Türk Medeni Kanunu, boşanma davası açmaya hakkı olan eş için bir imkan daha getirerek, bu eşin dilerse ayrılık davası da açabileceğini ve evliliği sona erdirmeden tarafların ayrı yaşamalarına imkan tanınmasını talep edebileceğini düzenlemiştir.
Boşanma kararı sonrasında eşler, birbirlerine mirasçı olamazken, ayrılık davalarında eşlerin birbirlerine mirasçılıkları devam edecektir. Yine boşanma kararı sonrasında eşlerin birbirlerine sadakat borcu kalmaz. Ayrılık kararı verilmesi durumunda ise eşlerin sadakat borçları devam etmektedir. Benzer şekilde boşanma kararı sonrasında kadın kendi soyadını taşıyacak olmasına rağmen; ayrılık kararı sonrasında kadın kocasının soyadını taşımaya devam edecektir. Daha önce de belirttiğimiz gibi ayrılık davasındaki amaç, evlilik birliğinin yeniden kurulması için taraflara imkan sağlanmasıdır. Eşlerin tüm birlikteliklerini ve ortak hayatlarını bir anda boşanarak yıkmamaları için tercih edilen bu yol sayesinde; tarafların evliliklerinin üzerine daha sağlıklı ve mantıklı bir şekilde düşünmeleri amaçlanır.
Boşanma davasında tarafların medeni durumu değişmekte, mal paylaşımı yapılmaktadır. Ayrılık davasında ise medeni durum değişmemekte ve eşlerin birbirine karşı sadakat yükümlülüğü devam etmektedir. Bu dava ile, mahkemece belirlenecek olan ayrılık süresi içerisinde evlilik birliğinin yeniden kurulmasına imkan sağlanır. Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 167 ve devamında ayrılık davasının ne olduğu, şartları ve sonuçları belirtilmiştir.   İnceleyecek olursak;
Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 167- ‘’Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.’’ Geçici önlemler Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.  Karar Boşanma veya ayrılık Madde 170- Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.

Ayrılık Kararı Ne Kadar Süre İle Verilir?

Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. Ayrılık davasında hakim eşlerin ortak yaşamı yeniden kurabilmeleri için 1-3 yıl arasında taraflara süre tanır. Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur. Hâkim tarafından belirlenecek bu süre,   sürenin dolması ile birlikte kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Hükmedilen ayrılık süresi uzatılamayacağı gibi, ikinci bir ayrılık süresi de verilemez.

Ayrılık Davası Açmadaki Amaç Nedir?

Ayrılık davası, evliliklerinde sorunlar bulunan ancak evliliklerini boşanma ile sona erdirmek istemeyenler eşlerin başvurdukları ve belirli süre ayrı yaşanması yönünde karar verilmesi talepli bir davadır. Ayrılık davası, boşanmak istemeyen ama beraber de yaşamak istemeyen eş için düşünülmüş bir yoldur. Davada amaç, evliliğin devamını sağlayabilmek için eşlere zaman tanınmasından ibarettir. Günümüzde geçerliliği çok bulunmasa da ailenin korunmasını amaçlayan kanun koyucu, ayrılık ile ilgili hükümlere medeni kanunda yer vermiştir.
Ayrılık kararının sona ermesine rağmen ortak hayat kurulamamışsa eşlerden her biri kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın boşanma davası açabilir. Açılacak bu boşanma davasında boşanmanın sonuçlarına karar verilirken, ayrılığa konu olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur. Ayrılık kararı verilmesi durumunda ortak yaşam tatil edildiği için, taraflardan birisinin ayrılık kararı içerisinde müşterek konuttan ayrılması terk anlamına gelmeyecektir.

Ayrılık Davasında Nafaka ve Tazminat Durumu

Ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır. Yine ayrılık kararı verilmesi durumunda hâkim, tarafların ekonomik durumu, müşterek çocukların ihtiyaçları ve sosyo-ekonomik hayat standartlarını göz önüne alarak uygun şekilde nafakaya hükmedecektir. Boşanma anlamına gelmeyen bu dava türünde tazminat düzenlemesi mevcut değildir. Fakat ayrılık süresince ekonomik anlamda maddi zorluk çekecek taraf olacaksa bu tarafa nafaka hükmedilir.
Bunun yanı sıra müşterek çocuklara ödenmesi gereken iştirak nafakası da haklar arasında yer almaktadır. Ayrılık kararında verilen geçici velayeti alan eş tarafından çocuklara iştirak nafakası talep edilebilir. İştirak nafakası, boşanma kararının kesinleşmesi sonucu alınan nafakadır. Ayrılık kararında ise iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bu nedenle tedbir nafakası miktarı belirlenirken müşterek çocukların yaşı ve sayısı dikkate alınmaktadır. Nafaka miktarı ve süresi ayrılık kararında yer almaktadır. Nafakanın bitimi ise ayrılık kararı süresinin bitmesi hâlinde sona ermektedir. Ayrılık kararında çocukların üstün yararı korunmaya devam eder. Öncelikle çocuklar için hangi koşullar daha iyi ise velayetin o koşullarda yaşayan ebeveyne verilmesi kararlaştırılır. Velayeti alan eşe ise nafaka ödenmesi istenir.