Akil Ulukaya Urla - Zeytineli Yalı plajı'na gittiğinde bazı yetkililerin kulaklarını çınlatmış...

'Her ihtimale karşı' da iddiasını belgelemek için fotoğraflarını çekmiş.

Birçok kişi için önemli değil ama Akil Ulukaya gibi benim için de çok önemli...

Koskocaman plajda tek çöp konteyneri varmış, o da tepeleme dolu...

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bu sorun herhalde Kayyum olarak görevlendirilen Urla Kaymakamının başını ağrıtacağa benziyor.

Ama o de geçenlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni bazı konularda suçladı..

Ama anında yanıt verildi ve 'siyaset yapma!' denildi...

Önceki kaymakamı biliyoruz...

Görevden alındı...

Suçunu söylememe gerek yok...

Akil Ulukaya bakın ne diyor?

'Bu sabah çektik fotoğrafları.

Bir tek çöp konteyneri var ve tepeleme dolu.

Bizler Uzunkuyu ve çevre köy/mahalle sakinlerinin kullanabildiği tek sahilimizin belediyemizce temizlenmesini, ailece gidebileceğimiz bir hale gelmesini talep ediyoruz.

Ayrıca denizin içindeki 2 adet borunun ne olduğunu bilmiyoruz.

Hiç hoş durmuyor...

'Sağlık sorunu yaratır mı?' ayrı bir soru...'

11 Haziran Cuma günü tanık oldum:

Resmi plakalı Urla Belediyesi'ne ait bir araç ağaçların altında park etmiş...

Merak ettim, 'Bunlar ne yapıyor?' diye meraklı gözlerle baktım ve belli edecek şekilde plakasına baktım...

Herhalde şikayet edeceğimi düşünmüş olacaklar ki, bir iki dakika içinde kalkıp görevleri neyse oraya gitmiş olmalılar.

Acaba bunlar, yani araçlar merkezden takip edilmiyorlar mı?

Aynı gün saat 15.15 de falan bir temizlik aracı hızla geçip gitti..

Halbuki Akil Bey'in de söylediği gibi tek çöp konteyneri ağzına kadar dolu idi..

Belki de mesaisi bitmiş olmalı görevlilerin...

Bilemiyorum..

Kimseyi de suçlamak istemiyorum...

Sadece yetkililerin biraz daha işleyişleri kontrol altına almaları gerektiğini düşünüyorum...

Çöp bidonlarının dolu olmaları bir yana, çevreleri de atılan atıklarla dolu...

Sadece konteynerleri boşaltmak olmaz...

Mutlaka çevreleri de temizlenmeli...

'Eleman yok, para yok, alan geniş' veya başka türlü bahaneleri kabul etmiyorum...

Bir iş ya yapılır, ya yapılır...

Yoksa 'Bana göre değil' denilerek eyvallah denilir.

BİR KİŞİ HARİÇ

Greenpeace bir açıklama yapmış...

Üstelik bir de sesli video koymuş...

Dedikleri şu:

'Okyanuslarda yaşayan milyonlarca eşsiz canlıyı korumak için mücadele ediyoruz. Dünyanın her yerinde 3.5 milyonu aşkın insan Birleşmiş Milletler'den okyanus koruma alanları oluşturmasını talep ediyor. İmza ver, bize katıl!'

Yorum yapan herkes hak vermiş, yorumlar yapmış, biri hariç...

O kişi de, 'Sakın bunlara inanmayın, Türkiye'yi batırmak istiyorlar' diyor özetle...

Yanıtın vatandaşlar vermiş...

İşte bu arada şu haberi aldım:

BİR ARAYA GELDİLER

Seferihisar'ın Orhanlı Köylüleri yine görüntülü bir haber paylaştı.

Söyledikleri şu:

'Yaşamımızı tehdit eden Jeotermal Santrali toplantısını iptal ettirdik!

Köyümüzde yapılması planlanan JES-RES-GES (Jeotermal, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi) entegre enerji santrali projesine karşı çıkmak için 11 Haziran Cuma günü gencimizle yaşlımızla bir araya geldik.

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci kapsamında yapılmak istenen Halkın Katılım Toplantısı'nı (HKT) efe kıyafetleriyle zeybek oynayarak, davul zurna eşliğinde protesto ederek iptal ettirmeyi başardık. Köyümüzdeki yaşam savunmamıza destek olan tüm avukatlara ve doğa dostlarına teşekkür ederiz.

Orhanlı Vadisi'ndeki yaşamı tehdit eden projeler durduruluncaya kadar haklarımızı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.'