üzeredir ama karısında son derece romantik bir ruh hali vardır ve uyumaya hiç niyeti yoktur. Kocasını lafa tutmaya başlar: "Eskiden olsa benim elimden tutardın." Adam uzanır ve karısının elini tutar. Dönüp tekrar uyumaya yeltenirse de karısı kısa bir sessizlikten sonra yine konuşur:"Elimi tuttuktan sonra da beni öperdin."  Hafifçe sinirlenmeye başlayan koca, son bir gayretle karısını öper ve tekrar uyuklamaya başlar.
Ancak o gece karısının susmaya niyeti yoktur ve kocasını tahrik etmeye kararlıdır. Şöyle sürdürür konuşmasını: "Sonrada boynumu ısırırdın."
Adam bu kez öfkeyle yorganı üzerinden atar ve yataktan dışarı fırlar. Kadın şaşkınlık ve merak içinde sorar:
"Nereye gidiyorsun?"
"Nereye olacak" der adam öfkeyle homurdanarak "dişlerimi alamaya tabii!"

***
İnsan bu günkü tahriklere bakınca, iktidar dışındaki siyasi kurumlarımızın daha dişli olduğu dönemlerde, 'tiyatroları kapatacağız, tek din olacak' gibi söylemler olsaydı neler olurdu kim bilir? diye düşünmekten kendini alamıyor.

İZMİR EFSANELERİ

BÜYÜK İSKENDER'İN DÜŞÜ

Efsaneye göre Büyük İskender,  Asya seferi sırasında ordusundan ayrılarak İzmir Körfezi kıyılarına gelir. Ava meraklı olduğu için o dönemlerde ormanlık olduğu düşünülen Pagos Dağı (Kadifekale) eteklerine gelir. Avın sonuna doğru yorgun düşen İskender, çifte Nemesis Tapınağı önüne gelir ve tapınağın önündeki pınarın yanında bulunan bir çınar ağacının gölgesinde uyuyakalır.
  
Rüyasında gördüğü Nemesisler ona, şu an bulunduğu yerde bir kent kurmasını öğütlerler.  Büyük İskender o dönemin ünlü kehanet merkezi olan Klaros'a (Menderes civarı) gider ve rüyasını anlatır.  Kahinler düşü şöyle yorumlar: Pagos tepesinde oturacak olanlar eskisine göre üç, dört kat daha fazla mutlu olacaklardır.
Bunun üzerine kehanet gerçeğe dönüştürülür ve Pagos Dağı (Kadifekale) eteklerinde İzmir şehri kurulur.

ATATÜRK KÖŞESİ

Aynı bugünkü gibi

Atatürk Mudanya üzerinden Bursa'ya gitmektedir. Onun oradan geçeceğini duyan halk yola çıkar ve Atatürk bir anda kendini kalabalığın ortasında bulur. Bu arada yaşlı bir kadın elindeki kağıtla Atatürk'e yaklaşır ve "Ben sizin Selanik'ten komşunuzum. Oğlum Devlet Demir Yolları'nda işe girmek istiyor. Siz de işe alsınlar demiştiniz ama yine de almadılar" der. Atatürk "Demek bana rağmen almadılar ha.. Çok iyi yapmışlar. Benim tavsiyeme rağmen almadılar demek. Ne iyi yapmışlar. Cumhuriyet işte böyle anlaşılacak, böyle yaşanacak. Cumhuriyetten beklediğimiz sonuç budur." Der.
  
***
Eminim, bugünlerde de tüm işe almalarda, tüm atamalarda liyakata ne kadar önem verildiğini hatırlayınca, hepiniz içinizden bugün de hiçbir şey değişmemiş demişsinizdir.


HABER YORUMLARI KÖŞESİ

HABER:

Mısır'daki halk hareketinin sembol isimlerinden olan ve Time Dergisi tarafından "yılın adamı" seçilen Ahmet Harara, uğruna mücadele ederken kaybettiği gözlerinden birine Arapça "özgürlük" yazdırdı.
Basından

Yorum:
Umarım, gözlerini sadece hırs bürüyen yöneticiler, bu gözü görürler de hırslarından biraz arınırlar.

