Ruslar onun siyah renkli Albatros uçağına “Kara Tehlike “ adını vermişti.
Çünkü her karşılaşmalarında derin yaralar açmıştı düşmanlarının uçaklarına.
Guadron G-IV tipi uçağı da onun öfkesinden kurtulamamış toprağa karışmıştı.
Kara Tehlike göklerle buluştuğu her an düşman uçakları havada olmaktan korkar olmuşlardı.
Ve sıra Sakarya Savaşında Yunan uçaklarına gelmişti.
Onlarda nasiplerini aldılar bu eşsiz Türk pilotundan.
Bir uçakları Anadolu topraklarına gömülmüştü.
Başarıları nedeniyle TBMM’den üç kez takdirname ve Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası almıştı.
Savaş sonrası İzmir’de yeni pilotlar yetiştirmeye çalıştı.( Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığı)
Ganimet olarak Yunanlılardan ele geçirilen motorlardan 28 Ocak 1925'te "VECİHİ K-VI" adını verdiği ilk Türk uçağını yaptı.
Ama izinsiz havalandığı için ceza aldı.
Yirmi yedi Eylül 1930 da Kadıköy Fikirtepe de ilk sivil uçak VECİHİ XIV’ü inşa etti ve uçurdu.
Ama uçuş izni alamadı bu nedenle Çekoslovakya’ya gitti
Yirmi üç Nisan 1931 de Çekoslovakya’dan uçuş izni aldı, ülkeye döndü.
1937 yılında Almanya Mühendislik okuluna gönderildi, bitirdi. 1939 da ülkeye döndü ama ‘iki yılda Mühendis olunmaz’ diye ruhsat verilmedi.
1954 de ilk sivil hava yolu şirketi Hürkuş Havayolları’nı kurdu.
Kaza, kaçırma ve sabotajlar nedeniyle ‘şirket uçuştan men edildi’
Vecihi Hürkuş 16 Temmuz 1969  da vefat etti.
                                *                                  *
Türkiye’nin demiryollarını inşa eden yabancı şirketler arasından sıyrılarak bu işi görev bilen ilk Türk Müteahhiti idi.
Bu nedenle Atatürk ona ‘Demirağ’ soyadını verdi.
1909 da depolarda bırakılan buğdayları kişisel inisiyatifle halka ucuz bedelle sattığı için hakkında soruşturma açıldı.
1918 de İlk Sigara Kağıdı fabrikasını kurarak yabancı tekeline son verdi.
Ürettiği kağıda ‘ Türk Zaferi’ ismini verdi.
İlk Yerli Paraşüt ve ilk Uçak Fabrikasını kurdu.
Müdafaa i Hukuk Cemiyetinde yer aldı.
Boğaz Köprüsü için Golden Gate’i inşa eden firma ile anlaştı.
Tüm Hazırlıkları bitince 1934 yılında Atatürk’e sundu.
Cumhurbaşkanının beğendiği proje hükümetten onay alamadı.
1936 da Uçak Fabrikası kurma çalışmasına başladı.
İlk uçağı NU.D-36 yı İlk uçak mühendisimiz Selahattin Alan’ın çizimleriyle gerçekleştirdi.
1938 de çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı NUD-38 i yaptı.
Dünya havacılığı yolcu uçakları ‘A sınıfına’ alındı.
Kurduğu ‘Gök Okulunda’ 1943 yılına değin 290 pilot yetiştirdi.
1939 da Türkiye’nin ilk yerli Paraşüt üretimini gerçekleştirdi.
1938 de THK ilk siparişini verdi.
Yeşilköy Hava Alanına iniş esnasında, hayvanlar girmesin diye açılan hendek görülemeyince uçak hendeğe düştüğü için THK siparişini iptal etti.
Yetmiyormuş gibi uçakların yurt dışına satışı kanunla yasaklandı.
İspanya, Irak ve İran’dan gelen uçak siparişleri engellendi.
Haksızlıkların önlenmesi, yanlışlıklara son verilmesi için devrin iktidarına, Cumhurbaşkanı İnönü’ye yapılan başvurular sonuçsuz kaldı.
Yasaklar nedeniyle 1950 yılında fabrika kapandı.
Dünyanın en büyük hava limanlarına eşdeğer hava alanı ve hangarlar istimlak edildi.(Günümüz Atatürk Hava Alanı)
Nuri Demirağ 13 Kasım 1957 de İstanbul’da Şeker hastalığından yaşamını yitirdi.  
*                                             *
İTÜ Elektronik Haberleşme Lisans eğitimi, Pennsylvania'nın (UPenn) GRASP laboratuvarından staj kabulü aldı. Eğitimini 2002- 4 yılları arasında Elektrik Mühendisliği Bölümünde Upenn'de sürdürdü. Araştırmaları kapsamında dünyada ilk kez İHA'ların formasyon uçuşu deneyleri, hava-yer robot takımlarının koordinasyonu, uçuş kontrol ve güdüm sistemleri konularında bilimsel yayınlara konu olan çalışmalar gerçekleştirdi.
Üstün başarıları nedeniyle Massachusetts Institute of Technology)'den burslu olarak yüksek lisans-doktora teklifi aldı. 2006 da bu üniversitenin Havacılık Uzay Mühendisliği bölümünden ikinci Yüksek Lisans diploması aldı.
2007 yılında Baykar bünyesinde başlayan Milli Özgün insansız hava aracı çalışmalarına destek amacıyla Türkiye’ye döndü.
Yıllarca Güneydoğunun dağlarında askerlerle birlikte İHA çalışmaları yaptı.
2005 yılında TAI tesislerinde mini İHA uçuşları gerçekleştirdi.
Beş yılda Türkiye’nin bu alanda öncü ülkelerden biri olabileceğini söyledi, destek istedi.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Pençe Harekatlarında hangarlarda kendi imalatları İHA’ ları yönetti. Mehmet’çiğin can kaybının önlenmesine büyük katkıda bulundu.
Libya’da yabancı İHA lara göz açtırmadı.
Cumhurbaşkanına damat olduğu için yıllardır eleştirildi, her yaptığına birileri tarafından kara çalındı.
TEKNOFEST’ler ile on binlerce genç yeteneği teknoloji ve bilime yönlendirdi.
İstanbul Belediyesi ile ortak Dene-Yap merkezleri açtı kendi bünyesinden eğiticilerle maddi katkı almadan gençleri bilime yöneltti, kendi şirketlerinden kaynak aktardı. Belediye bu işin reklamını yaptı.
Veli Ağbaba’nın, başında olduğu T3 vakfına para aktarıldığı iddialarına açık yürekle;“Para almadık ama üç yılda 4 milyon 250 bin Tl harcadık” diye yanıt verdi.
Ama ne yazık ki iddiaların asıl muhatabı İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunca zamandır en küçük bir açıklama yapmadı.
Dene-Yap merkezlerinde eğitim gören yüzlerce genç huzursuz oldu, bilim aktarımına darbe vuruldu.
Selçuk Bayraktar yanıt bekliyor ama İstanbul belediyesi sustu, susuyor.
‘İstikbal Göklerdedir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün kemikleri ne yazık ki sahte Atatürkçüler yüzünden yıllarca sızlatıldı ve sızlatılmaya devam ediyor.
Akıncı, Aksungur gökyüzüyle buluştu, Göksungur yakında mavi göklere tırmanacak.
Bu kez başaramayacaklar.