Haftayı; Antalya Manavgat, Adana, Mersin, Ormaniye, Marmaris ve Kayseri'de devam eden 10'dan fazla farklı orman yangınları ile uğurladık.

Görüntüler bizi yüreğimizin ve beynimizin tam orta yerinden vurdu.
Sevimli gencimiz Mete Gazoz'un Tokyo'da 'ok atmada olimpiyat şampiyonu' olmasına bile sevinemedik, sporcu kızlarımız gibi...
'Türkiye'de son yıllarda yangın sayısı, hızla artıyor' diyen Hisar Uyar, acilen koruyucu önlem alınması ve yanan ormanların orman olarak kalacağını güvencesinin uygulanması talebiyle bir kampanya başlattı. Orman yangınlarına karşı acil eylem planı açıklanmasını istiyor.
Milletvekillerinin bile hiçbir önergesinin kabul olmadığı bir zamanda Hisar Uyar bari yalnız kalmasa...
Sosyal medyada gördüğümüz görüntüler, feryatlar, yakırışlar t için söyleyecek söz bulamıyorum.
Ama bir görüntü var ki bir iki satır söz etmek istiyorum...
Görüntü denizden çekilmiş..
Arka tepelerde alevler var...
Yani ormanlar yanmaya başlamış..
Birkaç tatilci aile yemekte...
Aman Allah'ım neredeyse bunları birlikte linç edeceğiz...
Halbuki ben bu görüntü ya da benzerlerini ilk kez görmüyorum...
Önce ben de tepkimi gösterdim. Sonra da özetle şunları yazdım:
'Bu aileler iki saatte belki de üç saatte gidebilecekleri bu tepelere nasıl çıkacaklar, alevlere nasıl müdahale edecekler?
Sadece bizim gibi dua edebilirler...
Ve üzüntülerini bildirip paylaşırlar!
Ama bu masalarda oturanlar yerli halk ya da yerel yöneticiler veya tatile gelen üst bürokrat iseler hepsi 'Vatan hainidir!' yorumunu yaptım...
Çünkü bu kişiler en basitinden resmi makamları harekete geçirebilirler...
Yoksa kazma kürek ya da elinde bir kova ile tepelere çıkıp yangına müdahale etmeleri imkânsızdır.
Suçlu kim ya da kimler?
Görevini yapmayanlar...
Hisar Uyar kadar duyarlı olmayan, vizyon sahibi olmayanlar...
Başımıza gelenlerden, belalardan ders almayanlar...
Telefonlara çıkmayanlar...
Göz yumanlar...

Sistematik şekilde...

Her yıl birden fazla bölgede çıkan yangınlar, orman yangınlarının ülkemize sistematik bir orman yıkımı haline dönüştüğünün göstergesi. Acil ve kararlı eylem planlarına ihtiyacımız var.
Yanan ormanlarla birlikte, ormanda yaşayan canlılar da ölüyor, ormanın çevresindeki yerleşim yerleri zarar görüyor.
Türkiye'de son yıllarda yangın sayısı, yanan orman alanı miktarı ve yangın başına düşen yanan orman alanı miktarı hızla artıyor.
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, son 11 yılda yanan 98 bin 950 hektar orman alanı, 12 bin 863 Taksim Meydanı'na denk.
2020'de, 3 bin 399 yangında 20 bin 971 hektar orman alanı yandı, bu 29 bin 350 futbol stadyumu büyüklüğünde.
Bilinmeyen yangınların oranı 2011 ile 2015 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde yüzde 40,8'ken, bu oran 2016 ile 2020 arasındaki 5 yılda yüzde 51'e çıktı.
Orman yangınlarının önlenmesi ve ormanların korunması için, etkin, uygulanabilir, kararlı ve şeffaf eylem planının acilen ilan edilmesini talep edenleri kutluyorum.

İlk akla gelenler

Orman yangınlarına karşı mücadelede eylem planı aşağıdaki maddeleri öncelikli olarak içermelidir:
Ormancılık alanında uzmanlardan oluşan bir ekip kurulması
Tüm ormanlık alanların belirlenmesi
Orman sınırlarının, ormancılık prensiplerine uygun olarak çizilmesi
Yangın sonrasında yanan bölgenin yeniden ormanlaştırılacağına dair anayasal güvencenin uygulanması
Orman yangınlarını engellemek için gerekli tedbirlerin artırılması,
Orman yangınları ile ilgili verilerin araştırılması ve kamuoyuna şeffaflıkla açıklanması
Yangınla mücadele için gerekli teçhizatların ve çalışan sayısının artırılması
Yangına sebep olanlara caydırıcı cezalar verilmesi ve hiçbir istisna olmadan uygulamaların gerçekleşmesi
Orman genel müdürlüğü tarafından, mevcut yangın söndürme uçakları, teçhizatı ve personeli ile ilgili kamuoyuna bilgilendirme yapılması
Yangın söndürme uçaklarının ve yangınla mücadele için eğitimli personel sayısının arttırılmasını
Bulgular gösteriyor ki orman yangınlarının %87'si insan kaynaklı olarak gerçekleşiyor. Ormanlık alanların tahrip edilmesinde, orman yangınları kadar, ormanların yapılaşma, enerji yatırımları gibi çeşitli projelere tahsis edilmesi de ilk nedenler arasında.
Büyük bir üzüntüyle haberini aldığımız bir orman yangını sonrasında bu bölgelere baktığımızda çok sayıda inşaat projesi görüyoruz. Bu da çoğu zaman yangınların kasıtlı olarak çıkarıldığı algısının oluşmasına neden oluyor.