SOHBET EDEN ŞİİRLER

Tüm annelerimizin Anneler Günü kutlu olsun

Üfleme bana anneciğim korkuyorum
Dua edip edip, geceleri.
Haytayım ama ne kadar güzel
Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.

Niçin böyle örtmüşler üstümü
Çok muntazam, ki bana hüzün verir.
Ağarırken uzak rüzgarlar içinde
Oyuncaklar gibi şehir.

Gözlerim örtük fakat yüzümle görüyorum
Ağlıyorsun, nur gibi.
Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
Duvardaki resimlerle, nasibi.

Anneciğim, büyüyorum ben şimdi,
Büyüyor göllerde kamış.
Fakat değnekten atım nerde
Kardeşim su versin ona, susamış.
Fazıl Hüsnü dağlarca

****

Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı, adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama.

Kaç zamandır yüzüm traşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim kulağım kirişte
Ölümü özledim anne.
Yaşamak isterken delice
Ah.. verebilseydim keşke
Yüreği avcunda koşan her bir anneye
Tepeden tırnağa oğula
Ve kıza kesmiş
Bir ülkeye armağan
Düşlerimle sınırsız
Diretmişliğimle genç
Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma
Usulca açıverdi yanağımda tomurcuk
Pir Sultan'ı düşün anne, Şeyh Bedrettin'i
Börklüce'yi
İnsanları düşün anne
Düşün ki yüreğin sallansın
Düşün ki o an güneşli güzel günlere inanan
Mutlu bir yusufcuk havalansın
Nevzat Çelik


HAFTANIN AFORİZMASI
 

Zamanla anneliğin bir tarikata çok benzediğini, bir kez girince insanın kendine özgü her şeyden vazgeçmesi gerektiğini öğrendim. -Nancy Stahl-


AKIL AKILDAN ÜSTÜNMÜŞ


İşçi      : - Patron Brezilya'da sadece fahişeler ve futbolcular vardır.
Patron : - Ne diyorsun ulan! Benim karım da Brezilyalı.
İşçi      : -Karınız hangi takımda oynuyordu patron?

***
Padişah ve sadrazam çocuklarını peş peşe sünnet ettirmişlerdi.
Bir süre sonra padişah sadrazama sordu;
-Senin yaptığın sünnet mi daha güzel oldu yoksa benim yaptığım mı?
-Elbette benim yaptığım sultanım!
-Bre nasıl dersin bunu?
-Sultanım benim çocuklarımın sünnetini padişahımız onurlandırdı. Sizin sünnetin en önemli konuğu ise sadrazamdı.
***
Bir İngiliz soylusu Bernard Shaw'a sataştı;
-Bildiğim kadarıyla, sizin babanız fırıncıydı. Siz niye fırıncı olmadınız?
Bernard Shaw cevap verdi;
-Bildiğim kadarı ile sizin babanızda soylu biriydi siz niye böyle soysuz oldunuz?

APTAL AMA MUTLUYUZ

-Ne zaman bir aptallık yapsam güler geçerim.
-Desene hayatın neşe içinde geçiyor.

***

-Hiçbir kadın beni aptallaştıramaz.
-Peki, nasıl oldu öyleyse?

**
-Bu sabah bize niye gazete bırakmadınız?
-Özür dilerim yarın iki tane bırakırım, ödeşiriz.

***
-Söyle bakalım, üç savaşa kumandanlık yapan General George Wilson kaçıncı savaşında vurulup ölmüştür.
-Özür dilerim tarih bilgim çok zayıftır bilemeyeceğim.

