30 Ağustos Zafer Bayramı’ndan bu yana hemen her gün bir kentimizde ‘Kurtuluş Günleri’ kutlanıyor, şenlikler yaşanıyor.

Nedense o kentin insanlarının dışında pek ilgilenen yok…
Bize ne oldu?
Bu kadar basit ya da kolay mı?
Allah’tan bizim yani İzmir’imizin bir ‘9 Eylül’ü var…
Bu yıl daha parlak törenlerle kutlamaya hazırlanıyoruz.
Bizim çocukluk ve gençliğimizde 9 Eylül Kurtuluş törenleri o kadar güzel ve şaşalı idi ki bunu yaşamayan bilemez.
Şöyle diyeyim:
‘Bütün Ege, hatta Türkiye İzmir’de buluşurdu!’
Örneğin ilk kurşunu atan Ödemiş’ten bizim akrabalar bile mutlaka ya bizim ya da diğer akrabalarımızın misafiri olurlardı.
Hep söylerler:
‘İlkkurşun’dan İnönü’ye, Sakarya’dan Dumlupınar’a bağımsızlık mücadelemizin gururunu göğsümüzde taşıyoruz…
Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve tüm kurtuluş kahramanlarımızı saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz…’


25 Şubat 2012 tarihinde ziyarete açılan Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi Ödemiş’e yolu düşenlerle, ilgili ve meraklıların mutlaka özel olarak gidip ziyaret etmelerini öneriyorum.
Orada şu an itibariyle sayısı 9600’e yakın taşınır kültür varlıklarının 2/3’ü, toplam büyüklüğü 455 metrekare civarında olan bu odalar ve koridorlar ve sergi salonuna yerleştirilmiş camlı dolaplarda ve iç avluda açık olarak sergilenmektedir.
Tabii ki bunların içinde Yunan ve Yunan işbirlikçilerine karşı silahlı mücadele veren akrabalarımdan birinin silahı, kıyafetleri ve vatansever arkadaşlarıyla çekilmiş fotoğrafları da sergileniyor.
Ödemiş Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi’nde Rum ve bazı Yunanlıların armağan ettikleri de dahil 6 bin 219 adet taşınır kültür varlığı bulunuyor.
Arşiv Koleksiyonu ise 29 fon kapsamında 20,815 adet belge bulunuyor.
Genel Kitaplıkta1484, Süreli Yayın ve Gazete Kitaplığı’nda 1050, Sözlük Kitaplığı’nda 565, Savaş ve Recep Başsoy Kitaplığı’nda 493 ve Tez Kitaplığı’nda 27 adet olmak üzere toplam 3619 adet kayıtlı kitap bulunuyor.
Müze, arşiv ve kütüphane bağışçılarının toplam ise 406 kişi…
Tabii ki yalnız Ödemiş’ten değil!
Tire’den, Bayındırdan, Aydın, Nazilli, Muğla, Denizli, Manisa, Uşak, Balıkesir aklınıza gelen her yerden binlerce kişi İzmir’e gelirdi…
Birincisi ev halkına İzmir’i göstermek içindi…


İkincisi; üretip sattığı ürününün karşılığında İzmir’den tüm ihtiyaçlarını karşılamak içindi,
Üçüncüsü; bir ay süren İzmir Enternasyonal Fuarını (20 Ağustos- 20 Eylül) ziyaret etmek, adını duydukları sanatçıları görmek, Amerika, Rusya ve tüm memleketlerin pavyonlarını ziyaret ederek son gelişmelerden haberdar olmak içindi…
Dördüncüsü; Basmane semtinden başlayan bir ucu Eşrefpaşa Bayramyeri’nde diğer ucu Cumhuriyet Meydanı’nda olan korteji izlemek, Manisa’nın Mesir macununda olduğu gibi saçılan çeşitli ödülleri kapıp bunlarla övünmek içindi,
Tabii ki İzmir Hatırası Fotoğraf çektirmek ve Kemeraltı’nda döner yemek, Körfez vapurları ile tur atmak bir ayrıcalıktı…
Tabii otellerde yer bulmak imkansız gibiydi…
İzmirlilerin misafir ettikleri de belli sayıda idi…
Binlerce kişi geceyi parklarda, bahçelerde, Kültürpark’ta (Fuar) da açıkhavada geçirir, ama kesinlikle şikayet etmez, hayatlarından memnun olduklarını belirtirlerdi.