Sevgili okuyucularım:

Ekonominin güçlenmesi, birkaç kişinin veya bir zümrenin zenginliği ile değil, çarşı pazardaki bereketle ölçülür.
Bu da ancak demokrasi ile mümkündür.
Demokrasi varsa o kentin ürettiği refah adil bir şekilde paylaşılır, değil mi?
Son zamanlarda durum böyle mi?
Çok sayıda çalışan için öğle yemeğini bir lokantada yemek bile artık lüks. Evden işe taşınan sefer tasları her geçen gün artıyor.
Hem artan maliyetler hem de azalan müşteri nedeniyle esnaf iki kere zarar ediyor.
Gün geliyor, siftah yapamıyor, kepenk indiriyor.
Bu söylediklerimi bilmeyen, duymayan, görmeyen var mı?
Tabii ki bu durum vicdan sahibi herkesin içini kan ağlatıyor.
Hepimizin isteği dileği nedir?
Bir kentin, bu memleketin ürettiği refah sadece birilerinin zenginleşmesine yaramamalı!
Demokrasinin ileri olduğu ülkelerde ne yapılır?
Kentin ürettiği refah adil bir şekilde paylaşılır.
Ve refah herkese yeter.
Demokrasi olmadan zenginleşmek de mümkün.
Ama demokrasi varsa herkes adil bir şekilde üretilen refahtan payını alır.
İşin özeti bu…
Bunlar Pazar günü Zekeriya Mutlu’nun tekrar Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Başkanlığına tekrar seçildiği gün konuşuldu.
Ve şöyle denildi:

*

‘Demokrasinin dört temel direği var.
Birincisi doğamızla uyum, ikincisi geçmişimizle uyum, üçüncüsü değişimle uyum, dördüncüsü de birbirimizle uyum.
Doğamızla uyum, parçası olduğumuz doğaya sahip çıkmak demek. Geçmişimizle uyum ise eğer geçmişimizi bilmiyorsak bir gelecek inşa edemeyiz demek.
Eğitim, teknoloji, e-ticaret...
Bunların hepsi değişim demek.
İşte bunu yakalamak gerek.
Son olarak birbirimizle uyum...
Düğün gibi yapılan toplantılar, demokrasi şöleni şeklinde geçen etkinlikler bizleri heyecanlandırır.
Bizi birbirimizden ayıran sebeplerden çok birleştiren sebeplere odaklanmak gerek.
Bunu yapanlar kazanır.
Kalite yükselir.

*
 
Başkan Zekeriya Mutlu da bakın ne diyor?
‘Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, İzmir nüfusunun dörtte biri ile doğrudan bağlantısı olan bir birlik.
Pandemi, deprem ve tsunamiyle karşılaştık.
Neye uğradığımıza şaşırdık, ezberimiz bozuldu.
Kısıtlamalar, kapanmalar başladı.
İnsanlar, canı ile ekmeği arasında kaldı.
Hammadde sıkıntısı başladı.
Esnaf bu dönemde çok büyük zarar etti…