APTAL YERİNE KONULMAK İSTEMEYİZ

Almancı Temel evlenir ancak gerdek gecesi bir türlü amacına ulaşamaz. Ertesi sabah da  Almanya'ya uçacaktır. Havaalanına gitmek için hazırlanırken bir yandan kendi kendine söylenir; "Ula ne piçum evliliktur. Kaç yıldır milli olmak için pekleyrum, hevesum kursağımda kaldı."
Fadime Temel'in sinirlendiğini görünce onu sakinleştirmeye çalışır; Temel'ciğum sen beni hiç uyarmadın ki. Ben uyarılmadan asla sevişemem. Temel bavulunu toparlar toparlamaz Fadime'ye döner 'Bak Fadime. Üç ay sora Almanya'dan döneceğum. UYARMADI deme. Döner dönmez de....(!)
***
Temel üç ay sonra Alamanya'dan büyük bir hevesle döner ki ne görsün? Fadime hamile.
-Uyy Fadime pen sana elimu sürmeden nasul hamile kalursun?
-Temelciğum sen pana Almanya'dan fotoğraf göndermiştun ya, işte o fotoğraftan hamile kaldum.
-Ula Fadime sen penu aptal mı belleyisun? Gönderdiğum fotoğraf vesikaliktu, nasil hamile kalacasun?
***
Temel hamile Fadime'yi de alıp Almanya'ya döner. Bir akşam eve çok mutlu gelir. Fadime sebebini sorunca "Bugün tam 50 bin Euro kazandım" der. Fadime "nasıl" diye sorunca temel anlatır: Bir ilaç firması deney yaptırmak için AİDS virüsü şırınga edecek denek arıyordu. Bizim fabrikadan bir tek ben çıktım. Şırıngayı yaptırdım 50 bin Euro'yu kaptım.
-Ula Temel delurdun mi? Hiç para için AİDS olunur mi?
-Sus kız Fadime çaktırma. O kadar da salak değilum ya, şırınga yaparlarken prezervatif takmişidum.

DÜNYANIN EN ESKİ MESLEĞİ

Cafer, yıldırım aşkına tutulduğu kadınla iki gün içinde evlenmişti.
Düğün gecesi karısı ile sevişirken sordu:
-Aşkımdan, senin ne iş yaptığını bile sormayı unuttum. Sahi evlenmeden önce sen ne iş yapıyordun?
Karısı Cafer'i iyice kendine çekerken şuh bir sesle yanıtladı:
-Aynı işi hayatım.
***
İşportacılık yapan Salamon, üç fahişe ile birlikte komiserin önüne getirilmişti. Komiser daha soru sormadan birinci kadın atıldı: Efendim ben annemi ziyarete gidiyordum, polisler beni yanlışlıkla tutuklayıp getirdiler."
"Sus fahişe" dedi komiser. "Bu kaçıncı, utanmadan bir de yalan söylüyorsun. Atın bunu içeri."
İkinci kadın "Ben özel sekreterim komiser bey. Otelde o adamın bazı özel mektuplarını yazacaktım."
"Baskında elinde tutarken yakalandığın şeyi de kalem zannetmiştin her halde" dedi komiser kükreyerek ve " Atın bunu da içeri" diye bağırdı.
Üçüncü kadın  "Efendim beni bağışların" dedi "Ben fahişeyim. Başka geçim kaynağım yok. Bu yüzden sokaklara düştüm."
Komiser  "Bu kıza birkaç lira verin ve serbest bırakın. Yarın da namusu ile çalışabileceği bir iş bulalım kendisine" dedi. Son olarak Salamon'a çıkıştı  "Sen niye buradasın bakayım?" Salamon boynunu bükerek yanıtladı komiseri
"Ben de fahişeyim efendim. Kader işte."
***
-Kocan evde mi?
-Yo
-Beni içeri alsana.
-Beni fahişe mi sandın?
-Para vereceğimi de kim söyledi.
***
Paralı otobüste

Otobüs biletçisi: Ücretiniz bayan
Kadın               : 100 Dolar canım.