Lokman Hekim, oğluna dedi ki:
Oğlum hayatında üç şeyden taviz verme;
1- En iyi yemeği yemekten,
2- En konforlu yatakta uyumaktan,
3- En lüks evde oturmaktan.
Oğlu, ‘Babacığım, biz fakiriz, peki ben bunu nasıl gerçekleştireceğim?’ deyince, Lokman Hekim şöyle cevapladı:
‘Sadece acıktığında yemek yersen; en iyi yemeği yemiş olursun, çok çalışıp yorgun bir vaziyette uyursan; en konforlu yatakta yatmış olursun, insanlara iyi muamele yaparsan; onların kalbinde yer edersin, böylece en lüks evde oturmuş olursun.’
Merak ediyorum;
Acaba bugün ailenin büyüğü Lokman Hekim gibi evin küçüğüne böyle bir nasihatte bulunursa, nasıl karşılanır?
Hiç ama hiç kimse böyle nasihat ya da öneriye olumlu bakmaz…
Herkesin gözü yükseklerde…
O da para ile olur…
Bunun için de çoğunluğun yapmayacağı yoktur…
Ben böyle düşünüyorum…
Şimdi bir hikaye ile devam edelim.
Bir iki kez anlatmıştım;
İzmir’den gelmiş geçmiş önemli gazetecilerimizden biri de Kaya Çelikkanat idi…
Nedense, İzmir’e hiçbir katkısı olmamış, sadece birilerinin tanıdığı ya da sevgilisi olanların isimleri hoyratça bir yerlere örneğin parklara, caddelere verilip, isimlerine yarışmalar düzenlenirken Kaya Çelikkanat gibi yaşamını yazarak ve hizmet ederek geçirenlerden bir anma bile esirgenmiştir.
İşte Kaya Çelikkanat büyüğümüz gerçekleri de hep ‘hikaye’ olarak anlatmış, böylece çok kez yargıç karşısına çıkmaktan ya da cezaevine girmekten kurtulmuştu.
Şimdi ben de bir hikayeden alıntı yapıyorum…
Bakalım kaçımız ders çıkaracak?
 
Bir değil üç

Erenlerden biri ömrümce 3 şeyden ders aldım diyor:
Biri bir kadındı. Karşıma geldi, saçı başı darmadağın, sevdiği adam onu terk etmiş, bana ‘onu bul!’ diye yalvarıyor. 
‘Hanım, önce kendine gel, edebe gel, saçını başını topla, kıyafetini düzelt, öyle gel!’ deyince, ‘Ben bir adamın aşkıyla bu haldeyim, sana Allah sevgilisi diyorlar. Nasıl saçımı, başımı gördün?’
Bundan ders aldım…
İkincisi bir çocuktu.
Bir mum yaktım, ‘Nereden geldi bu ışık?’ dedim. 
Üfleyip söndürdü. 
‘Nereden geldiyse, oraya gitti!’ dedi. 
Anladım ki, o çocuk benden üstündü.
Bundan ders aldım.
Üçüncüsü bir sarhoştu. 
‘Yapma, içme, bak kendini rezil ediyorsun, içip yerlere düşüyorsun!’ dedim.
‘Boşver, beni bir kova su beni temizler ama sen kusur gördün, beni yargıladın. Seni hiç bir şey temizleyemez!’
Bundan da dersimi aldım
Erenin dediği gibi ‘nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders, nasibinde yoksa bütün dünya önüne serilse sana ters!’